Türkiye yine Cannes'a karıştı
.
Esin KüçüktepepınarGitmek mi zor kalmak mı?
İlk filmi “Hedi” ile yer aldığı Berlin'deki Altın Ayı yarışında en iyi ilk film ödülünü alan yetenekli Tunuslu genç yönetmen Mohamed Ben Attia, ikinci filmi “Dear Son/Weldi” ile bu kez lise bitirme sınavlarına hazırlanan oğulları ortadan kaybolan ortayaşlı bir çiftin yaşadığı travmayı son derece minimal bir yaklaşımla anlatıyor. Cannes'ın yan bölümlerinden Eleştirmenlerin Haftası”nda gösterilen filmin yapımcıları arasında Türkiye'den Çiğdem Mater de burada, Cannes'da yeni projeler için ayrıca görüşmeler yapıyor. Birleşmiş Milletler'in araştırmasına göre radikalleşerek İslami terör örgütlerine katılan gençlerin sayısının en yüksek olduğu Tunus'tan gelen bu film, babanın oğlunu aramak üzere Suriye'ye yola düşüşüyle gidenin değil de geride kalanların trajedisini fazlasıyla alçak perdeden ama finalinde gerçekten yürek burkan bir incelikte anlatmasıyla öne çıkıyor. Cannes'da sadece sinemacılarımız değil festivalcilerimiz de var. İstanbul Film Festivali direktörü direktörü Kerem Ayan, yardımcısı Bulgu Öztürk, Yusuf Pinhas ve Nuray Muştu da ekip olarak yeni filmler için burada, Cannes'dan seyircimize ulaşacak müjdeler ise yakında. Festivalin ülkemizdeki yetenekleri dünya fırsatlarıyla tanıştıran Köprüde Buluşmalar organizasyonunun yöneticisi Gülin Üstün de toplantıdan toplantıya koşanlar arasında. Sanat sinemasını tüm yıl boyunca seyirciye ulaştıran Başka Sinema'dan Azize Tan ve Cenan Tüzel ise toplantıların yanısıra tabi ki keşif filmler peşinde.