Türk Telekom'dan "sabit ücret" açıklaması

Türk Telekom'un sabit ücret uygulaması hakkında bir abone tarafından açılan davada alınan kararın şirketçe temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, sabit ücretin ''yasal ve haklı bir uygulama olduğunun teyit edildiği'' bildirildi.

cumhuriyet.com.tr

Türk Telekom'dan yapılan yazılı açıklamada, sabit ücret uygulaması hakkında bugüne kadar basında ve internet ortamında yer alan ''kamuoyunu yanlış bilgilendiren ve yönlendiren'' iddialara açıklık getirilmesi amacıyla sabit ücret konusunda yaşanan son hukuki gelişmenin ve sabit ücret konusundaki nihai ve emsal nitelikteki yargı kararının kamuoyuyla paylaşılmasının zorunlu hale geldiği ifade edildi.

Açıklamada, Türk Telekom'un sabit ücret uygulaması hakkında bir abone tarafından açılan davada alınan kararın şirketçe temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, sabit ücretin ''yasal ve haklı bir uygulama olduğunun teyit edildiği'', böylece ''şirketin bu konudaki uygulamasının haklılığının daha önce verilmiş olan kararlar doğrultusunda bu konudaki en üst yargı makamı olan Yargıtay tarafından hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde bir kez daha herkesi bağlayıcı şekilde karara bağlandığı'' belirtildi.

Açıklamada, ''Söz konusu kararda özetle sabit ücretin; herkesin makul bir ücret karşılığında telekomünikasyon hizmetlerinden ve altyapısından eşit şekilde yararlanmasının sağlanması için alınması gerektiği, yasa ile belirlenen bir ücret olduğu, Telekomünikasyon Kurumu tarafından onaylanan tarifenin bir parçası olduğu, Türk Telekom tarafından yapılan enerji tüketimi, teknik donanım, bakım ve yönetim gibi masrafların karşılığı olduğu, sabit ücret uygulamasına yurt dışındaki telekomünikasyon firmalarınca da başvurulduğu gerekçeleri ile haklı ve hukuka uygun olduğu belirtilmiştir'' denildi.
 

Dava süreci

Sabit ücret konusundaki emsal kararın verildiği dava sürecine de değinilen açıklamada, Balıkesir'den Türk Telekom abonesi Hasan Ünal'ın sabit ücret alınmaması gerektiğinden bahisle yaptığı başvuru sonucunda, Balıkesir Tüketici Sorunları Hakem Heyeti'nce 24 Mart 2008'de sabit ücret alınmaması doğrultusunda 2008/9 sayılı karar verildiği hatırlatıldı.

Türk Telekom tarafından kararın hukuka aykırı ve yersiz olduğu iddiasıyla yapılan başvuruyla, sabit ücretin kanuni dayanağı olan haklı ve tamamen yasal bir uygulama, hattın aboneye tesisi karşılığında yürütülen asgari hizmetler karşılığında alınan bir ücret olduğu bildirilerek, söz konusu kararın iptalinin istendiği ifade edilen açıklamada, Tüketici Mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği ve bu kararın Türk Telekom tarafından temyiz edildiği kaydedildi.

Temyiz başvurusunda, haksız bir uygulama olması gerekçesiyle sabit ücret alınmaması yönünde verilen kararın, sabit ücretle ilgili yasal düzenlemelere ve herhangi bir araştırmaya dayanmadığı belirtildiği ifade edilen açıklamada, Türk Telekom'un ilgili kararı temyiz başvurusunun, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi tarafından 12 Ocak 2009'da kabul edildiği ve Yargıtay tarafından ''emsal mahiyette'' bir karar verilerek Tüketici Mahkemesi kararının Türk Telekom lehine bozulmasına hükmedildiği bildirildi.

Sabit ücretle ilgili yasal düzenlemeler

Açıklamada, Yargıtay'ın ''emsal'' nitelikteki kararında da yer verilen sabit ücretle ilgili yasal düzenlemelerin şöyle olduğu belirtildi:

''406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4. maddesi ile telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesinde veya telekomünikasyon alt yapısı işletilmesinde ve bu hususlarda yapılacak düzenlemelerde göz önünde tutulacak ilkeler belirtilmiştir. Bu ilkeler özetle; herkesin makul bir ücret karşılığında telekomünikasyon hizmetlerinden ve altyapısından yararlanmasının sağlanması, aksini gerektiren objektif nedenler bulunmadıkça eşit şartlardaki aboneler arasında ayrım gözetilmemesi ve hizmetlerin benzer konumdaki her kişi tarafından eşit şartlarda ulaşılabilir olmasıdır. Diğer yandan, hizmetlerin belli teknik ve ekonomik koşullar çerçevesinde, makul surette karşılanabilecek bir bedelle sağlanması, teknolojik yeniliklerin uygulanması ile araştırma geliştirme yatırımlarının desteklenmesi ve hizmet kalitesi standartlarına uygunluk sağlanması da belirtilen ilkelerdendir. Aynı kanunun 4. faslının 'telekomünikasyon hizmetlerinin ücret esasları' başlığındaki 29. maddede; telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesi ve/veya altyapı işletilmesi karşılığında alınacak ücretlerle ilgili mevzuat düzenlenmiştir. 30. maddeyle ise ücret düzenlenmesi hususunda göz önüne alınacak ilkeler beyan edilmiştir.

Bu meyanda; ücretlerin adil olması, benzer konumdaki kişiler arasında haklı olmayan nedenlerle ayrım gözetilmemesi, bir hizmetin maliyetinin diğer bir hizmetin ücreti yoluyla desteklenmesinden ve karşılanmasından kaçınılmasının haklı gerekçeler varlığı halinde ücretlere zorunlu maliyetleri ve makul ölçüde karı da yansıtılarak üst sınır konulabileceği vurgulanmıştır. 4502 sayılı yasanın 12. maddesi ile eklenen fıkrada ise, 'bir iş ve hizmetin karşılığı olarak alınan ücret; abonman ücreti, sabit ücret, konuşma ücreti, hat kirası, benzeri kira ücretleri ve bunlar gibi değişik ücret kalemlerinden biri veya birkaçı olarak tespit edilebilir' hükmü getirilmiştir.''
 

Anayasa Mahkemesi kararı

Yapılan açıklamalar sonucunda gelinen noktada, davanın konusu olan sabit ücretin yasada düzenlenen ve hukuka uygun bir ücret olduğunun görüldüğü ifade edilen açıklamada, Türk Telekom tarafından sağlanan iletişim ve altyapı hizmetlerinin bedeli olarak belirlenen tarifenin, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girdiği ve uygulandığı vurgulandı.

Uygulanan sabit ücretin Anayasa'ya aykırı olmadığının Anayasa Mahkemesinin kararı ile de belirlendiği dile getirilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

''Bu kapsamda sabit ücretin, yapılan görüşmeler dışında abonenin telefon görüşmesini sağlamak üzere bütün yıl boyunca telefon hattının görüşmeye hazır tutulması için Türk Telekom tarafından yapılan enerji tüketimi, teknik donanım, bakım ve yönetim ile gerekli personelin çalıştırılmasından doğan masrafların karşılığı olduğu beyan edilmiştir. Sabit ücret uygulamasına yurt dışındaki telekomünikasyon operatörlerince de başvurulduğu dünya örneklerinden görülmektedir.

Yargıtay'ın söz konusu kararında ayrıca, sabit ücret alınmaması durumunda çok telefon kullanandan sabit masrafları da karşılayacak şekilde aşırı derecede yüksek ücret alınması, az veya hiç telefon kullanmayanlardan ücret alınmaması buna rağmen her iki grubun da telefon hattının her an kullanıma hazır halde bulundurulması anlamına gelir ki bu durum aboneler arasında adaletsizlik yaratacağı ve bu sonucun hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle telefon abonesi olan herkesin, hiç başkalarını aramasa, telefonla hiç konuşmasa dahi, hattın kendisine tahsis edilip bağlı kalması, her an başkalarının araması veya başkalarınca aranarak konuşması için hazır bulundurulması karşılığında bir sabit ücret ödenmesinin hukuka uygun olduğuna hükmedilmiştir.

Yüksek mahkeme tarafından, sabit ücret hususunda belirtilen yasal dayanaklar göz önünde bulundurularak, daha önce Türk Telekom aleyhine sonuçlanan ve sabit ücret alınmaması yönünde verilen mahkeme kararının Türk Telekom lehine bozulmasına karar verilmiştir. Bu itibarla sabit ücret uygulamasının hukuka uygunluğu konusunda Yargıtay tarafından konuya son nokta konulmuş olup bu konuda artık herhangi bir şüphe bulunmamaktadır. Türk Telekom'un sabit ücret uygulamasının haklılığı ve hukukiliğini teyit eden bu karar, bu konuda yapılacak tüm başvurularda emsal teşkil edeceğinden, kararın içeriğini müşterilerimiz ve kamuoyu ile paylaşarak bu konudaki yanlış ve kasıtlı yönlendirmelere rağbet etmemeleri konusunda bilgilendirme gereği hasıl olmuştur.''

Açıklamada, Türk Telekom'un, altyapı hizmetlerini daha geniş kitlelere sunmak, hizmet ve standartların sürdürülebilirliğini sağlamak ve hizmet kalitesini daha da geliştirmek amacıyla çalışmalarına kararlılıkla devam ettiği bildirildi.


Kanuni dayanağı var

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'ndan yapılan açıklamada, sabit ücretin kanuni dayanağı bulunan bir uygulama olduğu belirtildi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Basın ve Tüketiciler ile İlişkiler Müşavirliği'nin yazılı açıklamasında, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun ek 18. maddesine 4502 sayılı Kanunla ilave edilen son fıkranın iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine dava açıldığı ve mahkemenin sabit ücretin Anayasa'ya aykırı bulunmadığına hükmettiği kaydedildi.

Ayrıca, Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 13. maddesinde ''tarife; abonman ücreti, sabit ücret, konuşma ücreti, hat kirası ve benzeri değişik ücret kalemlerinden birisi veya birkaçı tespit edilebilir'' hükmünün yer aldığına işaret edilen açıklamada, ''Dolayısıyla, sabit ücret kanuni dayanağı bulunan bir uygulamadır'' denildi.