"Türkiye yeni bir enerji devi yaratmak zorunda"

Uluslararası enerji piyasasının önde gelen isimlerinden Mehmet Öğütçü, enerji savaşlarının kızıştığı bir dönemde tüm dünyada "ulusal enerji devleri" oluşturma çabalarının hız kazandığını belirterek, Türkiye'nin de bu akımın dışında kalmamak için BOTAŞ ve TPAO'yu da kapsayacak şekilde yeni bir enerji devi yaratması çağrısında bulundu.

cumhuriyet.com.tr

Uluslararası Enerji Ajansı ve OECD yöneticisi olarak uzun yıllar görev yapan, halen de Londra'da çokuluslu bir enerji şirketinin yönetiminde olan Mehmet Öğütçü, "Devlet memuru mantalitesi ve yapısı içinde faaliyet gösteren mevcut şirketlerimizin başarıya ulaşması mümkün değil. Oysa TPAO, BOTAŞ yıllar boyunca muazzam teknik, finansal ve yönetsel beceriler, uluslararası deneyimler kazandı. Bunlar yok sayılamaz. Ne yapılacaksa bunca yıllık birikimin üzerine kurulmalı" diye konuştu.


"Şirket satın almak için ideal ortam"

Mehmet Öğütçü, oluşturulacak yeni enerji şirketinin, uluslararası sermaye piyasalarından gerek duyduğu fonları sıkıntısız bulacağını savunarak şunları söyledi:
"Bu şirket organik büyümesi için orta büyüklükteki küresel/bölgesel şirketleri satın alarak işe başlayabilir. Mevcut kriz ortamında hisse senetleri yüzde 60-70'e varan ölçüde değer kaybetmiş ve bizim için önemli coğrafyalarda faaliyet gösteren yarım düzine şirket hemen satın alınabilir. Rusya, Orta Asya ve Ortadoğu'daki hükümetlerle de varlık değişimi ya da pazara ayrıcalıklı giriş sağlanması yoluyla normalde uluslararası devlerin giremeyeceği petrol/doğal gaz sahalarına açılabiliriz."


"Bölgenin en büyük enerji pazarıyız"

Türkiye'nin Nabucco'ya ilişkin yaklaşımları konusunda önerilerde bulunan Mehmet Öğütçü şöyle dedi:  "Bakın belki farkında değiliz ama biz Gazprom'un dünyadaki AB'den sonra ikinci büyük müşterisiyiz. İran'ın halen doğalgaz ihraç edebildiği tek ülkeyiz. Bölgenin en büyük pazarıyız. Transit hatları üzerindeki en önemli geçiş ülkesiyiz. Kaynak ülkelerde güçlü bir etki alanına sahibiz. Hem kaynak ülkelerle karşılıklı bağımlılığa ve siyasi/kültürel yakınlığa dayalı yaklaşımı hem de AB entegrasyon hedefi çerçevesinde Nabucco'yu hayata geçirmede kilit rol oynayabiliriz. Elbette karşılığında ne elde edeceğimizi de bilmek durumundayız."

Öğütçü, Avrupa Birliği'nin hem bugün hem de gelecekte gaz arz güvenliğini temin etmek için Rusya dışında yeni bir enerji koridoru yaratmak zorunda olduğunu belirterek, "İşte bu noktada Nabucco stratejik olarak desteklenmesi gereken önemli bir proje. Yıllardır gündemde ve adım adım ilerliyor. Rusya-Ukrayna gaz ihtilafı ikinci kez patlak verince geleceğe ilişkin doğalgaz arz güvenliği kaygıları yeniden depreşti. Ve Nabucco'nun arkasına şimdi güçlü bir siyasi irade konuldu" dedi.

 

"Nabucco'ya gazı kim verecek"

Şu anda Nabucco'ya gaz verebileceğini söyleyen tek ülkenin Azerbaycan olduğunun altını çizen Öğütçü şu değerlendirmeyi yaptı:  "O da 8-9 milyar metreküp civarında. Fiyat ve transit uyuşmazlıkları nedeniyle bunun bile garanti olmadığını Bakü'den zaman zaman duyuyoruz. 31 milyar metreküplük hattın doldurulması için yamalı bohça usulü gaz toplamak yatırımcılar açısından pek isabetli bir yöntem değil. 20-25 yıl sureli kontratlar ve özel tahsis edilmiş rezervler gerekiyor. Yakın gelecekte Kazakistan, Türkmenistan, İran, Irak ve Mısır sanıldığı gibi Nabucco'ya gaz sağlayacak durumda değiller. Bu ülkelerin ya yeterince gazları yok, ya ihraç alt yapıları henüz kurulamadı ya da transit güzergahı üzerinde mevcut hukuki/siyasi ihtilaflar çözümlenemedi."

"Heves kırıcı noktalar var"

Öğütçü'ye göre, Türkiye Nabucco konusunda ciddi bir iletişim sorunu yaşıyor. Batılı hükümetler, şirketler, hatta bazı üretici ülkeler nezdinde güzergahın hayata geçirilmesini "makul olmayan isteklerle" engelliyor görüntüsü yayılıyor. Öğütçü'nün bu konudaki görüşü şöyle:  "Bu oyunu kaynak ülkelerde güçlü bir ortak görüntüsüne zarar vermeden, Ukrayna gibi şantaj yapıyormuş, keyfi kararlar alabilirmiş gibi bir konuma düşmeden oynamak lazım. Türkiye'nin kendi gaz arz güvenliğinin temini AB'nin arz güvenliğini düşünmekten daha önemli değil mi? Cüzi bir gaz transit ücreti ve 'aferin' karşılığında hem kendi gereksinimini üzerinden Avrupa'ya göndermesi, hem bu yüzden en önemli ortaklarından birisi haline gelen Rusya ile ilişkilerini ekşitmesi, hem de boru hatlarının yaratacağı ekolojik ve toplumsal sorunlarla bahsetmek zorunda kalması Nabucco konusunda çok hevesli olunmasını engelliyor."

"Nabucco AB üyeliğinin yolunu açmaz"

Nabucco ile AB üyeliği arasında kurulan bağlantıyı da yanlış bulan Öğütçü'nün bu konudaki değerlendirmesi şöyle: "AB üyeliğinin Nabucco sayesinde gelebileceğini sananlar bence çok iyimser. Elbette olumlu katkısı olur ama tek başına bizi AB üyeliğine sürüklemesi olacak iş değil. Şayet öyle bir şey olacaksa çoktan Ukrayna'ya olurdu. Böyle bir bağlantı taktik olarak da bizi zor duruma sokar. Burada önemli olan husus şu: şayet Türkiye bölgesel bir gaz transit ya da terminal ülkesi olmak istiyorsa şeffaf ve kurallara dayalı, keyfiliğe izin vermeyecek bir strateji geliştirmek zorunda."

 

Uzun vadeli yol haritası

"2023 Türkiye Yol Haritası" isimli kitabın da yazarı olan Öğütçü, özellikle şu noktaların altını çizdi:  "Yol haritasız bölük pörçük adımların bizi hiçbir yere götürmeyeceği aşikar. Ülkemizde artık Brüksel ya da Washington'da çizilmiş yol haritalarından ziyade, dünyadaki etkisi önümüzdeki dönemde daha da fazla hissedilecek yeni dönüşümü de hesaba katacak şekilde toplumsal boyutu ihmal edilmeyen yeni bir ekonomik, enerji ve siyasi gündemin rotasını gelecek kuşak için kendimiz çizmek zorundayız. Zamanımız yaklaşıyor. Küresel yeni enerji düzenin yönetim kurulu üyeleri arasında yer alabiliriz. Söylemeye gerek var mı, bunu kendiliğinden vermezler hiçbir ülkeye."