Türkiye, BMGK geçici üyesi oldu

Türkiye, BM Güvenlik Konseyinin geçici üyesi oldu. Böylece Türkiye, 2009-2010 döneminde BM Güvenlik Konseyi geçici üye olarak görev yapacak. Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Birleşmiş Milletler Genel Kurul seçimlerini büyük farkla kazanan Türkiye'nin sınavının aslında şimdi başladığını, bu sınavı başarıyla vereceklerinden de emin olduğunu söyledi.

cumhuriyet.com.tr

Türkiye, Batı Avrupa bölgesinden aday olduğu 2009-2010 BM Güvenlik Konseyi (BMGK) geçici üyeliğine, grubunda en fazla oyu alarak seçildi.

Türkiye, 192 ülkenin oy kullandığı 1. tur seçimlerde gerekli olan üçte iki çoğunluk olan 128 oyun çok üzerinde, 151 oyla BMGK üyesi oldu.

BM Genel Kurulu'nda herkes, Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve Daimi Temsilci Büyükelçi Baki İlkin ve Türk heyetini kutluyor.

Avusturya da ilk turda 128 oyu geçerek, 132 oyla seçilmiş oldu.

 

Abdullah Gül'ün açıklamaları

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda bugün 2009-2010 dönemi için BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçilmesinden büyük memnuniyet duyduğunu kaydederek “Bu netice esasen, Cumhuriyet diplomasisinin her vatandaşımızın iftihar etmesi gereken mühim bir başarısıdır” dedi.

Çankaya Köşkü’nden yapılan yazılı açıklamada Cumhurbaşkanı Gül’ün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliğine Türkiye’nin seçilmesini sağlayan Hükümete, Dışişleri Bakanlığı’nın tüm mensuplarına, diğer ilgili kurum ve kuruluşların yetkililerine, adaylık sürecine destek veren sivil toplum örgütlerine ve vatandaşlara takdir ve teşekkürlerini ifade ettiği belirtildi.

Açıklamada şöyle denildi: “Türkiye’ye verilen destek, uluslararası toplumun Devletimize gösterdiği güvenin ve milletimize karşı beslediği dostluk ve sevgi duygularının bir yansımasıdır. Türk dış politikasının başlıca ilham kaynağını oluşturan Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” vecizesi ülkemizin ve milletimizin barışçı kimliğinin de bir tezahürüdür. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyeliğimizin bu yöndeki süregelen gayretlerimizi daha da etkili hale getireceğine samimiyetle inanıyorum. Bu anlayıştan hareketle, Güvenlik Konseyi geçici üyeliği süresince ve takip eden dönemde, diplomasimizin tüm yeteneklerini dünya milletlerinin güvenliği, huzuru, esenliği ve refahı için seferber edeceğiz. Türkiye, bölgemizde ve dünyada barış, istikrar ve huzur için sorunların çözümünde rol oynayan bir güç olmaya; medeniyetler, kültürler ve dinler arasında diyalog ve uyum sağlama çabalarına katkıda bulunmaya devam edecektir. İnsanlığın, demokrasi, insan hakları, saydamlık, kadın-erkek eşitliği gibi ortak değerlerinin güçlendirilmesi ve yaygınlaştırılması; açlık, yoksulluk, salgın hastalıklar, iklim değişikliği gibi ortak sorunlarının çözüme kavuşturulması için uluslararası toplumla elbirliği içinde çaba harcamaya kararlı olan Türkiye, terörizm ve şiddet, kitle imha silahlarının yayılması, ırkçılık, hoşgörüsüzlük, yabancı düşmanlığı ile her türlü etnik-dini ayrımcılık ve aşırılıkla mücadele alanlarında da titizlikle gayretlerini sürdürecektir.”

 

Recep Tayyip Erdoğan: “Daha aktif bir küresel rol üstlenme fırsatı”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği’ne seçilmesinde Türkiye’nin bölgesindeki ve dünyadaki barış ve istikrara yaptığı katkıların çok büyük etkisinin olduğunu söyledi. Erdoğan, "Şüphesiz ki bu neticenin arkasında yaklaşık 5 yıldır yürüttüğümüz diplomatik çabalar, bölgemizde ve dünyada barış ve istikrara yaptığımız önemli katkıların çok büyük tesiri olduğuna inanıyorum" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Merkezi’nde Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği’ne seçilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, Türkiye’nin 192 oyun 152’sini alarak seçilmesinden duyduğu memnuniyeti “Seçimin neticesini bizim açımızdan taçlandıran bir durum oldu” diyerek ifade etti.
“Şimdi önümüzde çok daha etkin aktif bir küresel rol üstlenme fırsatı bulunmaktadır” diyen Başbakan Erdoğan şunları söyledi: “Bilindiği gibi Türkiye Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 2009-2010 dönemi geçici üyeliği için Batı Avrupa ve diğer devletler grubundan aday olmuştur. İki yerin açılacağı seçimlerde ülkemizle birlikte Avusturya ve İzlanda da adaylığını açıklamıştı. Söz konusu üyelikler için seçimler bugün BM Genel Kurulu’nda yapılmış olup ülkemiz Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 2009-2010 dönemi Geçici Üyeliği’ne seçilmiştir. Ülkemizin yanı sıra Avusturya’da seçimleri kazanmıştır. Türkiye 1961’den bu yana Güvenlik Konseyi’nde görev yapmamıştır. Ülkemiz bölgesel ve uluslararası alanda barış, istikrar ve güvenlik adına giderek artan sorumluluklar üstlenmekte ve dünyamızda yaşanan afetlerle buhranlar karşısında ihtiyaç sahiplerine yardım eli uzatmaktadır.”

 

"Türkiye'nin tercih edilmesi uluslararası toplumun ülkemize olan itimadının bir göstergesidir"

Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin Güvenlik Konseyi’ne seçilmesinin uluslararası politikada artan ağırlığının bir sonucu ve uluslararası toplumun Türkiye’ye olan itimadının bir göstergesi olduğunu kaydederek, "Genel Kurul Birleşmiş Milletler içinde uluslararası barış ve güvenliğin korunmasında başlıca organdır. Türkiye Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde 2 sene sürecek üyelik görevini BM şartında yer alan ilke ve hedeflere bağlılık içinde gerekli özeni, duyarlılığı ve sorumluluğu göstererek yerine getirecektir” diye konuştu.

Türkiye’nin seçilmesi için başta Cumhurbaşkanı olmak üzere ilgili Bakanlar ve Dışişleri camiasının yoğun bir çaba gösterdiğini kaydeden Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu vesile ile gerçekten şu 5 yılda başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, tüm Bakan arkadaşlarım, Dışişleri camiasında bulunan tüm bürokrat arkadaşlarım, hakikaten büyükelçilerimiz olsun başkonsoloslarımız olsun, çok yoğun bir çalışma yaptılar. Bulundukları ülkelerde bu işin çok ciddi kulislerini yaptılar. Bu vesile ile bu neticeyi aldığımıza inanıyorum. Birinci turda bu neticenin alınması da anlamlı. Kullanılan oy 192 ve kullanılan oyun 152’sini Türkiye olarak bizler aldık ve birinci turda seçildik ki 128 oy bu seçim için yeterli oy idi. Bunun yanında Avusturya 133 oy, İzlanda ise 87 ol aldı ve böylece Türkiye ve Avusturya boşalan o iki yere girmiş oldu. Bunun dışında Afrika’dan Uganda, öbür tarafta Meksika, Asya’dan ise Japonya yine seçilen ülkeler arasında.”

 

'Amerika seyahatim olabilir'

Erdoğan, bir soru üzerine, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçilmesi haberini AKP İl Başkanları toplantısındayken Dışişleri Bakanı Ali Babacan'dan öğrendiğini söyledi.

Başbakan Erdoğan, Birleşmiş Milletler daimi temsilcilerinin Babacan'a tebriklerini ilettiklerini de bildirdi.

''BM'nin ilk toplantısı için ABD'ye gitmeyi düşünüyor musunuz?'' sorusu üzerine Erdoğan, ''Bir ihtimal benim bir Amerika seyahatim olabilir. Zira, seçim öncesi planladığımız seyahati seçim sonrasına bırakmamızın daha isabetli olacağını arkadaşlarımızla istişarede karalaştırmıştık. Şimdi arkadaşlarımızın oradaki görüşmelerinden sonra belki bir seyahat ve oradaki daimi temsilcilerle bir araya gelip onlarla sohbet etmemiz, en azından bir kokteylde bir araya gelmemiz ya da onlara yemek vermemiz söz konusu olabilir'' diye konuştu.


Başbakan Erdoğan, ''BM Güvenlik Konseyinde gündeme taşıyacağınız konular neler olacak?'' sorusunu şöyle cevaplandırdı:
''Oradaki çalışmaların yoğunlaştığı konular malum. Şu anda Kafkasya, Orta Doğu, Irak, Afganistan önümüzde. Bizim bölgemizde yoğunlaşan konular tabii ağırlıklı. Fakat BM Güvenlik Konseyi tabii sadece belli bölgeye kilitlenip kalmıyor. Dünyanın değişik yerlerinden an be an birçok konular buraya geliyor. Burada görevli arkadaşlarımız, ekip olacak, çünkü orada bir kişi olmayacak bir ekiple çalışma yürüteceğiz. Bu çalışmaları, gelişmelere göre değerlendirmek suretiyle, bunların önceliklerini nasıl belirleyeceğimizi, o gelişmelere göre değerlendireceğiz.''

 

Ali Babacan: Yoğun çabanın sonucu

Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Türkiye'nin 2009-2010 dönemi BM Güvenlik Konseyi (BMGK) geçici üyeliğine seçilmesiyle ilgili olarak ''Bugün Türkiye için, Türk hariciyesi için güzel bir gün, tarihi bir gün'' diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Babacan, Türkiye'nin Batı Avrupa bölgesinden BMGK seçimlerini 1. turda 151 oy alarak büyük farkla kazanmasının ardından BM binası önünde Türk gazetecilere açıklamada bulundu.

Babacan, 48 yıl aradan sonra Türkiye'nin yeniden BMGK üyeliğine seçildiğini belirterek, seçimlerde bugün 192 ülkenin oy kullandığını ve Türkiye'nin oy kullananların 151'nin oyunu aldığını ve bunun yaklaşık yüzde 80'e varan bir oran olduğunu söyledi.

Türkiye'nin BMGK'ya seçilmesinin, Türkiye'nin 5 yıldır sürdürdüğü yoğun çabanın sonucu olduğunu belirten Babacan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Dışişleri Bakanlığı döneminde ve Cumhurbaşkanlığı'na seçildikten sonra, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tüm görüşmelerinde Türkiye'nin BMGK üyeliğini sürekli gündeme getirdiğini, kendisi ve diğer bakan arkadaşlarının da muhataplarıyla görüşmelerinde bunu gündeme getirdiklerini anlattı.

Ali Babacan, başta Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Baki İlkin olmak ve Ankara'da Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ertuğrul Apakan olmak üzere tüm Dışişleri Bakanlığı'nın son 5 yıldır Türkiye'nin BMGK adaylığına adeta ''kilitlendiğini'' belirtti.
Babacan, Türkiye'nin 1 Ocak 2009'da BMGK'da görevine başlayacak olması dolayısıyla Dışişleri Bakanlığının görev yükünün artacağını da belirtti.

 

Ekip ruhu ve yoğun çalışmanın sonucu

Emeği geçen herkese teşekkür eden Ali Babacan, "Bu, ancak hep beraber bir ekip ruhuyla ve yoğun çalışma sonucunda alınabilecek sonuç. Umarız ki, ülkemiz için hayırlı olur, ülkemize yeni ufuklar kazandırır. Umarız ki, Türkiye alnının akıyla bu önemli görevi başarıyla gerçekleştirir" dedi.

Babacan, "BMGK'da nasıl bir Türkiye göreceğiz?" sorusunu da şöyle yanıtladı:
"Türkiye BMGK'ye kendi özgün bakış açısını getirecektir. Kendi bağımsız, ancak gittikçe dünyanın takdirini kazanan dış politika perspektifini mutlaka getirecektir.
BMGK'nın önüne gelen sorunlara bakacak olursak; Afrika, Orta Doğu, Balkanlar gibi zaten Türkiye'nin üzerinde yoğun emek sarf ettiği, aşina olduğu konular. Özellikle Afrika ile alakalı çalışmalarımızı son yıllarda yoğunlaştırmış olmamız bize önemli avantajlar kazandıracak. Çünkü Afrika'yı daha iyi anlamaya başlayan bir ülke olarak oturacağız orada. (Afrika'da) 15 tane yeni büyükelçilik açma kararı almıştık, o süreç devam ediyor. Şu anda TİKA 37 Afrika ülkesinde etkin.
Bu süreç bize çok önemli özellikler kazandırdı. Türkiye BMGK seçimleri vesilesiyle şimdiye kadar çok irtibatta olmadığı sayısız ülkeyle temasa geçmiş oldu. Pek çok sayıda ülkeyle diplomatik ilişkilerimizi son 5 yıl içinde kurduk. Türkiye'nin dış politika ufku çok daha genişlemiş oldu. Kuşkusuz tüm bu temaslar, bağlantılar BMGK görevi süresince bize büyük kazanımlar sağlayacak"

 

Türkiye'nin küresel sorunların çözümüne katkısı

Babacan, Türkiye'nin de artık uluslararası toplum tarafından ne kadar olumlu algılandığının da bu seçimler sonunda ortaya çıktığını kaydetti.

Bölge sorunlarına ilişkin bir soru üzerine Babacan, Kafkaslarda bir süreç başlattıklarını, sadece İstikrar ve İşbirliği Platformu fikri değil, Ermenistan'a yönelik yaptıkları açılımlar ve başlattıkları diyalog süreci, Azerbaycan- Ermenistan sürecine Türkiye'nin katkı vermeye başlamasının Türkiye'nin çok önemli atılımları olduğuna değindi.

Türkiye'nin, Irak'a, Lübnan'a yaptığı katkılar, İran'ın nükleer programı konusunda iki tarafla yakın temas trafiği içinde olmaları gibi konulardan da bahseden Babacan, "Bir bakıma tüm bu çabalar bizim Türkiye olarak çok daha saygın, çok daha itibarlı ve çözüm üreten, diyalog ve diplomasiyi temel araçlar kabul edip sorunlara yaklaşan, sorunlara barışçıl yollarla çözüm bulunmasını amaçlayan ülke oluşumuzu daha da perçinleyecek" diye konuştu.

 

Kıbrıs

Babacan, Kıbrıs konusunda da yeni bir sürecin başladığına dikkati çekerek, Türkiye olarak bu sürece ve KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'a tam destek verdiklerini söyledi.
Babacan, "2004'de nasıl Türkiye ve KKTC sonuca ulaştıysa ve işi sonuna kadar götürdüyse bugün de Türkiye'de aynı hükümet işbaşında. KKTC'de Talat Başbakandı o gün, bugün Cumhurbaşkanı dolayısıyla bizim tarafta çözüme odaklanmış bir liderlik var. Ama öbür tarafta da çözüm istediğini söyleyen yeni bir lider var, o tabii sadece söylemle değil eylemle de ortaya konması lazım. Hep beraber göreceğiz ama umutlu olmak için sebepler var şu anda Kıbrıs konusunda" şeklinde konuştu.

BMGK'nın önüne kuşkusuz pek çok sorunun geleceğine işaret eden Babacan, şöyle devam etti:
"Kafkaslardan tutun Balkanlara kadar, Afrika ülkelerine kadar pek çok konu gelecek. Ancak biz önümüzdeki dönemde özellikle global ısınma, gıda krizi, enerji meselesi gibi giderek işin artık güvenlik boyutunu da tehdit etmeye başlayan önemli sorunların da BMGK'nın gündemine girmesini bekliyoruz. Bu konularda da hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Türkiye sadece bölgesel konularda değil, küresel konularda da katkılarda bulunacaktır. Kendi bakış açımızı, perspektifimizi mutlaka getireceğiz ve önümüzdeki yıllar gerçekten Türkiye'nin dış politika alanında çok geniş bir konu setiyle ilgilendiği bir dönem olacak. Bu Türkiye'ye önemli açılımlar, kazanımlar sağlayacak ancak dünyaya da önemli katkılar sağlayacak bir süreç olacak."

 

Türkiye BMGK'ya birkaç defa başkanlık edecek

Babacan, bugüne kadar hem New York'ta hem Ankara'da ekiplerin yoğun çalışma sergilediklerine dikkati çekerek, bundan sonra New York'ta Güvenlik Konseyinde çalışacak kadrolarını güçlendirmelerinin gerekeceğini, bunun için de önlerinde yaklaşık 2,5 aylık süre olduğunu söyledi.

Ankara'dan bu işi takip edecek kadrolarını da güçlendirmeleri gerektiğini ifade eden Babacan, "Zaten çekirdek kadrolarımız var. Bunlara ekleyeceğimiz ilave arkadaşlarla bu işi götüreceğiz. Bizim dünyadaki tüm misyonlarımızla daha yakın çalışma içinde olmamız gerekecek. Pek çok ülkeyle olan diyalog ve temas trafiğimizi de sıklaştırmamız gerekecek. Türkiye'nin 2 yıl içinde (BMGK) oturum başkanlığı ve dönem başkanlığı yapacağı anlar olacak. Yani Güvenlik Konseyi'ne Türkiye birkaç defa başkanlık edecek. Bakanlar seviyesinde toplantılar olacak. Önümüzdeki 2 yıl Türkiye'nin buralarda çok bayrak göstereceği bir dönem olacak" ifadesini kullandı.

 

Dışişleri Bakanlığı

Dışişleri Bakanlığı, BM Güvenlik Konseyinde 2 yıl sürecek görevi süresince Türkiye'nin, güçlü diplomasi geleneği ile uluslararası politikadaki deneyimi çerçevesinde, BM Şartında yer alan ilke ve hedeflere bağlılık içinde, gerekli özeni, duyarlılığı ve sorumluluğu göstererek yerine getireceğini bildirdi.

Bakanlık, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi 2009-2010 dönemi geçici üyeliğine seçilmesinin ardından yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin, Güvenlik Konseyi geçici üyeliği için Batı Avrupa ve Diğer Devletler Grubu'ndan adaylığını 23 Temmuz 2003 tarihinde açıkladığı, bu grupta aynı dönem için açılan iki yere Avusturya ve İzlanda'nın da Türkiye ile birlikte aday olduğu ve söz konusu ikinci yere de Avusturya'nın seçildiği hatırlatıldı.

Açıklamada, 1961;den bu yana Güvenlik Konseyi'nde görev yapmayan Türkiye'nin, gerek bölgesel ve uluslararası alanda, gerek uzak bölgelerde barış, istikrar ve güvenlik adına önemli sorumluluklar üstlendiği, uluslararası sorunların çözümüne doğrudan veya dolaylı olarak katkıda bulunduğu ve yaşanan afet ile buhranlar karşısında artan şekilde insani ve teknik yardımlar yaptığı belirtildi.

Türkiye'nin, Güvenlik Konseyi'ne seçilmesinin, bu çok yönlü açılımlarının ve uluslararası politikada artan rolünün bir sonucu ve uluslararası toplumun Türkiye'ye duyduğu güvenin göstergesi olduğu ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"BM Şartı uyarınca uluslararası barış ve güvenliğin korunmasında başlıca sorumluluğu üstlenmiş olan Güvenlik Konseyi'nde Türkiye, tüm ülkelerle işbirliği içinde, BM reform sürecine destek verecek, uyuşmazlıkların barışçı yollardan çözümüne katkıda bulunacak, bölgesel meselelerde kolaylaştırıcı rolü oynamaya devam edecek, kalkınmayla ilgili hedeflere ulaşılması için gayret sarf edecek ve farklı medeniyetler ve kültürler arasındaki diyalogun sürdürülmesine çalışacaktır. Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'nde iki sene sürecek bu görevini, güçlü diplomasi geleneği ve uluslararası politikadaki deneyimi çerçevesinde, BM Şartı'nda yer alan ilke ve hedeflere bağlılık içinde, gerekli özeni, duyarlılığı ve sorumluluğu göstererek yerine getirecektir.
Bu vesileyle, Türkiye'yi bu göreve layık gören BM Genel Kuruluna ve uluslararası topluma içtenlikle teşekkür ederiz"

 

Onur Öymen: Önemli bir gelişme

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçilmesinin, ''önemli bir gelişme'' olduğunu belirterek, katkısı olan herkesi içtenlikle kutladıklarını ifade etti.

Öymen, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçilmesinin kuşkusuz çok önemli bir gelişme, ancak Türkiye'nin bundan sonraki tavrının da o ölçüde önemli olduğunu vurguladı.

BM Güvenlik Konseyi'nde ağırlığı bulunan ülkelerin oylamalarda veto hakkına sahip ülkeler olduğuna dikkati çeken Öymen, veto kullanılmayan oylamalarda Türkiye'nin rolünün ve tavrının önem taşıyacağını kaydetti.

Asıl önemli konunun Türkiye'nin burada nasıl bir politika izleyeceği olduğunu ifade eden Öymen, ''Türkiye büyük devletlerin dümen suyundan mı gidecektir, yoksa kendi özgür politikasını mı izleyecektir? Nasıl bir tutum içinde olunacağını izleyeceğiz ve göreceğiz'' diye konuştu.

Öymen, üyeliğin dış politika açısından önemini vurgulayarak, ''Kuşkusuz, Türkiye'nin üyeliği çok önemli bir gelişme olmuştur. Katkısı olan herkesi, Dışişleri Bakanlığı'ndaki arkadaşlarımızı içtenlikle kutluyoruz'' dedi.

 

Zeki Sezer: Önemli ve doğru bir gelişme

DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçilmesini, ''önemli, doğru ve iyi bir gelişme'' olarak değerlendirdi.

Sezer, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçilmesinin dış politika açısından son derece önemli olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin dış politikadaki etkinliğinin bu yolla artmasının söz konusu olacağını belirten Sezer, ''Türkiye'nin seçilmesi bence önemli, doğru ve iyi bir gelişme. Bu yolla uluslararası politikada Türkiye'nin etkinliğinin artabilmesi söz konusu. Ancak hükümetin bunu doğru değerlendirmesi gerekir. Diğer konularda olduğu gibi davranırsa istediğimiz, beklediğimiz sonucu alamayabiliriz, bu anlamda kaygı duyuyorum. Hükümetin bunu doğru kavrayıp aktif ve etkin bir konumda olması gerekir'' diye konuştu.

 

Seçimden notlar

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2009-2010 dönemini kapsayacak 5 yeni geçici üyesinin belirleneceği seçimler saat 17.00'de New York’ta başladı. Türkiye’nin de Batı Avrupa kotasından aday olduğu seçimler, BM Genel Kurul Salonu’nda BM’ye üye 192 ülkenin daimi temsilcilerinin oy kullanmasıyla gerçekleşti.

Ankara, Türkiye’nin 1961 yılından beri üstlenmediği Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyeliğini elde edebilmesi için 2003 yılından beri yoğun bir çaba sürdürmüştü.

Türkiye’nin, BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine yeniden seçilebilmesi için son 5 yıldır süren yoğun temaslarda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Baki İlkin, muhataplarıyla bir araya gelmiş ve Türkiye’nin Güvenlik Konseyi adaylığı için destek istemişlerdi.

BM Güvenlik Konseyi seçimleri öncesi, New York'a gelen Dışişleri Bakanı Ali Babacan da seçimlerin yapılacağı son güne kadar BM’ye üye ülkelerin daimi temsilcileri büyükelçiler ile bir araya gelmiş Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği için destek istemişti.

BM Genel Kurulu’nda Türkiye saati ile 17.00’de başlayan seçimlerde 192 üye ülkenin BM Daimi temsilcileri oy kullandı. Seçimlerde üçte iki çoğunluk olan 128 oya ulaşan ülke Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçilecekti. Türkiye bu sınırın üzerine çıkarak geçici üye olmaya hak kazandı. Yeni seçilen üyeler görevlerine 1 Ocak 2009'da başlayacaklar.

Seçilmesi halinde dördüncü kez BM Güvenlik Konseyi’nde görev yapacak olan Türkiye daha önce 1951-1952, 1954-1955 ve 1961 dönemlerinde geçici üye olarak Güvenlik Konseyi’nde yer almıştı. Buna karşın, rakiplerinden Avusturya, sonuncusu 1991-1992 yıllarında olmak üzere, iki dönem Güvenlik Konseyi’nde bulundu. İzlanda ise, daha önce hiç görev yapmadı.

 

Diğer üyeler

Diğer bölgesel gruplarda Afrika bölgesinden Uganda, Latin Amerika ve Karayipler bölgesinden Meksika, Asya grubundan ise Japonya konseye geçici üye olmaya hak kazandı. Asya grubunda yarışan İran ise yeterli oyu alamadı. Uganda ve Meksika ise zaten bölgelerinden seçime tek ülkelerdi.