"Türkiye çok önemli rol oynadı"

NATO Genel Sekreter Yardımcısı Vekili Dr. Stefanie Babst, Türkiye'nin, NATO'nun Lizbon Zirvesi'nin şekillenmesinde çok önemli bir rol oynadığını bildirdi.

cumhuriyet.com.tr

Türk Atlantik Konseyi tarafından Antalya'nın Serik ilçesine bağlı Belek beldesinde düzenlenen 18. Antalya Güvenlik ve İşbirliği Konferansı'nda, ''Lizbon Zirvesi Sonrası NATO'' konulu bir panel yapıldı.

Paneli yöneten NATO Genel Sekreter Yardımcısı Vekili Dr. Stefanie Babst, yaptığı konuşmada, NATO'nun Lizbon Zirvesi'nde yeni bir anlayış ve yeni bir stratejik konsept geliştirildiğini belirtti.

NATO'nun yalnızca kriz yönetimiyle değil, üye ülkeler ve Avrupa'daki toprak güvenliğine yönelik önemli hizmet verdiğini vurgulayan Babst, son zirve ile NATO'nun tekrar ülkelerin hükümetlerinin en önemli konularından bir haline geldiğini vurguladı.

Zirvedeki yeni stratejinin kendi içinde de somut bir başarı olduğunu, zirvenin oturumlarında son derece okunabilir dokümanlar ve belgeler hazırlandığını ifade eden Babst, bu dökümanlar ve belgeler üzerine yapılan tartışmalarda İttifak uygulamalarının nasıl daha iyi gerçekleştirilebileceğinin ele alındığını söyledi. Alınan karların önemine değinen Babst, şöyle konuştu:

''Alınan kararlar hükümetlerimiz için önemliydi. Kararlar transatlantik yeni tehditlere karşı, yeni yeterlilikler gerçekleştirmemiz gerektiğini ortaya koydu. Yeni tehditler kapsamında öncelikle siber saldırılar, finansal çatışmalar, ulaşım, ulaştırma ve güç sistemlerimize bakıyoruz. Yeterliliklerin daha fazla karşılandığı bir sistem planlıyoruz. Rusya'yı dahil ederek, güvenlik çatısı oluşturmaya çalışıyoruz. Lizbon Zirvesi'nde, 5 kıtadaki ortaklarımızla, günümüz ihtiyaçlarına bağlı güvenlik ihtiyaçlarımızdan bahsettik. Ilımlı, gelişmeye açık bir iklim oluşturmaya çalışılmıştır.''
 

Türkiye'nin önemi

Lizbon Zirvesi'de belirli konularda da askeri görüşmeler yapıldığını, NATO'nun gerçek önceliklerinin neler olduğuna karar verildiğini ifade eden Babst, bu kapsamda Afganistan'ın daha güvenli olması için temin edilecek güvenlik güçleriyle ilgili de üye ülkeler arası görüşmeler yapıldığını söyledi.

Zirvede 6 önemli stratejik mesajın kabul edildiğini, Rusya'nın da stratejik sistemlere onay verdiğini ve Moskova ile de füze savunma sistemini gerçekleştirmek için anlaşmalar yapıldığını hatırlatan Babst, bundan sonra anlaşmaların uygulamalarının önemli olduğunu vurguladı.

Babst, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Şimdi ne yapacağız: Uygulama. Müttefik ülkelerin anlaşmaya vardıkları konuların başarıyla uygulanması önemlidir. Bundan sonraki süreçte üye ülkeler olarak detaylı şekilde füze kalkanı sistemine destek vermeliyiz. Rusya'daki meslektaşlarımız da, daha etkin olabileceklerini kendileri de fark edeceklerdir.''

Babst, Türkiye'nin zirvedeki etkinliğini de, ''Türkiye, zirvenin şekillenmesinde çok önemli bir rol oynamıştır'' sözleriyle anlattı.

NATO Lizbon Zirvesi'ni binden fazla gazetecinin takip ettiğini, bu zirvenin çok daha fazla kamuoyu ilgisiyle karşılaştığını ve farklı bir imajın ortaya çıktığını ifade eden Babst, zirve dolayısıyla 2 gün içerisinde NATO'nun web sitesinde 600 bin kişinin gelişmeleri takip ettiğini bildirdi. Bu rakamın normalin dört katı olduğunu vurgulayan Stefanie Babst, ''Daha önce herhangi bir NATO zirvesinde bu kadar yoğun ilgi olmamıştı. Kamuoyunun ilgisini çekmiş durumdayız. Kamuoyunun dikkati de NATO'nun üzerinde'' diye konuştu.
 

Diğer konuşmacılar

Panelde konuşan Slovenya Euro-Atlantik Konseyi Başkanı Anton Bebrer de, NATO'nun, Birleşmiş Milletler, OECD gibi bir örgütlerden biri olduğunu belirterek, NATO'nun da bu kurumlarla benzer koşullarla karşı karşıya bulunduğunu söyledi.
Bebrer, ülkelerdeki gündelik yaşamda işsizlik, yolsuzluk ve organize suç gibi konuların daha fazla baskı unsuru olduğunu, bu nedenle çeşitli ülkelerde NATO örgütlenmesinin tepkiyle karşılandığını da ifade etti.

Kuveyt'in Brüksel Büyükelçisi Nabeela Al-Mulla ise, Lizbon'da ele alınan stratejik belgelerin çok önemli olduğunu ve belgelerde özellikle güvenlik konularına odaklanıldığını söyledi.

Ülkelerin atacağı adımların ve ortaklık ilişkisinin güçlü olmasının sürece katkı sağlayacağına inandığını ifade eden Al-Mulla, ''Ortaklıklarla ilgili yakın çalışmalar var. Ortak güvenlik konuları açısından ilişkiler çok önemli. Ortaklık bir lütuf değil, zorunluluktur. NATO'nun ortaklara ihtiyacı var. Ancak bu şekilde küresel tehditlerle mücadele edilebilir'' dedi.

İsrail'in, Gazze saldırısını hatırlatan, üye ülkelerin de bu nedenlerle karşıya karşı gelebildiğine değinen Al-Mulla, ''NATO, üye ülkeler arasında siyasi yönü de geliştirmek istiyorsa, hukukun üstünlüğü ve Birleşmiş Milletler şartının gereğini yerine getirmek zorundadır'' uyarısında bulundu.

Panelde CETİ Danışmanlık adına konuşan Dr. Ali Tigrel de, kamu diplomasisinin çok önemli bir alan olduğunu, NATO'nun Lizbon Zirvesi'nde de ülkelerin birlikte çalışabilmesi adına çok önemli adımlar atılabildiğini vurguladı.

Güvenlik ve işbirliği ile şeffaflığı sürdürmenin gerekliliğine değinen Tigrel, ''NATO'nun geçmişi ve geleceğine yönelik atımlar atıldı. Füze savunma sistemlerine ilişkin gelişmeler çok önemlidir. Zirvenin, 2010'un gerçekliklerini yansıtması, diğer yandan da siber tehditler, balistik tehditler, terörizmle mücadele edebilme yönündeki adımları çok önemlidir'' diye konuştu.