'Türkiye o kadar eften püften şeylerle uğraşıyor ki'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Üzülerek söylüyorum, Türkiye o kadar eften püften şeylerle uğraşıyor ki bütün enerjisini buralara harcıyor ve vatandaşımız sandığa giderken niye sandığa gittiğini çok sağlıklı tahlil edemiyor" dedi.
cumhuriyet.com.trCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) Meclisi toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu Sakarya'nın sorunlarını bildiğini, Sakarya'nın sanayi, tarım ve eğitim kenti olduğunu belirtirken, Sakarya'nın, İstanbul-Kocaeli-Sakarya-Bolu hinterlandında düşünülerek sorunlarının çözülebileceğini söyledi.
SATSO Meclisi Başkanı Engin Özkoç'un "Biz üretmek istiyoruz, biz eşit fırsatlar istiyoruz" sözleri üzerine Kılıçdaroğlu, "Bir siyasi otorite iktidara gelince kendisine oy veren vermeyen ayrımını esas alarak fırsat eşitliği sağlıyorum diye yola çıkamaz. Her yurttaşa her sanayiciye siyasi otoritenin eşit fırsatlar sağlaması gerekir. Bizim anlayışımız budur" dedi. CHP'nin altı okundan birinin de Milliyetçilik olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Bizim insanımız önce kazanacak başkaları değil. Kendi sanayicim, kendi çiftçim, kendi esnafım için çalışacağım. Bunlar kazanacak ki zenginleşme halka dokunsun. Zenginleşme halka dokunmazsa yani refahı tabana yayamazsak ülkenin sorunlarını çözemeyiz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, yerli sanayicinin kazanması için her türlü çabayı göstereceklerini vurguladı. Türkiye'de kişi başı gelirin arttığının açıklanmasına karşın yoksulluğun arttığını söyleyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ciddi ekonomik sorunları bulunmasına karşın bunların tartışılmadığına dikkat çekerek, "Türkiye bunları konuşmuyor, üzülerek söylüyorum, Türkiye o kadar eften püften şeylerle uğraşıyor ki bütün enerjisini buralara harcıyor ve vatandaşımız sandığa giderken niye sandığa gittiğini çok sağlıklı tahlil edemiyor. Çünkü politikacı halkın kafasını iyice karıştırıyor. Doğruları halk görmesin diye her türlü numarayı çekiyorlar" dedi. Türkiye'nin kurbanlık hayvanlarını dahi dışarıdan ithal eder hale geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Bu ayıp bize yetmez mi? Ne oldu bize arkadaşlar? Bu başarıysa itirazım yok. Elimiz vicdanımıza koyup konuşacağız. Ben dertliyim çünkü. Derdinizi yeteri kadar anlatamıyoruz" dedi.
Ergenekon cevabı: Sen yanmazsan, ben yanmazsam...
Kılıçdaroğlu'nun vatandaşların ödedikleri vergilerin hesabını sorması gerektiğini söylemesi üzerine, salondaki bir kişi "O zaman Ergenekon'dan içeri alırlar bizi" dedi. Kılıçdaroğlu da, "Korkudan hesap sormazsak; usta şair Nazım Hikmet ne demiş? 'Sen yanmazsan ben yanmazsam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa' Ben siyasete hesap sormak için girdim. Halkın sesi olmak çıktım, onun için siyaset yapıyorum" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, iktidarın kendisinin açığını aradığını ancak bulamadığını ifade ederek, "Ama ben isterim ki bu ülkede sade yurttaş da hesap sorarken başına bir şeyler gelmesin" dedi. Kılıçdaroğlu sanayicinin uluslararası alanda rekabet edebilmesi için özel bir teşvik politikası uygulayacaklarını kaydederek, ücretler üzerindeki vergi yükünü azaltacakları vaadinde bulundu.
Daha sonra salonda bulunanların sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, CHP örgütlerinde uygulanan yüzde 30'luk kadın kotasının az olduğu yönündeki eleştiriye, "Ben bütün kadın kardeşlerimi siyasette mücadeleye davet ediyorum, öyle kotalarla olmaz. Mücadeleyi yürütün, yüzde 30 kontenjan CHP'de var başka hiçbir partide yok ama, siz mücadeleyi yürütün yüzde 100'nü de alın, hiçbir engel yok" şeklinde cevap verdi.
'Türkiye'nin en büyük sorunu işsizlik'
Kılıçdaroğlu, Sakarya'nın Türkiye ekonomisinde önemli bir kent olduğunu söyledi. Sakarya'nın ayrıca bir deprem bölgesi olduğunu da anımsatan Kılıçdaroğlu, bilimdeki gelişmelerle bu sorunun da çözülebileceğini anlattı. Kılıçdaroğlu, Sakarya'nın sorunlarını bildiğini belirterek, bu sorunların İstanbul, Kocaeli, Bolu ve Sakarya ekseninde çözülmesi gerektiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, ''Sorunlara daha geniş perspektiften bakarsanız, yarattığınız katma değeri yerinde akılcı kullanırsanız sorunları çözersiniz'' dedi. CHP'nin sosyal demokrat bir parti olduğunu ve insanın mutluluğunu hedef aldığını belirten Kılıçdaroğlu, bunun dışındaki bir anlayışın doğru olmadığını savundu. Ülkenin en büyük sorununun işsizlik olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, refahın önce tabana yayılması gerektiğini söyledi.
Halka yayılmayan zenginleşmenin ülkenin sorunlarına çözüm olmayacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) rakamları açıklandı. Biz söylemiyoruz TÜİK söylüyor, yani devletin resmi organı söylüyor. 2008'den 2009'a Türkiye'de yoksul sayısı 818 bin kişi arttı. Bir ülkede 'kişi başına gelir arttı, ihracat patladı' denecek, 'sanayi şöyle oldu, böyle oldu' denecek, o zaman şu sorunun yanıtını hep beraber bulmak zorundayız. Madem ki durumumuz bu kadar iyi, niye yoksul sayısı bu kadar arttı? Yoksul sayımız 12 milyon 715 bine çıktı. Yunanistan nüfusundan daha fazla, Bulgaristan nüfusunun iki katı. Siz politikayı insan odaklı yapmazsanız bu sorunlarla her zaman karşılaşırsınız. Yoksulluğun arttığı yerde barış olmaz. Yoksulluğun arttığı yerde hapishanedeki insan sayısı artar. Örnek mi istiyorsunuz? 2002'de hapishanedeki insan sayısı 59 bin kişi, 2011 son rakam, hapishanedeki tutuklu ve hükümlü sayısı 121 bin kişi. Yüzde 100'ün üzerinde artış göstermiş. Hapishanelerde aynı yatakta iki, üç kişi yatıyor. Hayatı sağlıklı sorgulamazsak gerçekleri bulamayız. Biz önce bizim insanımız kazansın derken 'beraber yaratalım, beraber kazanalım bizim fabrikalarımız kazansın' diyoruz. 'Bizim sanayicimiz kazansın ona her türlü desteği verelim' diyoruz, bizim amacımız bu.''
Siyasi otoritenin her yurttaşa, her sanayiciye, her turizmciye, her işverene eşit mesafede, eşit fırsatlar tanıması gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, ''Bizim anlayışımız budur. Bizim anlayışımız altı okumuzdan biri de milliyetçiliktir. Bizim insanımız önce kazanacak, başkaları değil, önce kendi insanımız için çalışacağım başkası için değil'' dedi.
'Eksik olan temiz siyaset'
Türkiye'nin Avrupa'nın en büyük otobüs üretim merkezi olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, ama buna karşılık bazı belediyelerin Hollanda'dan tanesine 1 milyon 200 bin avro ödeyerek otobüs aldıklarını söyledi. Buna da örnek olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesini gösteren Kılıçdaroğlu, bu alımlarla Türkiye'nin Hollanda'nın işsizlik sorununa çözüm ürettiğini ileri sürdü. Bu durumun kendi milliyetçilik anlayışlarıyla bağdaşmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Önce benim sanayicim kazanacak. Benim ülkemde üretiliyorsa ben bu malı alacağım. Benim amacım o olmalı. Ben başka ülkelerin ürününü alırsam benim sanayicim iflas eder. Bir sanayicinin iflas etmesi de milli servetin yok olması demektir. Daha önce İstanbul ve Ege Sanayi Odalarında söylediğim şeyi burada tekrarlamak istiyorum; oralarda 'CHP, sanayiciyi nasıl tanımlıyor' diye sordular. Ben de 'Sanayici ekonominin kamu görevlisidir' dedim. Sanayici kendisi için çalışmaz, toplum için çalışır. Geldiğimiz noktada sanayiciye bunun için destek vermek zorundayız. Amacımız bu olmalı ama Türkiye bunlarla uğraşmıyor, bunları konuşmuyor. Üzülerek söylüyorum Türkiye o kadar eften püften şeylerle uğraşıyor ki bütün enerjisini buralara harcıyor. Vatandaşım sandığa giderken de niye sandığa gittiğini çok sağlıklı tahlil edemiyor. Çünkü politikacılar halkın kafasını iyice karıştırıyor. Doğruları halk görmesin diye her türlü numarayı çekiyor. Yanlış buradan başlıyor. Biz, üreten, çalışan Türkiye, istihdam yaratan sanayi istiyoruz. Onların başarılı olması için de her türlü çabayı göstermeye kararlıyız. Bu konuda hiç kimsenin endişesi olmasın.''
Hükümet yetkililerinin ülkenin gelişiminden bahsederken sadece ihracat rakamlarını açıkladıklarını ithalat rakamlarına değinmediklerini savunan Kılıçdaroğlu, ihracatın yüzde 6, ithalatın ise yüzde 35 arttığını söyledi. İthalatın artmasının dışarıdan daha fazla mal alımı anlamına geldiğini, ithalat kalemleri arasında daha önce Türkiye'de çokça üretilen sıvı yağ, pamuk, kurbanlık hayvanların da bulunduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu,Türkiye'nin özellikle hayvancılıkta, önceki yıllarda Ortadoğuyu besleyen konumda olduğunu hatırlattı. Kılıçdaroğlu, ''Ne oldu bize? Bu ayıp bize yeter, elimizi vicdanımıza koyup konuşacağız. Ben dertliyim çünkü derdimizi yeteri kadar anlatamıyoruz. Eğer bu ülkeyi seviyorsak, sorunları ve gerçekleri öğrenmek zorundayız. Sağlıklı sorgulamak zorundayız. Bu ülke kendi kendine yeten dünyadaki ender ülkelerden biriydi. Şimdi kendi kendine yetmiyor. Niye yetmiyor, neyimiz eksik? İnsanımız var, toprağımız, güneşimiz, insanımız her şeyimiz var. Eksik olan temiz siyaset'' dedi.
'Sanayicimizin daha iyi koşullarda rekabet etmesini istiyoruz'
Türkiyede yaşayan herkesin ödediği vergilerin nasıl kullanıldığını sorgulaması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, demokrasinin bu şekilde gelişeceğini kaydetti. Siyasete hesap sormak için girdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Siyasete halkın sesi olmak için girdim. Girerken de halka doğruları söyleyeceğimi vaat ettim. Yedi göbeğimizi araştırdılar 'bunda bir şey bulabilir miyiz' diye. Çok şükür bir şeyimiz yok. Alnımız temiz, onun için rahat hesap soruyoruz. Ama ben isterim ki bu ülkede yurttaşın da hesap sorarken başına bir şey gelmesin. Demokrasi özgürce eleştiri getirilen ortamdır ve siyasetçinin de eleştiriyi hoşgörüyle kabul ettiği sistemdir'' diye konuştu. Kılıçdaroğlu, sanayicinin uluslararası alanda rekabet edebilmesi için iktidarlarında özel bir teşvik politikası uygulayacaklarını da anlattı. Ücretler üzerindeki vergi yükünü makul düzeye indireceklerini de anlatan Kılıçdaroğlu, Türk sanayicisinin dünyanın en pahalı enerjisini kullandığını, bu şartlarda rekabet edilemeyeceğini dile getirdi.
Nükleer santral ihalesin de Rusya ile 20 milyar dolara anlaşıldığını belirten Kılıçdaroğlu, ''Nükleer santralda kilowaat saat 4-4,5 cent'tir. Bizde gene maliyet 13,5 cent. Siz nasıl rekabet edeceksiniz batıyla? CHP dışında bunu dile getiren başka bir siyasi parti yok. Çünkü biz sanayicimizin daha iyi koşullarda rekabet etmesini istiyoruz'' diye konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu, nükleer santral anlaşmalarında ihaleye çıkılmayarak maliyetlerin düşürülmediğini de savundu. Konuşmasının ardından soruları da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine hükümetin emeklileri ikinci sınıf vatandaş yerine koyduğunu, iktidarlarında intibak yasasını çıkararak emekliyi hak ettikleri yere getireceklerini söyledi.
Başka bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, kadınların siyasette daha fazla görev almalarını isteyerek, ''Bütün kadınları siyasette mücadeleye davet ediyorum'' dedi. Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Engin Özkoç da 10 bin üyeye sahip olduklarını belirterek sanayici olarak üretmek istediklerini söyledi. Özkoç, rakipleriyle aralarında fırsat eşitliğinin olması gerektiğini de vurguladı. Kılıçdaroğlu'na konuşmasının ardından Özkoç ve Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanvekili Muzaffer Güneş tarafından plaket verildi.
'Birilerine kaynak aktarmazsanız, bu ülkede kaynak var'
Esnafa Sosyal Güvenlik Destek Primini kaldırma sözü veren Kılıçdaroğlu, Mecliste görüşmeleri süren torba yasa hakkında da değerlendirmelerde bulundu. 2002'den bu yana 4 ekonomik af çıkarıldığını, iyi çalışan bir ekonomide af çıkarılmaya gerek duyulmayacağını belirten Kılıçdaroğlu, kamu alacaklarını yeniden yapılandıran düzenlemenin, 12 maddeden oluştuğunu ancak yasanın 216 maddeye çıkarıltığını söyleyerek, "Bu ne demektir, affı çıkarmayacağım demektir. Biz başından beri söyledik. Getirsinler affı hemen geçirelim meclisten" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, vaadlerinin kaynakğının bulunmadığı eleştirilerine bir kez daha Sakarya'dan yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, bu ülkede yeterince kaynağın bulunduğunu ifade ederek şöyle konuştu: "Kim demiş bu ülkede kaynak yok diye. şöyle bir etrafınıza bakın. yapılan savurganlıklara bir bakın. Bu ülke en varlıklı ülkelerden birisi. Yeri gelince övünüyoruz, dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biriyiz diye. Kaynak var. 1 liralık malı 5 liraya almazsanız, 100 liralık işi bin liraya yaptırmazsanız. Birilerine kaynak aktarmazsanız, bu ülkede kaynak var."
Kılıçdaroğlu'na yurttaşlardan yoğun ilgi
Kılıçdaroğlu, daha sonra Adapazarı Çark Caddesi'nde vatandaşlarla ve esnafla selamlaştı. Yoğun ilgiden dolayı yürümekte güçlük çeken Kılıçdaroğlu'na sevgi gösterilerinde bulunuldu. Yurttaşlar sık sık, "Devrimci Kemal, Başbakan Kemal" sloganları attılar. Bazı vatandaşlar ise balkonlardan Kılıçdaroğlu'na karanfiller attı. Polisin Kılıçdaroğlu'nun etrafında çember oluşturma çabası vatandaşlar tarafından tepkiyle karşılandı. Çark Caddesi boyunca yurttaşların sorunlarını dinleyen Kılıçdaroğlu, programda olmamasına karşın caddenin sonunda bulunan otobüsün üzerinden halka hitap etti.Yurttaşlara , "Tek umudum var, o da sizlersiniz. Destek verin güç verin, bu ülkede tek çocuk yatağa aç girmesin. Kuzeyden güneye, Doğudan Batıya herkesin özgürce yaşadığı ülkeyi kuralım" diye seslendi. Kılıçdaroğlu CHP'nin Sakarya'ya bugüne kadar yeterince gelmediğini belirtirken, bundan sonra buraya daha çok gelme sözü verdi.