Türkiye genelinde olduğu gibi Ege Bölgesi'ndeki çiftçiler de perişan

KONUK YAZAR | Anıl Talat Eryontuk, Cumhuriyet'in Ege'si için yazdı...

cumhuriyet.com.tr

Türkiye, Akp iktidarıyla birlikte üreticilerin 18 yılda üretimden koparılarak, toprağa küstürüldüğünü bu nedenle 42 milyon dönüm verimli arazinin ekilip, biçilemediği gerçeği ile karşı karşıya.

Çiftçilere gereken destek ne yazık ki verilmemektedir.

Ülkemiz maalesef tarımsal ürün ve gıda kıtlığı riski ile tanışmak üzere.

Elbette dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi corona virüsü Türkiye’de de üretim sürecini olumsuz etkiledi. 

Ege Bölgesi de bu konuda çok dertli.

 Lakin sadece corona virüs ile açıklayamayız üreticilerin zor durumunu.

Çiftçilerin kamu ve özel bankalara borcu 134 milyar lira.

Tarım Kredi Kooperatiflerine borcu ise 8 milyar 260 milyon lira.

Bu durumda çiftçilerin toplam borcu 142 milyar liraya ulaşıyor.

Takipteki borç sarmalı artarken, tarım ve hayvancılıktaki cari açık da büyümeye devam ediyor. 

Buna bir de tarımda kullanılan elektriğe, gübreye, ilaca, yem, sulama ve mazota yapılan zamları eklersek durum işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor.

Devletin derhal tarım sektörünün ayakta kalabilmesi, üreticilerin zarar görmemesi ve vatandaşların gıda tedariğinin aksamaması için önlem alması şarttır.

Dar boğazda olan çiftçiler virüs nedeniyle üretim yapamaz hale gelmişken sorunlar yumağı gitgide büyümektedir.

Özellikle tarım sektöründe sürdürülebilir rekabet gücünü devam ettirmek ve küçük üreticilerin yaşayabilmesini sağlamak için yapısal sorunların çözülmesi, üretim girdi fiyatlarının azaltılması ve katma değeri yüksek üretim ile telafi edilmesi zaruridir.

Ege Bölgesi dışında özellikle de kırsal kesimde genç çiftçilik ve kadın girişimcilik teşvik edilmelidir.

Bakın tüm dünya devletleri ekonomik kalkınmalarını tarım sektörü ile entegre olarak sağlıyor.

Ülkemizin de diğer devletler gibi tarımda söz sahibi olması yapısal sorunlarının çözülmesi, tarımsal üretim ve ticaret politikalarının güçlendirilmesi, kırsal kalkınma politikalarının tarım politikaları ile entegre edilmesi ile ancak sağlanabilir.

Tarımsal destekler kadar üreticinin eğitim ve refah düzeyinin yükseltilmesi de çok önemlidir.

Bununla beraber üretici örgütlenmesinin desteklenmesi, tarım işçilerinin sosyal güvenlik ve iş yasası kapsamlı sorunlarının giderilmesi Türk tarımının geleceği açısından ayrı bir yer tutmaktadır.

Buna benzer birçok sorun ülke tarımının geriye gitmesinde ve dışa bağımlı hale gelmemize neden olmaktadır.

Bu sorunları çözecek tek merci devlet iradesi yani mevcut iktidardır.

Hızlı bir şekilde tarım ve kırsal kalkınma politikalarını birlikte düşünmeli ve uygulamaya koymalıdır.

Yoksa?

Türkiye’de çiftçi sayısı son 12 yılda yüzde 48 azalırken, tarım alanları da son 18 senede yüzde 12,3 düşerken sebze bahçeleri alanı ise aynı dönemde yaklaşık yüzde 15 küçülürken tarımdan bahsetmek abesle iştigal olur.