Türkiye Kendini İran'a Kullandırtmamalı

cumhuriyet.com.tr

Bugün İngiltere-Türkiye ilişkileri hiç olmadığı kadar yakındır. Türkiye dünyadaki yeni askeri, ekonomik, enerji ve siyasi kesişme noktasındadır ve bu dönemde Avrupa’nın ona sırtını dönmesi son derece yanlıştır.

Türkiye’ye bu hafta yaptığım ziyaretin amacı, savunma ve güvenlik alanında daha güçlü ilişkiler kurmaktır.

Türk ve İngiltere Silahlı Kuvvetleri arasındaki siyasi ve askeri faaliyetlerin artmasını istiyorum.

Daha fazla ortak eğitim, daha fazla subay değişimi, ekipman tedarikinde daha yakın işbirliği olmasını istiyorum. Biz doğal stratejik ortaklarız.

Benzer endişeler taşıyoruz

İngiltere Başbakanı David Cameron’un geçen yıl Türkiye ziyareti sırasında dediği gibi “Türkiye ekonomimiz için hayati öneme sahiptir, güvenliğimiz için hayati öneme sahiptir ve siyasetimiz ve diplomasimiz için hayati öneme sahiptir”. Benzer güvenlik endişelerimiz var: Terör, Ortadoğu barış süreci, Irak’ta istikrar, İran’ın nükleer programı, enerji güvenliği, korsanlık ve Afganistan. Türkiye’nin NATO ve Avrupa savunması içinde yaptıkları göz önüne alındığında en son bir İngiltere Savunma Bakanı’nın Türkiye’ye gelmesinin üzerinden sekiz yıl geçmiş olması şaşırtıcıdır.

Türkiye’siz AB’nin ciddiyeti olmaz

İngiltere, Türkiye’nin küresel konularda önemli ve stratejik rolünün ortaklarımız tarafından doğru anlaşılması konusunda kararlıdır. Türkiye Avrupa ve İslam dünyası arasında köprüdür. Güçlü bir ekonomisi olan bir ticaret ortağıdır ve enerji pazarında önemli bir oyuncudur. NATO’nun çok önemli bir üyesi olarak Türkiye Avrupa’nın ortak güvenliğine büyük katkılarda bulunmaktadır. Hiçbir kuruluş, özellikle AB, Türkiye’nin tam katılımı olmadan Avrupa’nın savunması konusunda ciddi olamaz.

Bölgesel ve küresel güvenliğe olan askeri katkısı, Türkiye’nin neden değerli bir ortak olduğunu anlamak için yeterlidir.

Ülkeniz Afganistan’a binlerce asker göndermiş ve buradaki ekonomik ve siyasi ilerleme konusunda merkez olmuştur. Türkiye, Aden Körfezi’ndeki korsanlık karşıtı faaliyetlerde ve NATO’nun ilk ‘5. madde askeri harekâtı’ olan Etkin Çaba Harekâtı’nda önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye’nin Avrupa’nın güvenliğine katkısı takdire şayandır ve NATO müttefiklerine örnek oluşturmaktadır. NATO-AB ilişkisi Türkiye’nin katkılarına değer verecek şekilde gelişmelidir.

Türkiye’nin Avrupa’nın savunmasına ve güvenliğine yaptığı katkılar göz önüne alındığında İngiltere’deki çoğu kişi gibi ben de Türkiye’nin AB üyeliğinin geciktirilmesini moral bozucu buluyorum. AB üyesi devletler kendi ulusal gündemleriyle çok fazla ilgilendiklerinden, bazen Türkiye’nin Avrupa’ya olan ihtiyacından daha çok Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu anlayamadıkları korkusunu taşıyorum.

Bazıları Türkiye’nin Avrupa’ya doğru Batı’ya bakma veya Asya’ya doğru Doğu’ya bakma arasında seçim yapmasından bahsedilir. Bence bu yanlış bir ikilemdir. Türkiye hem bir Avrupa hem Yakındoğu ülkesi olup Orta Asya, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa’ya uzanan kültürel ve ekonomik bağları vardır. Türkiye tarihi, kültürü ve stratejik konumu nedeniyle bazı konularda Batı’da bizlerin ölçüşemeyeceği bir nüfuza sahiptir.

İran’ın nükleer istekleri konusunu örnek olarak alalım. Eğer İran nükleer silah elde ederse bu bir felaket olur. Ortadoğu’daki barış umutları yıkılır ve Türkiye’nin de güvenliğini doğrudan etkileyerek bir nükleer silah yarışına ve bölgede daha fazla çatışmaya neden olabilir. Türkiye’nin de bu görüşü paylaştığını düşünüyoruz ve Türkiye’nin bu meselelerin ele alınmasında sağladığı desteğe minnettarız.

Bu desteğe geçen hafta İstanbul’da ‘E3 artı 3’ ve İran arasında yapılan görüşmeler de dahildir. Yaptırımların kesin olarak uygulanması dahil baskıya devam etmemiz gerekmektedir. Türkiye’nin bunu yapmak için üstlendiği taahhüdü memnuniyetle karşılıyorum. Hepimiz gibi Türkiye’nin de uluslararası yükümlülüklerinden kaçmak için İran tarafından kullanılmamayı sağlama sorumluluğu vardır.

Avrupa’nın sırtını dönmesi yanlış

Bugün İngiltere-Türkiye ilişkileri hiç olmadığı kadar yakındır. Türkiye dünyadaki yeni askeri, ekonomik, enerji ve siyasi kesişme noktasındadır ve bu dönemde Avrupa’nın ona sırtını dönmesi son derece yanlıştır. İngiltere, AB üyeliği söz konusu olduğunda Türkiye’nin en güçlü destekçisi olmaya devam edecektir. Ben de her fırsatta Türkiye’nin Avrupa’daki geleceği konusunda kuşkulu olan Avrupalı meslektaşlarıma öngörüsüz olduklarını söyleyeceğim.

Avrupa’daki liderlerin, Türkiye’nin hak ettiği bir şeyden, diğer bir deyişle AB üyeliğinden mahrum edilmesi nedeniyle gelecek nesillere daha tehlikeli ve istikrarsız bir kıta bırakmaları çok büyük bir tarihi hata olacaktır.