Türkiye'de 'IŞİD üyeliğinden' ilk tutuklama

Türkiye'de IŞİD'e üyelikten ilk kez bir Türkiye vatandaşı tutuklandı. 15 yaşındaki ikiz oğluyla geçen ekimde Suriye'ye gidip IŞİD'e katılan Ankaralı Musa Göktaş, evini satmak ve eşini de yanına almak için Türkiye'ye dönünce yakalandı.

cumhuriyet.com.tr



Ankara ’da serbest meslekle uğraşan 38 yaşındaki Musa Göktaş, 15 yaşındaki ikiz oğulları A. ile M.’yi de alarak 8 Ekim’de IŞİD’e katılmak için kaçak yollarla Suriye’ye geçti. Burada 4 aya yakın kalan baba Göktaş, iddialara göre evini satıp, geride eşini de götürmek için 27 Ocakta Türkiye ’ye geçti. Ancak Gaziantep’te bindiği otobüste polisin kimlik kontrolü esnasında yakalandı.

EŞİ KAYIP İHBARI YAPMIŞTI

Vatan'dan Mehmet Ali Demir'in haberine göre, Fatma Göktaş, polise oğulları ve kocası için kayıp başvurusunda bulundu. Anne Göktaş, oğullarının rızaları dışında babaları tarafından İŞİD’e katılmış olabileceğini de belirtti.

Musa Göktaş, tekrar Türkiye'ye giriş yapınca kimlik kontrolünde GBT sorgulamasında eşinin ifadesine dayanılarak çıkartılan arama kararına rastlanınca gözaltına alındı. Ardından da İŞİD terör örgütüne üye olmaktan Ankara Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu Savcılığı’na ifade verdi.

Savcılık Göktaş’ı tutuklanması istemiyle Ankara Nöbetçi 2’nci Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Mahkeme heyeti, Göktaş’ın kaçma ve delil karartması yönünden kuvvetli şüphenin bulunması bakımından tutuklanmasına karar verdi.

Musa Göktaş, mahkemede verdiği ifadesinde, Suriye’de geçen günlerine yönelik de çarpıcı detaylar anlattı: “Kendi inançlarıma göre yaşamak istiyordum. İnanç olarak kendime yakın gördüğüm IŞİD’e katılmak istiyordum. Bu amaçla 2000 doğumlu ikiz oğullarımı da alarak kaçak yollardan Suriye’ye geçtim. IŞİD’in hakimiyeti olan bölgeye geçtik. Militanlara, yanlarına katılmak istediğimi söyledim.”

“10-12 gün kadar bizi akide, yani inanç eğitimi dedikleri bir mülakata tabi tuttular. Bu eğitim sonunda Müslüman olduğumuza inandıklarından bizi bölgelerine kabul ettiler. İkiz oğullarımla birlikte bu bölgede mutfak işinde görevli olarak çalıştık. Kişi başına 90 dolar olmak üzere 270 dolar para alıyorduk. Hiç bir türlü silahlı eyleme katılmadım. Türkiye’de borçlarım vardı. Eşimle de bazı sorunları konuşmam gerekiyordu. Gayrimenkulümü satıp borçlarımı kapatacaktım. Duruma göre ikiz oğullarımı da alıp dönebilirdim.”