'Türkiye ile önemli sorunlarda yakınlaşma yok'

Avusturya gazetesi Tiroler Tageszeitung, Cumhurbaşkanı Gül'ün Avusturya ziyaretini değerlendirdiği analizinde "Cumhurbaşkanları Gül ve Fischer ne kadar dostça gülümseseler de Gül'ün resmî ziyaretinde can alıcı noktalarda yakınlaşma sağlanamadı" iddiasında bulundu. Gazete şunları yazdı:

"Gerçekten de bu ziyaret, Türkiye-Avusturya ilişkilerinde çözümlerden ziyade problemlerin tespit edilmesini sağladı. Gül, çoktan Avusturya vatandaşlığına girmiş Türk göçmenlerin ikinci, üçüncü hatta dördüncü jenerasyonundan kendini sorumlu hissettiğini açıkça ortaya koydu. Cumhurbaşkanı Gül, bu insanların iki ülke arasında nasıl köprü olabileceklerine dair tezini 'iki anadil, iki vatan' şeklinde formüle etti."

Ancak gazete, bu tür bakış açılarının, Avusturya federal hükümetin anladığı manada entegrasyonla bir alakasının bulunmadığını yazdığı analizde Avusturya'nın, Almanca ve Türkçeyi eşit değerde görmeye itiraz ettiğini, Almancanın öncelikli olduğu vurguladığını kaydetti.
 

"Türkiye'nin AB üyeliğini Avusturya engellemeye çalışıyor"

Aynı şekilde, Avusturya-Türkiye ilişkilerindeki "ikinci sorunlu" alan olarak nitelediği Türkiye'nin AB üyelik hedefi için de "cepheler keskin" diyen gazete, "Türkiye en azından resmi anlamda AB'ye tam üyelikte ısrar ederken, Avusturya ise bunu engellemeye çalışıyor ve özel bir ortaklık fikrinde inat ediyor. Neyse ki bu meselenin -entegrasyon konusundaki sorunların aksine- bugünden yarına çözülmesi beklenmiyor."

Tiroler Tageszeitung, "Türkiye'nin Katılım müzakereleri tamamlanacak gibi görünmüyor" yorumunu yaptığı analizini şöyle sürdürdü:

"Geriye bir başarı hikâyesi olarak ekonomi kalıyor. Gerçekten de ekonomik ilişkilerde bir patlama yaşanıyor. Avusturya geçtiğimiz yıl Türkiye'deki yabancı yatırımcılar arasında birinciliğe yükseldi. Perspektifler ise Türk ekonomisindeki büyüme nedeniyle dosdoğru zirveyi gösteriyor. Hiç kuşkusuz ekonomik başarılarla Türkiye'nin kendine güveni de artıyor. Böylelikle sorunların Avusturya bakış açısına göre çözümlenmesi zorlaşıyor. Ticari ilişkilerse Gül'ün ima ettiği gibi hızla bir baskı aracına dönüşebilir."