"Türkiye vize meselesini gözden geçirmelidir"

Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, partisinin Merkez Karar Kurulu toplantısı öncesinde yaptığı basın açıklamasında, çok üzgün olduklarını ifade ederek, ''İki menfur olay sonucunda, askerlerimiz şehit olmuş, yurttaşlarımız hayatını kaybetmiştir. Huzurlarında saygıyla eğiliyor, şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum'' diye konuştu.

İskenderun'un şimdiye kadar terör olaylarının dışında kaldığına işaret eden Cindoruk, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Amanos dağlarında zaman zaman terör örgütünün unsurları bulunmuştur ama ne var ki hiçbir zaman sahile inme cesaretini göstermemişlerdir. Hatay Türkiye için çok önemli ve zaman zaman tartışmalara neden olan bir bölgemizdir. Bu toprağımızda Suriye'nin gözü, talepleri vardır.

Sayın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu partimizi ziyarete geldiğinde kendisine bir şey söylemiştik, 'Bu vizelerin kaldırılması alanında ve sırasında acaba Suriye bu topraklar üzerindeki iddiasından vazgeçti mi? Bir deklarasyon ortaya koydu mu?' şeklinde. 'Koyacak' dedi. Bende, 'Koymadan evvel bu vizeleri kaldırmamız yanlış olmuştur. Suriye'nin Türkiye üzerinde hareket alanı sağladınız' dedim. Bu teröristler dağlardan oraya nasıl geldiler, gelemezler çünkü devlet oralarda tertibat almıştır. Bir yolla gelirler sınır kapılarından. Suriye vatandaşlarına tanınan imtiyazdan faydalanarak gelmişlerdir.''

Cindoruk, Hükümetin bu konu üzerine çok ciddi eğilmesi gerektiğini belirterek, ''Hükümet, vize konusundaki esnekliği dikkatli bir şekilde ortadan kaldırıcı veya sınırlayıcı bir yol ortaya koymalıdır. Türkiye vize meselesini gözden geçirmelidir. Çünkü Suriye'de de PKK'nın uzantısı olan bir örgüt vardır ve bu örgütün zaman zaman Türkiye'yi taciz ettiği bilinmektedir'' dedi.


İsrail'in yardım gemilerine saldırısı

İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısını, deniz ticareti hukukuna göre ''Haydutluk'' olarak niteleyen, Cindoruk, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu saldırı milletlerarası hukuka tamamen aykırıdır, kasten yapılmıştır. Bilerek yapılmış bir hadisedir. Bu gemileri püskürtmek, gemilerdeki kişileri öldürmek gibi deniz ticareti hukukunda, milletler arası hukukta var olan bütün suçlar işlenmiştir. Bunları bilerek ve kasten yapan İsrail'e karşı Türk Hükümeti sadece kınamadan bahsetmektedir. BM Güvenlik Kurulu da 'kınama' gibi çok zayıf bir müeyyideyi kullanmıştır.

İsrail, bölgesini ve kendi ülkesini savunan bir ülke olmaktan çıkmıştır. Dünya çapında terörün merkezi bir ülke haline gelmiştir. Türkiye büyükelçilik temsil düzeyini İsrail ile maslahatgüzar seviyesine indirmelidir.

İsrail büyükelçi ile temsil edilir karakter ve imkana sahip bir ülke olmaktan çıkmıştır. Hükümet, büyükelçimizi çekmekle kalmayıp, temsil düzeyini maslahatgüzarlığa indirdiğini ifade etmelidir. Böylece bu bölgedeki bütün devletlere örnek olmalıdır. İsrail'i durdurmak insanlık açısından bir mecburiyet haline gelmiştir.''