'Türkiye, IMF'ye borcunu 2012 sonunda ödemiş olacak'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin IMF'ye olan borçlarının tamamını, 2012'nin sonuna doğru kapatmış olacağını zannettiğini belirtti.

cumhuriyet.com.tr

Reuters'a özel bir demeç veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ekonomi ve dış politikayla ilgili soruları yanıtladı. Reuters, "Haberleri oluşturanlar" başlığıyla da Başbakan Erdoğan hakkında bir değerlendirme yazısı yayımladı. Erdoğan demecinde, "IMF'ye 8 yıl önce borcumuz 23,5 milyar dolar idi, şu anda ise 6 milyar dolar. Zannediyorum, borçlarımızın tamamını 2012'nin sonuna doğru kapatmış olacağız" ifadesini kullandı. Güney Kore'de düzenlenecek G-20 zirvesine yönelik soruları da yanıtlayan Başbakan, "gelişen ekonomilerin, ABD'nin, ekonomisini teşvik amacıyla piyasaya para enjekte etmesinden olumsuz etkilendiğini" belirtti.

Erdoğan, "çarenin para basmak olmadığını, bunun, gelişen ve az gelişmiş ülkeler açısından olumsuz etkileri olacağını, adil olmayan böyle bir gelişmeye Türkiye'nin evet demeyeceğini" ifade etti. "Haziran ayında yapılması beklenen genel seçimler öncesinde hükümetinin ekonomik politikalarda disiplini gevşetmeyeceğini" bildiren Erdoğan, "yabancı sermayenin, hızla yükselmekte olan menkul değerler piyasasından çok reel sektöre gelmesinin daha önemli olduğunu" vurguladı. Erdoğan, "Türkiye'nin Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi olduğunu, dünyada da ekonomik büyüme hızında üçüncü sırada yer aldığını" anımsattı.
 

AB ile ilişkiler

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "AB'yi, sürekli kural değiştirerek Türkiye'nin tam üyeliğini sürüncemede bırakmakla" eleştirdi. "Avrupa kapısında 50 yıldır bekletiliyoruz" ifadesini kullanan Erdoğan, "Hala bekliyoruz, bekliyoruz, hala müzakere sürecindeyiz. Türk kamuoyu bundan dolayı giderek daha fazla küskünleşmektedir" açıklamasında bulundu. Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde, "oyun sırasında kural değiştirildiğini" belirten Erdoğan, "hiçbir AB aday ülkesine yapılmamış olan uygulamaların, ayrımcı bir tutumla Türkiye'ye uygulanmaya çalışıldığını" kaydetti.

"İlerleme Raporunda Türkiye'nin Kıbrıs Rum kesimine limanlarını açması konusunun önemli noktalardan birini oluşturduğunu" ifade eden Erdoğan, KKTC'ye uygulanan ambargonun da bu süreçte kalkması gerektiğini vurgulayarak, "Evet, limanları açalım, hepsini birlikte açalım" ifadesini kullandı. Yazıda, ''dünyadaki en hızlı büyüyen ekonomiler arasında yer alan Türkiye'nin AB'ye katılma hedefine bağlı kaldığı, ancak Türk yetkililerin, Türkiye'nin kendi yoluna devam edebileceğini, hatta bir gün dünyadaki en gelişmekte olan ülkeler olan Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'in oluşturduğu BRIC ülkelerine de katılabileceğini dile getirdiklerine'' işaret edildi.
 

İran, füze kalkanı

"Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde yaşanan yavaşlamanın, Türkiye'nin aralarında İran'ın da bulunduğu Ortadoğu ülkelerine yakınlaşmasının uzun bir süreden beri NATO üyesi olan Türkiye Doğu'ya mı kayıyor endişesini doğurduğu"
dile getirilen yazıda, "Erdoğan'ın NATO'nun Türkiye'ye yerleştirmeyi planladığı, Füze Kalkanı Projesi konusunda çekinceleri bulunduğu" belirtildi. Yazıda, "Füze Kalkanı Projesinin, belirli bir ülkeye karşı bir savunma olarak takdim edilmemesi gerektiği yönündeki görüşünü tekrarlayan Erdoğan'ın, belirli bir ülke sözüyle üstü kapalı bir şekilde İran'ı kastettiğine" işaret edildi. Yazıda, "buna karşın NATO'nun, ABD'nin desteklediği Füze Kalkanı Projesinin, NATO üyesi ülkeleri, İran ve diğer 'terörizme destek veren ''haydut ülkelere'' karşı korumayı amaçladığını açıkça dile getirdiğine" dikkat çekildi.

"Füze Kalkanı projesinde netleşmesi gereken teknik bazı konuların bulunduğuna işaret eden Erdoğan'ın, kimin komuta edeceği, butona kimin basacağı gibi noktaları bunlar arasında saydığı" kaydedildi. Yazıda, Erdoğan'ın, "Bu tür konular netleştiğinde, bu konudaki nihai kararımızı vereceğiz" şeklindeki sözlerine yer verildi. Yazıda, "Erdoğan'ın bölgesinde nükleer silah istemediğini, ancak İran'ı destekler bir tarzda, nükleer enerjiyi barışçı amaçlarla kullanmanın ise ülkelerin doğal hakkı olduğunu vurguladığı" yorumunda bulunuldu.

'Kemal Atatürk'ten beri'

Reuters'ın, Erdoğan hakkında yayımladığı değerlendirme yazısında, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Atatürk'ten beri hiçbir liderin yapmadığı kadar, ulusuna damgasını vurdu" ifadesine yer verildi. "Erdoğan'ın başkanlığındaki AK Parti'nin, 2002'de iktidara gelmesinden sonra, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasına soktuğu, Müslüman ve demokratik bir ülke olan Türkiye'yi, bu konuda başarısız kalan önceki hükümetlerin aksine, Avrupa'ya yaklaştırdığı" kaydedilen yazıda, "2005'te AB ile resmi müzakereleri açan Erdoğan'ın, Türkiye'nin AB üyeliği çabalarında başı çektiği" belirtildi. Yazıda, "Erdoğan'ın, askeri darbe riskini azaltmak için Türkiye'nin güçlü ordusunun etkisini dizginlemek amacıyla reformlar yaptığı, ayrıca ülkedeki tutucu yargı sistemi üzerinde de reformlara gidildiği" kaydedildi.

"Erdoğan'ın partisinin, Türkiye'de onlarca yıldan beri peş peşe iki seçimde tek başına iktidara gelen ilk parti olduğuna" dikkat çekilen yazıda, ''yatırımcıların da Ankara yönetiminde görülen bu istikrarı cömertçe ödüllendirdiği'' yorumunda bulunuldu.
Yazıda, ''İçki ve sigara kullanmayan, dinine bağlı bir Müslüman olan Erdoğan, muhalefetin itibarlı bir liderden yoksun olması nedeniyle, Türkiye'de 2011'de yapılacak seçimlerin açık favorisi olarak görülüyor'' ifadesi kullanıldı. "Atatürk'ün, dinin ülke üzerindeki hakimiyetini kırarak, harabeye dönmüş Osmanlı İmparatorluğu'ndan, büyük oranda laik ve yüzü Batı'ya dönük bir ülke yarattığı" belirtilen yazıda, "bazı uzmanların Erdoğan'ın Türkiye üzerindeki etkisinin Atatürk'ün etkisiyle kıyaslanabileceğini söylediği, ancak bu kıyaslamanın, Erdoğan'a, 'Atatürk'ün mirasını yok ettiğini' söyleyerek sert eleştiriler yönelten kişilerce onur kırıcı olarak görüldüğü" yorumunda bulunuldu.