Türk Toraks Derneği: Müsilaj, Covid-19 gibi salgınlara zemin hazırlıyor
Marmara Denizi’ni saran müsilaj sorununa dikkat çeken Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada, bu tür durumların Covid-19 gibi salgınlara zemin hazırladığını kaydetti.
Sibel BahçetepeTürk Toraks Derneği, ekosistem tahribatının doğrudan bir sonucu olan Covid-19 pandemisi ve Marmara Denizi’nin çürümesi anlamına gelen musilaj felaketinden ders alarak acilen ekolojik yıkımın durdurulmasını ve onarım için harekete geçirilmesini talep etti.
‘ÖLÇÜM İSTASYONLARI ÖLÇÜM YAPMIYOR’
Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Nilüfer Aykaç, ülkemizde hava kalitesi ölçümü yapan istasyonların yaklaşık yarısının yıl boyu ölçüm yapmadığına dikkat çekti. Dnyadaki her 10 kişiden 9’unun kirli hava soluduğunu anımsatan Aykaç, şöyle devam etti:
“Kışkırtılmış kalkınma modelinin bir yansıması olarak dünyada her 10 kişiden 9’u kirli hava solumaktadır. Bu sağlıksız havanın başta solunum sistemi hastalıkları olmak üzere kalp-damar sistemi hastalıklarına ve kanserlere yol açtığı bilinmektedir. Araştırmalar çocuklar, yaşlılar ve yoksullar başta olmak üzere kırılgan grupların hava kirliliğinin yıkıcı etkilerine daha çok maruz kaldığını göstermektedir. Yakın zamanda ülkemizde yapılan bir araştırmada, sadece 2018 yılında 44 bin 617 kişinin havada asılı kalan ve görünmeyen ince partiküler madde solumasına bağlı çeşitli hastalıklardan yaşamını yitirdiği saptanmıştır. Ancak bu ölümcül gerçeğe rağmen aynı araştırma hava kalitesi ölçümü yapan istasyonların yaklaşık yarısının (yüzde 47.6) yıl boyu ölçüm yapmadığını ortaya koymuştur. Başka bir ifadeyle Türkiye hava kirliliğini yeterince izlememekte ve yeterli ölçüm yapmadığı için sorunun gerçek boyutunu görememektedir.”
MÜSİLAJ SORUNU
Marmara Denizi’ni saran müsilaj sorununa dikkat çeken Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Elif Dağlı ise bu tür durumların Covid-19 gibi salgınlara zemin hazırladığını söyledi. Dağlı, “Büyük yok oluşun yaklaştığı bir zaman diliminde yaşayan insanlar olarak temel sorunumuz insanın türsel bir algıyla doğaya hükmetmesi ve hayattaki her değere fiyat gözüyle bakmasıdır. Başka bir ifadeyle, içinde yaşadığımız çağ, daha çok kazancı ve meta birikimini kutsayan ve bu nedenle ekolojik sistemi yıkıma sürükleyen ve geleceğimizi büyük yok oluşa taşıyan bir çağdır. Aslında son günlerde Marmara Deniz’inde gözle görünür olan müsilaj (deniz salyası) sorunu da bu iki durumun yansımasıdır. Yıllar boyu insan dışındaki diğer (deniz) canlıları(nı) önemsemeyip Marmara Denizi’ni insan atıklarıyla kirletmemiz bir iç deniz olan Marmara’yı ölüme yaklaştırmıştır. Atıklar için arıtma tesisleri kurmamamızın nedeni ise maliyettir. Bu da Marmara Denizi gibi bir değere fiyat gözüyle bakan kapitalosen zihniyetinin denizi bir katı atık çöplüğüne çevirmesiyle sonuçlanmıştır. Son olarak müsilaj kirliliğinin insanlarda ölümcül kolera hastalığına yol açan Vibrio cholerae bakterisinin üremesini de kolaylaştırdığını dikkate aldığımızda antroposen ve kapitalosen zihniyetinin tıpkı Kovid-19 pandemisi gibi salgınlara nasıl zemin hazırladığı anlaşılabilir” dedi.
Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Bayram ise doğaya ve ekosisteme sahip çıkılmasının önemine dikkat çekti.