"Türkiye, krizde en ağır bedeli ödeyen ülkelerden biri oldu"

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Türkiye'nin, küresel ekonomik kriz döneminde, işsizlik ve istihdam kayıtları açısından en ağır bedeli ödeyen ülkelerden biri olduğunu öne sürdü.

cumhuriyet.com.tr

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (TAPDK) 2011 yılı bütçelerinin görüşülmesine başlandı.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, bütçelerin tümü üzerinde yaptığı konuşmada, AKP hükümetinin, kendi ekonomi performansı değerlendirirken, sürekli ölçüt değiştirdiğini ileri sürdü. Öztrak, hükümetin bazen 2002'ye, bazen de bir önceki yıla göre ekonomik değerlendirmeler yaptığını ifade etti.

''Küresel ekonomik kriz döneminde, işsizlik ve istihdam kayıtları açısından Türkiye'nin en ağır bedeli ödeyen ülkelerden olduğunu'' öne süren Öztrak, ''Ekonomisi bize benzeyen ülkelere baktığımızda Türkiye'nin işsizlik konusunda çok ağır bir bedel ödediğini görebiliriz. Ortada hesabı sorulması gereken halka çıkarılmış korkunç bir işsizlik ve ekonomik daralma faturası vardır'' diye konuştu.

Dünyada tüm ülkelerin ısrarlı politikalarla rekabet güçlerini korumaya çalıştığını anlatan Öztrak, ''Bir tek Türkiye, pasif politikalarla durumu idare etmeye çalışmaktadır'' dedi.

AKP Çorum Milletvekili Cahit Bağcı da ''cazibe merkezleri'' uygulamasının bölgelerin kendi içerisinde kenetlenmesi ve gelişmesi için önemli olduğunu belirtti. Bağcı, cazibe merkezlerine yönelik uygulama araçlarının bir an önce tespitinin gerektiğini ifade etti.

"GAP demokratik özerk bölge başkanı mısınız?"

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, ''bütçede günlerdir hep pembe tablolar çizildiğini, umut vericiler ortaya konulduğunu'' belirterek, ''Bu, hükümetin gözünden bakış açısı. Biz halkın gözünden bakarak değerlendirmeler yapmalıyız'' dedi.

''Vergisini dürüst ödeyenlere bu ülke hiç mi elini uzatmayacak?'' sorusunu yönelten Kaplan, dürüst mükellefin de ihmal edilmemesi gerektiğini söyledi.

''Sayın Cevdet Yılmaz'ı çok severim, samimiyetine de inanırım'' diye konuşan Kaplan, şöyle devam etti:
''Ekonomide, başarılı olmanızın tek bir yolu vardır, o da doğru bir sistem kurmaktır. Eğer hükümet doğru bir sistem kuramıyorsa başarılı olamazsınız. Cizre Barajı'nın ne olacağı belli değil ama baktım sunumunuzda, Güneydoğu ile ilgili kültürden tarıma, enerjiden spora her şeyden bahsettiniz. Sayın Bakan siz, GAP Demokratik Özerk Bölge Başkanı mısınız? Bu sunumu okuyunca her şeyden sorumlu görünüyorsunuz. Doğru düzgün bir kalkınma olsa... Bilinçli bir altyapıyı oluşturmadan, endüstri kurulmadan olmaz.''

Kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması çalışmasına da değinen Kaplan, ''Kredi kartları, çekler yapılandırılacak mı? Bunlar 2011 bütçesinin neresinde yer alacak? Büyük para... Seçime gidiyoruz. Şeker dağıta dağıta bitiremediniz, kadrolar, milyarlık aflar.. Ülkemizin geleceğini seçimlere kurban etmeyelim'' dedi.

"Asıl BDP ve AKP arasında platonik aşk var"

CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''CHP ve BDP arasında platonik aşk var'' sözlerini anımsatarak, ''Oysa, Hasip Kaplan'ın konuşmasından anlıyoruz ki asıl AKP ile BDP arasında platonik aşk var. Baksanıza Sayın Yılmaz'a başkanlık önerdi. Geriye bayrakla para kaldı o da olursa tamam'' diye konuştu.

Ülkenin temel sorunlarından birinin cari açık olduğunu belirten Özyürek, cari açığın sıcak parayla finanse edilmeye çalışıldığını söyledi. Özyürek, kalıcı sermaye oranında ise düşüş yaşandığına dikkati çekti.

İhlas Holding'in, SPK'nın verdiği izinle halka açıldığını anımsatan Özyürek, şöyle devam etti:
''Yüz binlerce insanı mağdur etmiş olan bir holdinge acaba nasıl tekrar halka açılma izni verildi? Bu konuda incelemeler, değerlendirmeler nasıl yapıldı? Halka arzdan elde edilen gelirlerden İhlas Finans mağdurlarına ödemeler yapılıyor mu? Bunu güvence altına alan çalışmanın yapılıp yapılmadığını öğrenmek istiyoruz. Türkiye pek çok şeyi kısa sürede unutuyor. Bu tip olaylar YİMPAŞ ile KOMBASSAN'da da yaşanmıştı. Binlerce insan mağdur oldu. Biz bir süre onları unutup, herkesi kendi kaderiyle başbaşa bırakıyoruz.''