Türkiye tenis oynuyor

Çetin Altan’ın 35 yıl önceki hayali gerçek oluyor galiba. Türkiye’nin her köşesinde kurulan tenis kulüpleri, İstanbul’dan Batman’a kadar 110 uluslararası turnuva, yıldızları izleyebilmek için bilet peşinde koşan on binler. İşte Türkiye’de tenisin yükselişi…

Alp Ulagay/Cumhuriyet

İstanbul’un merkezine 30 kilometre mesafede, Esenyurt’taki Koza World Of Sport tesislerindeyiz. Merkez kortun çevresindeki ofislerde sürekli bir koşuşturma ve telefon trafiği var. Çünkü yarından itibaren TEB BNP Paribas İstanbul Open turnuvasına ev sahipliği yapacak. Turnuvanın medya direktörü Cahit Yavuz çağrılara yanıt vermekten konuşamıyor. İşte yine bir telefon ve tabii ki bilet ya da davetiye talebi. “Mümkün değil. Ancak locaların boş kaldığı günlerde orada misafir edebiliriz. Başka çarem yok” diyor. Bu ilginin en büyük sebebi basit: Roger Federer. Turnuvanın 1 numaralı seri başı Federer yaşayan bir efsane. İlgi öylesine büyük olmuş ki turnuva direktörü Yavuz Selek’e göre Federer’in geleceğinin açıklandığı 17 Şubat’ta final biletleri bir saat içinde, yarı final günü biletleri iki buçuk saat içinde tükendi. Halen de sadece pazartesi ve salı günleri hariç, bilet kalmadı. Bu tablo artık şaşırtıcı değil. İstanbul’da son yıllardaki üst düzey turnuvalarda biletler kapış kapış gidiyor. Diğer şehirlerdeki turnuvalara da yerel bir ilgi var. Cahit Yavuz’a göre bunun sebebi Türkiye’de tenise ilginin sürekli artması. Yavuz’a göre hobi amaçlı oynayanlar da dahil tenis kitlesinin büyüklüğü yakında 1 milyon kişiye yaklaşabilir.

 

AİLELERİN DEĞİŞEN ALGISI
Toplumdaki tenis algısı da son 10 yılda değişti. Uluslararası turnuvaların ve profesyonel dünyadaki genç Türk tenisçilerin etkisiyle aileler çocuklarını küçük yaşta tenise yönlendirmeye başladı. Tenis Dünyası dergisi Genel Yayın Yönetmeni Bülent Gürkan bu algı değişimini şöyle anlatıyor: “Aileler Türkiye’den de uluslararası yıldız çıkacağına, hatta buradan para da kazanılacağına inanmaya başladı. Sadece üç büyük şehirde değil, Anadolu’nun birçok şehrinde 6-8 yaşlarındaki çocuklarının elinden tutup tenis okullarına götürüyorlar. Özellikle 12-16 yaş grubunda dünyada 100 tenisçi arasına girmenin planlarını yapan gençler var.”

TURNUVA REKORTMENİ

Türkiye’nin tenisteki yükselişinde her seviyedeki uluslararası turnuva bolluğunun büyük payı var. Öyle ki Türkiye dünyada en çok turnuva düzenlenen ülkelerden biri haline gelmiş durumda. Örneğin bu yıl Türkiye’de 110 uluslararası turnuva düzenlenecek. Bunların büyük bölümü 10 bin dolar ödüllü Futures serisi turnuvaları. Uşak’ta, Balıkesir’de Futures turnuvaları düzenleniyor. Geçen hafta Batman’daki Challenger kategorisindeki turnuvayı dünya eski 29 numarası İsrailli Dudi Sela kazandı. Keza Ağrı’da, Mersin’de, Eskişehir, İzmir ve İstanbul’da da birer Challanger turnuvası yapılacak. Bu turnuvaların yaklaşık 2 milyon dolar tutan maliyeti ise büyük ölçüde sponsorlar tarafından karşılanıyor.

KÖYLERİNDE BİLE TENİS OYNANAN TÜRKİYE Gazeteci yazar Çetin Altan’ın bundan yıllar önce yazdığı temenni gerçek olacak galiba. Köylerinde bile tenis oynanan Türkiye. Tabii birbiri ardına açılan tenis kulüplerinin de bu sporun yayılmasında büyük payı var. TTF’nin bilgilerine göre Türkiye’deki tenis kulübü sayısı 317’yi buldu. Son örneklerden biri bu yılın başında Kahramanmaraş’ta kurulan Arman Özmen Akademi Spor Kulübü. Milli tenis hakemi ve eğitmeni olan Özmen şehirdeki ilgiyi anlatıyor: “2003’ten beri organize ediyoruz. Kulüple beraber 4 ila 10 yaşlarındaki 40 çocuğa tenis eğitimi vermeye başladık. Ayrıca birçok yetişkin de özel ders almaya geliyor. Bundan sonraki hedefimiz 20 dönümlük bir arazide kuracağımız altı kortlu tenis akademisi.”


SEYİRCİ PATLAMASI İstanbul’da 2005’ten beri her yıl uluslararası öneme sahip en az bir turnuva oynandı. WTA İstanbul Cup turnuvasına da ilgi yüksekti ama 2011 ile 2013 arasında İstanbul’da düzenlenen ve dünyanın en iyi sekiz kadın tenisçisinin sezon sonunda kozlarını paylaştığı WTA World Championship’le Türkiye’de tenise duyulan ilgili ortaya çıktı. Bu turnuvayı ilk yıl 70 bin, son yıl ise yaklaşık 100 bin civarında seyirci izledi. Üstelik bu sadece İstanbul seyircisinin ilgisinden kaynaklanmadı. Anadolu’nun birçok farklı şehrinden tenis meraklıları otobüslere binip Serena Williams, Maria Şarapova ve diğer yıldızları seyretmek için İstanbul’un yolunu tuttu.

 


100 BİN RAKET 2000 KORT

Tenis ekonomisi de büyüyor. Farklı kaynaklar farklı rakamlar veriyor ama Türkiye’de bir yılda 100 bin civarında tenis raketi satılıyor. Türkiye Tenis Federasyonu Başkan Vekili Gökhan Dönmez’e göre Türkiye’deki toplam kort sayısı da oteller, kulüpler, belediyeler dahil edilince 2000’i buldu. Ayrıca bir tenis turizminden söz etmek de mümkün. Her yıl 1000’den fazla profesyonel oyuncu Türkiye’de turnuva oynamaya geliyor. Tabii onlara eşlik eden antrenörleri, kimi zaman aileleri de var. Bunlara yıl boyunca düzenlenen senyörler ve tekerlekli sandalye turnuvalarını da ekleyince ciddi bir döviz girdisinden söz edilebilir.


DERGİSİ DE VAR

Tenisin bir de düzenli yayınlanan dergisi var: 2006’nın aralık ayından beri iki ayda bir yayınlanan Tenis Dünyası. Derginin genel yayın yönetmeni Bülent Gürkan 6000 satışa ulaştıklarını söylüyor: “İlk sayılardan beri dergi içeriğinin yüzde 65’ini yurtdışı turnuva ve haberlere, yüzde 35’ini Türkiye’dekilere ayırıyoruz. Ancak Türkiye’de düzenlenen WTA Championship gibi turnuvalara özel yer veriyoruz.” Derginin yazarları arasında dünyaca ünlü tenis eğitmeni Nick Bollettieri ve Paul Fein de yer alıyor. Derginin bu hafta sonu yayınlanan 69’uncu sayısı İstanbul Cup ATP turnuvasına ayrılmış. Kapağında ise turnuvanın bir numaralı seri başı Roger Federer var. Fiyatı 10 TL.


PROFESYONEL DÜNYA ZOR

Türkiye’nin henüz dünya tenisinde en üst sıralara tırmanmış bir kadın veya erkek tenisçisi yok. Erkekler sıralamasında 16, kadınlar sıralamasında ise 11 Türk tenisçi var. Ama büyük bölümü ilk 500’de değil. Halen erkeklerde Marsel İlhan (27) ATP sıralamasında 86’ncı. Kadınlarda ise Çağla Büyükakçay (25) WTS listesinde 139’ncu. Büyükakçay dokuz sezondur profesyonel, beş sezondur da dünyanın dört ayrı kıtasındaki turnuvalara katılıyor. Yılda yaklaşık 25 haftası turnuvalar için yurtdışında seyahatte geçiyor. 8 ila 10 hafta yine yurtdışı hazırlık kampları var. Milli takım ve Türkiye’deki antrenmanları da ekleyince neredeyse 49 haftalık bir takvim çıkıyor. Dört sezondur antrenörlüğünü yapan Can Üner’e göre bugünün profesyonel sporunda kariyer böyle geçiyor. Ayrıca birer fizyoterapist, kondisyoner ve mentordan destek alıyor. Bu yıl dünya sıralamasında 108’inciliğe kadar yükseldi. Tüm bunların karşılığında 2015’te brüt turnuva geliri 43 bin dolar (yaklaşık 117 bin TL) oldu.


SORUNLARI ES GEÇMEYELİM

İstanbul gibi büyük şehirlerde köklü kulüplerin sıkıntı çekmesi, kortlarını muhafaza etmekte zorlanması.

15-16 yaşında sonra birçok genç oyuncunun vazgeçip erken yaşta turnuvalardan çekilmesi.

Genç tenisçilere ilham verecek kadın veya erkek bir tenis yıldızının henüz çıkmaması.

Profesyonel adayı genç tenisçilerin bu zorlu yaşama henüz hazır olmaması.

Profesyonel oyuncuların bireysel sponsorluk bulmakta çok zorlanması