Türk Toraks Derneği: Heybeliada Sanatoryumu örnek bir kuruluştur, takipçisi olacağız
1924’te Atatürk’ün isteğiyle kurulan Heybeliada Sanatoryumu’nun Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edilmesine ilişkin işlemin durdurulması ve iptali için dava açıldığı ve toplanan imza sayısının 74 bine ulaştığı vurgulandı.
Sibel BahçetepeTürkiye’nin ilk pandemi hastanesi olarak 1924’te Atatürk’ün isteğiyle kurulan Heybeliada Sanatoryumu’nun Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edilmesine ilişkin işlemin durdurulması ve iptali için dava açıldığı ve toplanan imza sayısının 74 bine ulaştığı vurgulandı.
Türk Toraks Derneği’nden yapılan açıklamada, “Heybeliada Senatoryumu’nun Adalar ve İstanbul’da yaşayanlar için bir sağlık merkezi ve bir müze (tüberküloz ve tıp) olması gerekir. Sürecin takipçisi olacağız” denildi.
Türk Toraks Derneği, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Barosu, TMMOB Şehir Plancıları ve Mimarlar Odaları ile birlikte dava açmıştı.
Yerli aşının önemine de dikkat çekilen açıklamada, “Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü, 27 Mayıs 1928 tarihinde, savaştan yeni çıkan Türkiye Cumhuriyeti’nde sağlığın korunması amacıyla temel laboratuvar hizmetlerini yürütmek için kurulmuştu. Enstitü 1930’lu yıllardan itibaren aşı üretme konusunda çok başarılı çalışmalar yapmış ve yıllarca ülkemiz aşı ihtiyacını dış sermayeye bağlı kalmadan sağlamıştır. Kuruluşundan itibaren toplumu kıran bulaşıcı hastalıklarla çok başarılı bir mücadele yürütmüştür. BCG, kuduz, çiçek, tifüs, boğmaca, influenza virüsü aşıları üretmiştir. Ne yazık ki sağlıkta dönüşüm programı ile birlikte Hıfzıssıhha Enstitüsü 2011 yılında tümüyle ortadan kaldırılmıştır. Bunun sonucu olarak toplumsal aşı politikamız ve aşı üretimimiz büyük ölçüde ortadan kalkmış, tamamen dışa bağımlı bir duruma dönüşmüştür. Ülkemizin yıllarca aşı ihtiyacını karşılamış olan Refik Saydam Hıfzıssıhha Kurumu gerekli donanım sağlanarak tekrar açılmalıdır” denildi.
HEYBELİADA SENATORYUMU AÇILMALI
Ülkedeki senatoryumların da önemine vurgu yapılan açıklamada, özetle şu ifadelere yer verildi:
“Bizler göğüs hastalıkları uzmanlarıyız. Kurulmuş olan sanatoryumlar, yani verem hastaneleri, bu ülkeye büyük katkıları olmuş kurumlardır. 1950’lere dek dünyada da ülkemizde de en önemli ölüm nedeniydi verem. Dünya Savaşı’nı ve zor ekonomik koşulları düşündüğümüzde o yıllarda Heybeliada Sanatoryumu çok önemli işlev görmüş özel bir yerdir. 1924 yılında cumhuriyetimizin ilk açılan hastanesidir. Ormana doğru giden hava akımı, hastalık bulaşma riskinin oldukça düşük olması, pencereler ve binanın yapılış şekli, enfeksiyon kontrolü sağlayan yapısı itibariyle örnek kuruluştur. Heybeliada Sanatoryumu’nun Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsisi konusunun duyulmasının ardından derneğimiz tarafından başlatılan kampanyamıza, halkımız ve birçok sivil toplum kuruluşu ile basınımızın da ilgisi sonucunda, önce Diyanet İşleri Başkanlığı sonra da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından konunun iptal edileceği yönünde açıklamalar gelmişti.
Ancak bu açıklamaların ardından henüz bir gelişme olmaması üzerine Türk Toraks Derneği, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Barosu, TMMOB Şehir Plancıları ve Mimarlar Odaları ile birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı’na yapılan bu tahsis kararının durdurulması ve takiben de iptali için dava açılmıştır. Baştan beri devam eden bu süreçte imzalarınızla verdiğiniz destek ile çok mesafe alınmıştır. Bugün itibariyle imza sayısı 74 bine yaklaşmış olup bu sayı ülkemiz için çok önemli düzeyde bir desteğin göstergesidir. Heybeliada Sanatoryumu’nun Adalar ve İstanbul’da yaşayanlar için bir sağlık merkezi ve bir müze (Tüberküloz ve Tıp) olması idealimiz sürmektedir. Bu kurumlar bizim tarihimizdir, geleceğimizdir, kültürel mirasımızdır. Kurumsal kültürü ve fonksiyonu ile birlikte korunmaları gerekmektedir. Türk Toraks Derneği olarak bu süreçlerin takipçisi olacağız.”