Türkiye bu filmi izlemişti!
Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmanın Türkiye ayağındaki dava süreci ile 17 Aralık 'yolsuzluk ve rüşvet' soruşturmasında yaşanan gelişmeler insana "biz bu filmi izlemiştik" dedirtiyor.
Aykut Küçükkaya/Cumhuriyet
. Malvarlıkları üzerindeki tedbir kalkar.
. Tutuklular serbest bırakılır.
. Ve suç vasfı değiştirilir.
. Savcıların yargılanmasına başlanır.
Her iki yolsuzluk soruşturmasında ilk önce savcılar görevden alındı; tutuklanan isimlerin malvarlıklarına konulan tedbirler kaldırıldı ve tutuklanan isimler 2-3 ayın ardından "uzun tutukluluk" gerekçesiyle serbest bırakıldı. Deniz Feneri e.V'de suçlanan isimlerden önce savcılar yargılanmış; görevden alınan savcıların 'nitelikli dolandırıcılık' suçlaması yeni savcılarla 'güveni kötüye kullanma'ya döndürülmüştü. Filmin senaryosuna göre 17 Aralık için şimdi sırada görevden alınan savcıların suçlanan isimlerden önce yargılanması ve suç vasfının değiştirilmesi var.
Temmuz 2011'de Ankara'da düğmeye basıldığında ilk iş Deniz Feneri soruşturmasını yürüten savcıların görevden alınması oldu. Daha sonra soruşturma kapsamında tutuklanan ve Başbakan Tayyip Erdoğan'a yakınlığıyla bilinen isimler Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ve eski RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın da aralarında bulunduğu isimlerin malvarlıklarına konulan tedbir kaldırıldı. Ve "uzun tutukluluk” gerekçesiyle (yaklaşık 100 gün) Karaman, Akman ve diğer zanlılar serbest bırakıldı.
17 Aralık'ta “Deniz Feneri filminin” kopyası gibiydi. İlk önce soruşturmayı yürüten savcı görevden alındı. Sonrasında tutuklanan bakan çocukları ve işadamlarının malvarlıkları üzerindeki tedbir kaldırıldı. Ve dün açıklanan tahliyelerle soruşturmada tutuklu isim kalmadı. Şimdi sıra tıpkı Deniz Feneri'nde olduğu gibi bakan çocuklarına ve işadamlarına yönelik suçlama vasfının değişmesinde. Tahliye kararının gerekçesinde yer alan 'şüpheliler lehine suçların değişme ihtimali' de bunun sinyalini veriyor...