'Türkiye dörtnala Suriyeleşiyor'

Kongra-Gel Eşbaşkanı Kartal, Erdoğan’ın ve AKP politikalarının Türkiye’yi Suriyelileştirdiğini belirterek, çözüm sürecinin ise yeni aktörlerle devam edeceğini söyledi.

ELMAS TOPÇU

Türkiye’de 7 Haziran seçimlerinden önce başlayan çatışma ortamı sürüyor. İnsan Hakları Vakfı, şimdiye kadar 300’e yakın sivilin hayatını kaybettiğini açıkladı. Cizre’de, Sur’da, Şırnak’ta ve 12 gündür de Silvan’da devam eden sokağa çıkma yasağı ve ölüm haberlerine rağmen hükümet başarılı “Büyük operasyon”dan söz ediyor.

Türkiye’de ise son günlerde çözüm sürecinde muhatapların değiştiği, Öcalan ile HDP’nin sürecin dışında kalacağı ve Kürt meselesinde bölgedeki aşiretler ve kanaat önderleri ile çalışılacağı açıklamları yapılıyor. Cumhuriyet bu konuyu, seçimlerin sonuçlarını, çözüm sürecinin geleceği konusunda eski DEP milletvekili, Kongra-Gel Eşbaşkanı Remzi Kartal ile Brüksel’deki merkezinde konuştu.

- Son günlerde basında çözüm süreci konusunda hükümetin Öcalan ve HDP’yi muhatap almayacağı açıklamaları yapılıyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

Sadece Türkiye içinde değil, Suriye’ye yönelik politikasında da Ankara’nın temel sorunu Kürt meselesi. Bu anlamda hükümetin “çözüm süreci yürütülecek, ama başka muhataplarla” söylemi tamamen propaganda.

Erdoğan hegemonyası

- Hükümet neden çözüm sürecini bitirdiğini açıklamıyor da “çözüm süreci devam edecek, ama benim istediğim kişilerle” şeklinde bir tavır alıyor?

Kamuoyunun büyük çoğunluğunun çözüm sürecine desteği var. AKP bunu bildiği için “çözüm süreci devam edecek” diyor. Hükümetin tutumundan anlaşılması gereken ise hükümetin aslında çözüm istemediğidir. Erdoğan, 13 yıllık iktidarı döneminde, bütün ilişkilerini, hegemonyasını kurmak için kullandı.

- Erdoğan çözüm sürecini sadece hegomonyasını kurmak ve güçlendirmek için başlattıysa, PKK niye müzakereye başladı?

Biz AKP’nin bu sürece girerken samimi olmadığını biliyoruz, ama 3 yıllık süre içerisinde Türkiye kamuoyunda barış, demokrasi, halkların birlikte yaşaması noktasında önemli bir gelişme de kaydedildi. Sordunuz ya, AKP’nin niyeti yoktu da neden girildi, işte bu süreci geliştirmek için girildi.

Topyekûn savaş

- Türkiye tarihinin en kanlı seçim sürecini yaşadı. Sonuçlar sürpriz oldu mu sizin için?

Evet bir seçim yapıldı, ama bu bir seçim süreci değildi. Devlet, bir bütün olarak yasayı, anayasayı, her şeyi bir kenara bıraktı. Bütün imkanlarını kullanarak topyekûn savaş yürüttü. Tam da böylesi bir dönemde olanlardan hükümetin PKK’yi sorumlu tutması akla mantığa sığmaz. Ha şöyle deniyor, yok PKK AKP’nin bu provokasyonuna uymasaydı seçim sonuçları böyle olmazdı. Evet olmazdı, PKK direnmeseydi AKP bugün yüzde 49’dan daha fazla oy alacaktı, daha güçlü olacaktı. Evet, HDP oy kaybetmiştir, ama bu topyekün yürütülen savaşla ilgilidir. Şimdi HDP projesinde ısrar etmek, dört elle sarılmak gerekir.

- Diğer taraftan da Kürt illerinde hendekler kazılıyor, polisle, askerle çatışmaya giriliyor...

Şimdi şehirlerde, evet gençler bir mücadele yürütüyor, çünkü AKP ve devlet, Kürt halkının iradesini yok sayıyor. Ha burada halk çok masumane, özerk yönetimlerinin, kendi özyönetimini esas alacağını, dayatılanı kabul etmeyeceğini, bunun görülüp, esas alınmasını istiyor.

- PKK neden asker ve polis öldürüyor?

Polis ve asker durup dururken öldürülmüyor. Çatışma ortamında öldürülüyor...

- Ama uykuda öldürülen, çarşıya izne çıkan asker ve polisler var...

Bunlar kabul edilecek şeyler değil. Bu tarzda asker ve polis ölümleri nasıl doğru değilse, diğer taraftan çocuklar, kadınlar, siviller, hiç günahı olmayan köylüler, yani çatışma ile ilgisi olmayan, savaşla ilgisi olmayan... Maalesef bir savaş ortamında çatışan tarafların dışında başka kurbanlar da var.

- Yani asker ve polis ölümleri de “bizim için çok üzücü” diyorsunuz, doğru mu anladım?

Şüphesiz. Biz, savaşın doğru bir şey olmadığını biliyoruz ve söylüyoruz, ama savaşın sebebinin, Kürt halkının varlığının, haklarının inkârı olduğunu söylüyoruz. Bakın, ben, 1994 yılında bu politikaların sonucu buraya gelen bir insanım

- O zaman Kürt meselesinde başa dönüldü yani?

Evet, şu anda devletin geldiği nokta başa dönmedir, sadece kendilerini aldatıyorlar, bu şekilde bastırabileceklerini sanıyorlar, ama bunun mümkün olmadığını kendileri de biliyorlar.

Dörtnala Suriyelileşme

- Erdoğan’ın Fırat’ın Batısı’na geçirmeyiz açıklaması var. Davutoğlu, Suriye’ye kara harekâtını uluslararası koalisyon ile anlaşılması halinde tamamen reddetmediklerini söyledi. Siz diyorsunuz ki bu mesajlar Kürtlere. Doğru mu?

Erdoğan’ın Suriye ile ilgili rahatsızlığı, uluslararası koalisyonun bölgeye müdahale edeceğinin ortaya çıkmasıyla oluştu. Irak’a müdahale ile Kürtler bir statüye kavuştu. Suriye‘ye müdahalede de böyle bir şey oluşmamalı diyerek bedeli ne olursa olsun bunu engellemek için her şeyi yapıyorlar. Erdoğan ve AKP hükümeti, Türkiye’yi dört nala Suriyelileştirmeye çalışıyorlar

- AB İlerleme Raporu’nu bu hafta açıkladı. Kürt meselesi açısından siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Batı, son derece ikiyüzlü bir politika uyguluyor. Şu anda öncelikleri göç dalgasını durdurmak. Bu konuda kendileriyle çalışacak bir AKP hükümetini esas aldıkları için Türkiye’de, Kürt sorunu eksenli gelişen sürece mesafeli bir yaklaşım içerisindeler. Erdoğan, Kobane düştü düşecek dedi. Ne oldu, 6-7 Ekim olaylarında halk büyük tepki gösterdi. Türk devleti bunu anlamadı. Batı da bunu anlamadı. Şimdi YPG’ye atış yapıyor, karadan gireceğim diyor hükümet. Bu 6-7 Ekim olaylarının sürekli şekilde yaşanması, Türkiye’in Suriyelileşmesi demektir.

- Yani Türkiye YPG’ye karşı kara harekâtı başlatırsa Türkiye Suriyelileşecek diyorsunuz?

Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Kobane’nin düşürülmesi oyununa halkın verdiği uyarıyı Erdoğan anlamadı. Bunun bedelini ağır ödeyecek ve maalesef Türkiye’de halka da bu bedeli ödetiyor.

- Çözüm süreci ne olacak?

Çözüm süreci olacak, yalnız AKP ile değil, devletin ve AKP’nin çıkmaza sokulmasıyla ve mücadelenin yükseltilmesiyle olacak. Çözüm süreci devam edecek, devletin yeni siyasi temsilcileriyle olacak, yeni aktörlerle olacak. AKP ile Erdoğan ile olmaz, bu kafayla olmaz!

Erdoğan başkan olamayacak

- Erdoğan’ın en büyük hedefi başkanlıktı. Başkan olacak mı?

Erdoğan’ın başkan olamayacağı konusunda kesin inancımız var. Erdoğan, devletin bütün imkanlarını da kullanarak bir oldu bittiye getirdi seçimleri, bu onun son seçimidir. Erdoğan’ın ve AKP’nin bundan sonra göreceği bir şey yok.

- Nasıl bu kadar emin konuşuyorsunuz?

Halk mücadelesine güveniyoruz. Bu, artık Türkiye’deki bütün halkların mücadelesidir.