'Türkiye kardeş kavgasına sürüklenecek'

DSP Genel Başkanı Masum Türker, Türkiye'nin Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan kadroları olmaması durumunda her geçen gün kardeş kavgasına sürükleneceğini söyledi.

cumhuriyet.com.tr

Partisinin seçim çalışmaları kapsamında Niğde'de halka hitap eden Türker, Mecliste bulunan partilerin hiçbirinin yaşanan yolsuzlukları gündeme getirmediğini ifade etti.

Seçim ortamında siyasilerin üslubunu da eleştiren Türker, şöyle konuştu:
''Türkiye'nin Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan kadroları olmazsa Türkiye her geçen gün kardeş kavgasına doğru sürüklenecektir. Seçime giderken birbirlerinin analarına küfür ediyorlar, kimileri bir partinin kasetlerini piyasaya döküyor, birisi, 'ben bu işi bilirim' diye sağa sola caka satıyor ama şu anda bazı gerçekler vardır ki, göz ardı edilemez. Halkımızın büyük bir kısmı işsizlikle karşı karşıya. Dün işsizlik rakamları açıklandı, hep yalan. Şubat ayında işsizlerin sayısının azaldığını söylüyorlar. Bu rakamı da 2 milyona yakın gösteriyorlar. Şimdi çevrenize bakın işsiz olanların sayıları azaldı mı, çoğaldı mı? Diyorlar ki, 'bir kişi yılda 12 bin dolar kazanıyor.' Dört kişilik ailede bu 48 bin dolar demektir. Bir aileye 75 bin lira giriyor demektir. Bu kadar para kazanılıyor olsaydı bu kadar işsiz insan olur muydu? Seçeceğiniz milletvekilleri ve partiler ya bu geçmiş dört yılda olup bitenlerin aynısını yapacaklar ya da aralarına yenileri girecek ve bu düzeni değiştirecek. Biz DSP olarak buna talibiz.''

Meclise girdiklerinde Türkiye'yi, ABD'nin güdümüne girmiş bir ülke olmaktan çıkaracaklarını ifade eden Türker, ''600 Müslümanın ölümüne seyirci kalan bu hükümet, bu devlet büyükleri yarın bizlerden birisine bir şeyler olsa bile ağzını açmaz sesini çıkartmaz. İşte size rekabet içerisinde kendisinden hesap sorabilen hükümet lazım'' dedi.

Emeklilerin maaşının ancak günübirlik yaşamalarına yetebildiğini, son sekiz yılda emekli maaşlarına 250-300 lira arasında zam yapılması gerekirken yapılmadığını söyleyen

Türker, şöyle devam etti:
''Emeklilerin her biri ayrı ayrı maaş alıyor, biz bu ayrımcılığın önüne geçeceğiz. Her aileden bir kişiye iş sözü veriyoruz. Mevcut hükümet birtakım açıklamalar yaparak bizim verdiğimiz sözü yerine getirmeye çalışıyor. Herkes şu anda borçlanarak yaşıyor. Şu anda halkımızın toplam borcu 153 milyar lira. Hani mukayese ediyorlar ya, 2002 yılında kredi kartları, tüketici kredisi, konut kredisi 5 milyar lira iken bugün 153 milyar lira oldu. Çünkü insanları borçlandırarak yaşamaya alıştırıyorlar. Seçimlere gidiyoruz diyorlar ki, 'istikrar bozulursa sizin borcunuz artar.' Milleti korkutuyorlar. Çıkıp başka parti liderine 'kaynak nerede' diye soruyorlar. Ben Kemal Derviş'ten bu ülkenin ekonomisini devraldım. Milletten topladığımız paraları emekliye, memura, işçiye dağıttım. Bizlere sorarlarsa 'Niğdeli mi daha büyük, Amerikalı mı' diye. Bizler de 'bize yetkiyi Niğdeli verdi, Niğdeli büyük' deriz.''