Türkiye gıda pahalılığında İzlanda ile yarışıyor
OECD ve FAO'nun birlikte hazırladığı 2010-2019 Tarımsal Görünüm Raporu açıklandı. Raporda yer alan bilgilere göre Türkiye, 2008 ve 2009 yıllarında OECD ülkeleri arasında gıdada, yanardağ ve ekonomik krizleriyle ünlü İzlanda'dan sonra en fazla enflasyonun yaşandığı ülke oldu.
cumhuriyet.com.trOECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü" ile FAO'nun (Gıda ve Tarım Örgütü) birlikte hazırladığı 2010-2019 Tarımsal Görünüm Raporu açıklandı.
Toplam enflasyon
Rapordaki verilere göre 2008 yılında İzlanda'da toplam enflasyon yüzde 12.65, Türkiye'de yüzde 10.44 olarak ölçüldü. Fiyat artış hızında üçüncü sırada yer alan Çek Cumhuriyeti'nde ise enflasyon yüzde 6.34 oldu. 2009 yılında OECD'de toplam enflasyon birincisi, yüzde 12.04 fiyat artışıyla yine İzlanda oldu. Geçen yıl OECD enflasyon ikincisi Türkiye yüzde 6.25 fiyat artışı yaşadı. Üçüncü sırada ise yüzde 5.30 hayat pahalılığı artışı yaşayan Meksika yer aldı.
Gıdada enflasyon rakamları
Gıda fiyatlarındaki değişim açısından ise Türkiye 2008 yılında 30 OECD ülkesi arasında yine İzlanda'dan sonra ikinci sırada yer aldı. İzlanda'da gıda fiyatlarında artış yüzde 15.99, Türkiye'de ise yüzde 12.79 oldu. 2008'de gıdada en fazla fiyat artışı görülen üçüncü ülke ise yüzde 10.40 ile Macaristan oldu.
Gıdanın harcamalardaki payı
Rapora göre 2008 yılında OECD ülkeleri arasında yapılan gıdanın harcamalardaki payı sıralamasında Türkiye yüzde 28.6'lık oranla birinci sırada yer aldı. Türkiye'yi benzer yüksek oranlarla Polonya ve İspanya izledi. Türkiye 2009'da da gıdanın harcamalarda en yüksek payı aldığı OECD ülkesi olma konumunu sürdürdü.
Gıda fiyatlarının enflasyondaki değişime katkısı
2008'de gıdanın enflasyonda değişime katkısı sıralamasında ise Türkiye OECD ülkeleri arasında 3.66 puanla ilk sırada yer aldı. 2008'de İzlanda ve Macaristan'da gıdanın enflasyondaki değişime katkısı 1.94 puan olarak ölçüldü. 2009 yılında ise Türkiye'de gıdanın payı 2.29 puan ile birinci sırada yer alırken İzlanda'da gıda fiyatlarının enflasyonda değişime katkısı, Türkiye'nin ardından 2.12 oldu.
Türkiye 2019 yolunda daha hızlı büyüyecek
Raporun "Beklentilerin temelindeki varsayımlar" bölümünde, tarım sektöründeki beklentileri oluşturan genel ekonomik tahminler özetlendi. 2010'dan itibaren OECD bölgesi ve dünyada ekonomik büyümenin finansal kriz ve ekonomik durgunluktan çıkarak iyileşme dönemine girdiği belirtilirken, gelişmekte olan ülkelerin yeniden büyümeye daha hızlı başlayacağı, büyümenin OECD bölgesinde başlangıçta ılımlı ve kırılgan olacağı ve daha uzun bir geçiş dönemi gerektireceği belirtildi. Raporda, "Sürdürülebilir büyümeye ulaşıldığında, 2019'a doğru AB ve ABD ekonomilerinde sırasıyla yıllık yüzde 2 ve yüzde 2.5, Kore, Türkiye ve Avustralya gibi diğer kimi OECD ülkelerinde daha hızlı büyüme bekleniyor. Gelişmekte olan ülkeler arasında, önde gelen Asya ekonomilerinin durumu birçoğundan iyi ve dünyadaki ekonomik toparlanmada başı çekiyorlar" denildi.
Reel GSYİH'lerin durumu
2009'da finansal ve ekonomik düşüşün OECD bölgesindeki hemen her ekonomiyi, gelişmekte olan ülkeler toplamından daha fazla etkilediği belirtilen raporda, GSYİH'lardaki reel değişikliklerle ilgili "OECD bölgesi içinde Meksika, Japonya ve Türkiye'nin, sırasıyla yüzde 6.5, yüzde 6 ve yüzde 6 ile GSYİH'da en büyük düşüşlere maruz kaldığı sanılıyor" ifadesi yer aldı.
Enflasyon
Görece yüksek işsizlik oranlarıyla birlikte piyasada ücret artışı baskısının yatıştığı belirtilen raporda, aşırı kapasiteyle birlikte enflasyonun birçok OECD ülkesinde düşük düzeylerde kalmasının beklendiği, bunun da ekonomi yönetimlerine kısa vadede ekonomik etkinliği destekleyecek para politikalarını sürdürmede yardımcı olacağı belirtildi. Orta vadede ekonomi yönetimlerinin enflasyonu kontrol altında tutacakları beklentisi dile getirilen raporda şöyle denildi:
"Tüketici Fiyat Endeksi ile ölçülen enflasyonun, OECD bölgesi için gelecek on yılın bütününde yıllık ortalama yüzde 2 olması bekleniyor. Bunun karşısında Türkiye'de enflasyonun yıllık yaklaşık yüzde 6 olacağı tahmin ediliyor. Enflasyonun hızlı büyüyen yükselen ekonomilerin birçoğunda bir sorunsal oluşturması bekleniyor. Rusya Federasyonu'nda enflasyonun yıllık ortalama yüzde 7'den fazla, Arjantin, Hindistan ve Güney Afrika'da enflasyonun yüzde 6 dolayında olması bekleniyor. Bunun karşısında Çin'in ise enflasyonun yüzde 2 dolayında sınırlı olacağı tahmin ediliyor."
-EKONOMİK VARSAYIMLAR-
Rapordaki "Ekonomik Varsayımlar" başlıklı bir tabloya göre Türkiye'de GSYİH 2011'de yüzde 4.2, sonraki yıllar 2019'a değin yıllık yüzde 4.6 büyüyecek. 2019'a kadar Çin'in yüzde 8.2, Hindistan'ın yüzde 6.8, Rusya Federasyonu'nun yüzde 5.4 büyümesi bekleniyor. Rapordan diğer bazı saptamalar da şöyle:
"-Tarım son yıllarda, 1930'lardan bu yana görülen en şiddetli ekonomik durgunluğun yanında rekor yükseklikteki petrol fiyatları, emtiada fiyat sıçramaları, gıda güvenliğine ilişkin korkular ve ticaret kısıtlamalarıyla birlikte bir dizi şiddetli şokun deneyimini yaşadı. En büyük etki özellikle, dünyada açların 1 milyar kişiyi aştığı tahmin edilirken, gelişmekte olan ülkelerdeki yoksullar üzerine oldu. Tarım özellikle OECD bölgesinde yüksek fiyatlara yüksek arz yanıtıyla dikkate değer bir esneklik gösterdi. 2010'da normalleşme bir ölçüde birçok piyasaya, tarihsel düzeylere yaklaşan üretim miktarlarıyla geri döndü ve talep toparlanıyor.
-Emtia tahminlerine temel oluşturan makroekonomik ortam, 2009 Görünüm raporunda çizilenden daha olumlu. 2009 sonlarında küresel ekonomik toparlanmanın başlangıcını ve kısa vadenin ötesinde daha sürdürülebilir ve enflasyonist olmayan bir büyümeye doğru yavaş bir geçişi yansıtıyor.
-Küresel tarımsal üretimin gelecek on yılda, geçen on yıla göre daha yavaş bir büyüme göstereceği tahmin ediliyor.
-Raporda yer verilen emtialar açısından gelecek on yıl boyunca ortalama ürün fiyatlarının, 2007/08 zirvesi öncesindeki on yıldan yüksek seyretmesi bekleniyor. Ortalama buğday ve iri taneliler fiyatlarının reel olarak 1997-2006 dönemine göre yaklaşık yüzde 15-40 yüksek olacağı tahmin ediliyor. Dünyada bitkisel yağ fiyatlarının da aynı düzeyde artması beklenirken dünya şeker fiyatları 2019'a doğru geçen on yıldaki fiyatların üzerinde olacak, ancak 2009 sonunda görülen 29 yılın zirvesinin oldukça altında bulunacak.
-Hayvancılıkta, domuz eti hariç, ortalama reel et fiyatlarının gelecek on yılda, 1997-2006 ortalamasını, başta arzda düşme, yüksek yem maliyetleri ve artan talebe bağlı olarak geçmesi bekleniyor.
-Gelişmekte olan ülkeler dünya tarımsal üretiminin ana büyüme kaynağını sağlayacak. Gelişmekte olan ülkelerden gıda talebi OECD ülkelerindeki artışın iki misli olacak.
-Dünya buğday kullanımının gelecek on yılda yıllık yaklaşık yüzde 1.2 artarak, 740 milyon tona ulaşması bekleniyor. Artış büyük ölçüde gelişmekte olan ülkelerde, gelir, nüfus ve devam eden kentleşmedeki artışın neden olduğu doğrudan gıda tüketimi artışından kaynaklanacak. Buğdayın gıda olarak tüketilecek kısmının ise 2019'da 514 milyon ton olacağı tahmin ediliyor. Bu dünyada yılda kişi başına kabaca 68 kilo buğday tüketilmesi anlamına geliyor. Cezayir 210 kilo, Mısır 202 kilo, Türkiye 199 kilo ve İran İslam Cumhuriyeti 167 kilo ile en büyük buğday tüketicileri listesinin en yukarısında bulunmaya devam edecek. Diğer yandan Sahara altı Afrika ülkelerinde 2019'da kişi başına tüketimin 19 kiloya ulaşması tahmin ediliyor."