'Türkiye ifade özgürlüğünde sınıfta kaldı'

Türkiye'de sansür kadar otosansürün de gün geçtikçe arttığını söyleyen Susma Platformu üyeleri, "İnsanlar işsiz kalma ve fişlenme korkusuyla susmayı tercih ediyor" dedi.

Kübra Karatepe

Susma Platformu; yayıncılık, kültür sanat, akademi ve medya alanlarında yaşanan ifade özgürlüğü ihlallerini belgelemek ve sansürle mücadelede dayanışma içinde olabilmek amacıyla dün İstanbul Beyoğlu'nda bir toplantı düzenledi.

2019 yılını, medyanın iktidarın denetimine girmesi ve iktidarın istediği şekle bürünmesi açısından korkunç adımların atıldığı bir yıl olarak değerlendiren yazar Kültigin Kağan Akbulut, sosyal ağların kullanıcıları önce otosansüre sonrasında ise sansüre zorladığını belirterek, "Expression İnterrupted'ın verdiği en son sayıya göre Türkiye'de 118 gazeteci tutuklu. Tutuksuz yargılanan gazatecilerin çetelesini tutabileni ise henüz görmedik. Türkiye bu anlamda sınıfta kalan bir ülke. Gözaltına alma, tutuklama, haberlere getirilen erişim engelleri, yayın yasağı ve ekonomik yaptımlarla, iktidarın dört bir koldan basını nasıl baskıladığını görebiliyoruz" dedi.

İnternet sansürünün Gezi olaylarıyla görünür bir biçime ulaştığını ve 15 Temmuz sonrasında ise çok daha fazla yoğunlaştığını söyleyen Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, "Türkiye’de İnternet sansürünün artması 2007'deki 5651 sayılı kanunun meclisten geçmesiyle başladı. Son 2 yıl içerisinde, yalnızca cumhurbaşkanına hakaretten yaklaşık 60 bin kişiye soruşturma açıldı. Son 4 yılda anayasa mahkemesine erişim engellemeyle ilgili bireysel başvuru sayımız ise 150. Ve bu sayı her geçen gün artıyor" dedi.