'Türkiye 2023 yılı için yüzde yüz yenilenebilir enerjiye geçiş hedefi koymalı'
EUROSOLAR Türkiye Yenilenebilir Enerji Birliği tarafından düzenlenen IRENEC 2018 (8. Uluslararası %100 Yenilenebilir Enerji Konferansı) 7-8-9-10 Mayıs 2018 tarihlerinde Maltepe Belediyesi Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde yapılacak. Türkiye Yenilenebilir Enerji Birliği Başkanı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, Türkiye'nin asıl hedefinin enerjide yüzde 100 yenilenebilir kaynaklar olması gerektiğini söylüyor.
cumhuriyet.com.trKonu “yenilenebilir enerji” olunca Türkiye’de ilk akla gelen isim Marmara Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Enerji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar oluyor haliyle. Prof. Dr. Uyar, aynı zamanda EUROSOLAR Türkiye Yenilenebilir Enerji Birliği Başkanı, BİYODER Biyoenerji Derneği Başkanı, EUROSOLAR Avrupa Yenilenebilir Enerji Birliği Başkan Yardımcısı, WBA Dünya Biyoenerji Birliği Başkan Yardımcısı görevlerini de başarıyla sürdürüyor.
Konferansın düzenleyicisi EUROSOLAR Türkiye Yenilenebilir Enerji Birliği Başkanı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar ile IRENEC 2018’i, yenilenebilir enerjinin bugünü ve yarınını konuştuk.
Hocam, IRENEC 2018 Konferansı neden önemli?
-Bu yıl 8.sini düzenleyeceğimiz konferansımızda ana tema; kentlerin, ülkenin ve dünyanın bir bütün olarak enerjide fosil ve nükleer çağdan güneş çağına geçişinin hızlandırılmasıdır. 1980’li yıllardan bu yana gerçekleşen çatılara güneş ısıtıcısı, elektrik üretimi için PV panelleri koymak veya birkaç rüzgâr çiftliği kurmak artık yeterli değildir.
Kömür, petrol ve doğal gaz ya da nükleer atık ısıdan enerji üretiminin geride bırakılması sorundan çözüme yani %100 yenilenebilir enerjiye geçilmesi zorunlu hale gelmiştir. Kaynakları sınırsız ve her gün emre amade olan rüzgâr, güneş, jeotermal, biokütle gibi doğal kaynakların yanı sıra insanların oluşturduğu tarım, hayvancılık, orman ve belediye atıkları değerlendirilip proses ısısı ve elektrik üretilirken çevre temizliği de sağlanabilir. İnsanlar yer üstündeki biokütle, yer altındaki jeotermal ısı, rüzgârın gücü, güneşin her yere ulaşan ısı ve ışığından yararlanarak, bunların senfonisiyle tüm enerji sorunlarına çözüm bulabilir ve enerjide eşitliğe, özgürlüğe, barışa ve yerel istihdama kavuşabilir.
Ama bundan öncesi, enerjinin etkin kullanımının sağlanmasıdır. Ulaşımda enerjinin etkin kullanımı, bir kişiyi 1 km öteye en az enerji tüketerek en hızlı şekilde, yaşam çevresini tahrip etmeden taşımaktır. Elektrikli metrolar, metrobüsler, toplu ulaşım araçları bu kapsamda değerlendirilebilir. Özel otoların kullanılmayan 4 tane koltuğu her gün Taksim’den Kadıköy’e götürüp geri getirmesi akıl kârı değildir. Ayrıca otomobiller kentleri işgal ederek yaşam çevresini ve yüzeyini daraltmaktadır.
Avrupa Birliği standartlarındaki binalar pasif olarak tasarımlanıp en az enerji tüketmekte ısı ve elektriğini tümüyle yenilenebilir enerjiden üretebilmektedir. Pasif binaların çatıları güneş panelleriyle kaplanmakta, aydınlatmada LED ampuller kullanılmakta, bina duvarlarının çevresiyle ısı ve hava geçişleri önlenmekte ve pencereler çift camlı olarak tasarımlanmaktadır. Konutlarda ve sanayi kuruluşlarında kullanılan tüm cihazlar ve motorlar piyasada mevcut en yeni teknolojiler arasından seçilmektedir. Örneğin Avrupa standardındaki motorlar eskilerine göre %80 daha az elektrik tüketerek aynı işi yapabilmektedir. Bu gerçek; buzdolabı, klima ve diğer tüm cihazlar için de geçerlidir.
Önemli ve değerli olan daha az enerji tüketmektir. Almanya’nın bir örneği var, 2050 yılında Almanya bugüne göre %45 daha az enerji tüketecek. Nüfusun artmasına rağmen ulaşım, barınma ve sanayide enerji verimliliğini sağlayarak ve toplam enerji tüketimini azaltarak sorunun yarısını çözmüş oluyor. Bir sistem olarak kentin yenilenebilir enerjiye dönüşümü her çatıda üretilen elektriğin her yere dağıtılmasını gerektirdiğinden elektrik şebekesinin akıllı şebekeye dönüştürülmesi gerekiyor. Danimarka’da akşam rüzgârdan üretilen ihtiyaç fazlası elektrik ile ucuza doldurulan akülerde depolanan yenilenebilir elektrik, gün içinde akıllı şebekeye bağlandığında sizin evde tükettiğiniz elektrik ile mahsuplaşmaktadır. Bir diğer çözüm, yenilenebilir enerjinin depolanmasıdır. Gün içinde güneşin enerjisinden üretilen elektrik veya proses ısısı günbatımından gündoğusuna kadar ihtiyacı karşılayacak miktarda depolandığı zaman, ne fosil yakıtlara ve ne de nükleer atık ısıya gerek kalmamaktadır. Ve tümüyle yenilenebilir enerjiye geçmek mümkün hale gelmektedir.
IRENEC 2018 Konferansı güneş, hidrojen, rüzgâr, jeotermal, akıllı şebeke, depolama, enerji planlaması uzmanlarının ve uygulayıcılarının katıldığı, hep beraber bugünden geleceğe nasıl gideceğimizin konuşulduğu bir dünya buluşması oluyor.
Türkiye’de Yenilenebilir Enerji Uygulamaları ne durumda?
-Türkiye’de yenilenebilir enerji kurulu gücü rüzgâr için 6504 MW, güneş için 2250 MW, jeotermal için 1028 MW, Biyogaz için 530 MW’a ulaştı. 4 Şubat 2018 Pazar günü Türkiye’nin toplam elektriğinin yüzde 19,93’ü yenilenebilir enerjiden üretildi. Türkiye’de elektrik üretiminin tamamı, 2023 yılında yenilenebilir enerji ile sağlanabilir. Bunun için karar vericilerin çözümden yana davranması ve 2023 yılı için yüzde yüz yenilenebilir enerjiye geçiş hedefi koyması gerekir.
Günümüzde kömür yakan elektrik santralleri zarar ettiği için kapatılmaktadır. Firmalar kendi lisanslarının iptalini talep etmeye başladılar. Günümüzde en ucuz elektrik üretimi güneş ve rüzgâr güç santrallerinden gerçekleşmektedir. Türkiye’de yapılan 1000 MW kapasiteli rüzgâr ihalesinde kazanan firma, yerli araştırma ve yerli üretim şartlarına rağmen kWh başına 3,48 dolar, 1000 MW kapasiteli güneş ihalesinde ise kazanan firma kWh başına 6,99 dolar teklif verdi. Dünyanın diğer ülkelerinde artık rüzgâr ve güneşten elektrik üretim ihaleleri, kWh başına 2-3 dolar ile sonuçlanmaya başladı. Elektrik şirketine kWh başına yaklaşık 11 dolar ödüyorum. Belediyeler, kooperatifler ve vatandaşlar kendi elektriklerini yenilenebilir enerji ile en az 3 misli daha ucuza üretebilirler. Bütün bu konuları IRENEC 2018 konferansında masaya yatıracağız.
IRENEC 2018 konferansımıza Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Hollanda, İsveç, İtalya ve Avusturya gibi yenilenebilir enerjide dünya liderliği yapan ülkelerin uzmanları katılıp deneylerini paylaşıyor. %100 yenilenebilir enerjiye geçmek için öncelik enerjinin etkin kullanımı ve yenilenebilir enerjide olmakla birlikte kalıcı çözüm için enerji üretiminin topluluk enerjisi adını verdiğimiz yerelin bilgisi, kararı ve sahipliğinde gerçekleştirilmesidir.
Belediyelerin, kooperatiflerin, tek tek insanların, kendi kararlarıyla, doğru bilgilendirilerek kendilerinin sahip olduğu rüzgâr ve güneş tesislerini kurarak elektrik üretmesi, enerjide çözüme giden tek yoldur. Danimarka’da kâr amacı gütmeyen kooperatifler, hayvan dışkılarından elde ettikleri biyogaz ile kojenerasyon tesislerinde elektrik ve ısıl enerji üretip kentlerin ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Yurttaşlar da kendi çatılarında, kendi sahip oldukları üretim sistemleri ile kendi elektriklerini üretmektedir. IRENEC 2018’de tüm paydaşların katılımıyla kentlerimizin ve ülkemizin enerji geleceğini birlikte planlıyoruz.
Türkiye’deki konut yapılaşması göz önüne alındığında sistem başarılı olur mu?
-Konut yapım sisteminin değişmesi gerek. Bunun için gerekli alt yapının hızlandırılması, eleman yetiştirilmesi, yenilenebilir enerji alt yapısının hazırlanması şart.
İnşaatların mimarisi, tesisatları, enerji verimlilik düzeyleri Avrupa Birliği standartlarına uygun olarak gerçekleştirilmeli. Avrupa Birliği üyesi ülkeler için zorunlu standartlar 2020 yılında %20 yenilenebilir enerjiye geçiş, %20 enerji verimliği ve %20 daha az fosil yakıt kullanımını öngörmektedir. Avrupa Birliği üyeliğine aday olan Türkiye’nin bugünden tüm faaliyetlerini AB standartlarında gerçekleştirmesi, yakın ve uzun vadede Türkiye’nin çıkarına olacaktır.
Türkiye, Avrupa’nın en güneşli ülkesidir. Güneş enerjisinde çatı uygulamaları için düzenleme yapılıyor. Vatandaşlar kendi çatısında kendi elektriğini üretebilecek. Bu nedenle kömür, petrol ve doğal gaza olan talep azalıyor. Kirletici kömür, petrol ve doğal gaz ekonomik olmadığı için terkediliyor. Onların yerini, daha ucuza satıldığı için temiz yenilenebilir enerji alıyor. Tüm dünyada kömür santralleri kapatılmamak için zararlı sübvansiyon ile ayakta durabiliyor. Halen Avrupa’da kömür santrallerinin %50’sinin zarar ettiği açıklandı. Santraller bugün kapatılmazsa en az 22 milyar avro daha zarar edilmesi söz konusuymuş.
Türkiye’nin enerji politikası nasıl olmalı?
-Türkiye, 2023 yılında yüzde yüz yenilenebilir enerjiye geçmeyi hedeflemelidir. Avrupa Standardı altında kalan tüm cihazların, ekipmanların konutlarda ve işyerlerinde kullanımı yasaklanmalıdır.
Yeraltından kömür çıkarılması ve kentlerimizde yakılması durdurulmalıdır. Madenlerde asgari ücretle çalışmakta olan 50 bin madenci; yeşil, temiz enerji işlerine yerleştirilmelidir. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği toplantılarında yenilenebilir enerjiye geçişin adil olması ve işçilere ‘yeşil iş’ sağlanması tüm dünya sendikalarınca talep edilmektedir.
Bütün çatılar güneş enerjisiyle kaplanacak ve artık her ev, her işyeri kendi elektriğini üretebilecek ve ürettiği fazla elektriği devlete veya elektrik dağıtım şirketine satabilecek. Enerji için maaşlarımızdan ayırdığımız para azalacak. Tüm yeni binaların çatılarına güneş panelleri yerleştirilmesi zorunlu hale getirilmelidir. Belediyeler ve kooperatifler tüm enerjilerini topluluk enerjisi ile üretmeli ve enerji üretim tesislerine kendisi sahip olmalı ve enerji maliyetlerini yarıya indirmelidir. Avrupa, kömür ve nükleer santralleri terk ederken önceliği enerjinin verimli kullanımına vermekte ve artık elektrik üretimi, konutların ısıtılması ve soğutulması ve ulaşımda tamamıyla yenilenebilir enerjiye geçmektedir. Çoğu Avrupa ülkesinde benzinli taşıtların yasaklanacağı yıllar belirlenmekte ve ulaşımda elektrikli taşıtların kullanımı yaygınlaşmaktadır. Güneş, biyogaz ve hidrojenle çalışan kara, hava ve deniz taşıtlarının prototipleri üretilmiş ve deneme seferleri başlamıştır.
Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar hakkında
Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümünü bitirdi. Yüksek lisansını Boğaziçi Üniversitesi Nükleer Mühendislik Bölümü'nde, doktorasını Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Fakültesi'nde tamamladı. Kocaeli Üniversitesi'nde yardımcı doçent ve Marmara Üniversitesi'nde yenilenebilir enerji konusunda doçent oldu. Halen Marmara Üniversitesi'nde yenilenebilir enerji Profesörü olarak Enerji Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini yürütmektedir.
EUROSOLAR (Avrupa Yenilenebilir Enerji Birliği) Mütevelli Heyeti üyesi ve Türkiye Bölümü Başkanı, WWEA (Dünya Rüzgâr Enerji Birliği) Başkan Yardımcısı, WBA (Dünya Biyoenerji Birliği) Yönetim Kurulu Üyesi, INES (Küresel Sorumluluk için Mühendis ve Bilim İnsanları Uluslararası Ağı) Yönetim Kurulu Üyesi, Türkiye Çevre Platformu ve Temiz Enerji Platformları Koordinatörü ve BSNN (Karadeniz Gönüllü Çevre Kuruluşları Ağı) Yönetim Kurulu Başkanıdır.
2011 yılından itibaren, her yıl EUROSOLAR Türkiye tarafından İstanbul’da düzenlenen, Uluslararası %100 Yenilenebilir Enerji Mümkün Konferansları'nın Konferans Başkanlığını yürütmektedir.