Türk Sineması'nda Adana'nın önemi

'Türk Sineması 100, Altın Koza 21 Yaşında' adlı serginin açılışı dün gerçekleştirildi.

Aslı Selçuk/Cumhuriyet

21. Uluslararası Altın Koza Film Festivali bu yıl hem Türk sinemasının hem de Orhan Kemal’in 100. yaşını etkinliklerle, sergilerle kutluyor. Küratörlüğünü Mehmet Emin Arıcı’yla birlikte yaptığım Türk Sineması 100, Altın Koza 21 Yaşında adlı serginin açılışı dün gerçekleştirildi. Osmanlı uyruklu Milton ve Yanaki Manaki Kardeşler’in Sultan 5. Mehmet Reşat’ın Manastır Ziyareti’ni (1911) ve Fuat Uzkınay’ın Rus Abidesi’nin Yıkılışı (1914) belgeselleriyle başlayan sergide Adana’nın, Adanalı yazarların, sinemacıların sinemamıza yaptığı önemli katkılar vurgulanıyor.

Adanalı sinemacılar, sanatçılar, arasında kimler yok ki: Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Muzafffer İzgü, Arif–Abidin Dino,Yılmaz Güney, Yılmaz Duru, Ali Özgentürk, Şener Salih Güney, Demir Karahan, Menderes Samancılar, Gülsen Tuncer, Şahin Kaygun, Abdurrahman Keskiner. Festivalde Türk yazınının değerli adı Orhan Kemal’in sinemaya uyarlanan “Murtaza”,“Gurbet Kuşları”, “Bereketli Topraklar Üzerinde”, “Eskici ve Oğulları” etkinliğin Orhan Kemal 100 Yaşında adlı bölümünde gösterimde.

Edebiyatımızın diyalog ustası sayılan Kemal çok sayıda filmin diyaloglarını da yazdı ama o zamanlar sakıncalı bir yazar sayıldığından adı filmlerin jeneriklerinde yer almadı. Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in 10. Yılı için Sovyet yönetmen Sergey Yutkeviç’in çektiği “Türkiye’nin Kalbi Ankara” (1933) filmini izledikten sonra Abidin Dino’yu Yutkeviç’in yanına sinema eğitimi için yolladı. Dino, Sergey Ayzenştayn ve Yutkeviç’in yanında sinema eğitimi aldı, Lenin’i canlandıran aktör Şukin’in makyajını yaptı, Yutkeviç’in Madenciler (1937) filminde çalıştı.

Yazlık Sinemaların Başkenti Adana bölümünde yazlık sinemaların Adanalıların yaşamındaki önemi irdeleniyor. Bir zamanlar işletme açısından en güçlü bölge olan Adana neredeyse her mahallesindeki yazlık sinemalarıyla ünlüydü. Adanalı işletmeciler filmlerin galalarını burada yapıp halkın ilgisine göre dağıtım oluru verirlerdi. Kentte Metro, Sun gibi yazlık sinemaların adlarını taşıyan sokaklar hâlâ bulunmakta. 1960’larda altın çağlarını yaşayan yazlık sinemalar 70’lerin ortasında ne yazık ki kapanmaya başladılar, 80’lerin sonunda tümüyle yok oldular.

200 yazlık sinemanın bulunduğu Adana’da sayı 1998’de 26’ya indi. Yazlık sinemalarda pursantaj memurluğu (bilet kontrolü) yaparak sinemaya adım atan Yılmaz Güney’in Adana ve Türk sinemasına yaptığı katkı uluslararası boyutlara ulaştı. Serüven–aksiyon filmleriyle sinemaya giren, Çirkin Kral olarak ünlendikten sonra Ala Geyik, Hudutların Kanunu, filmlerinde başarılı yorumlar sunan Güney, yönettiği ve oynadığı Seyyit Han’la (1968) büyük bir çıkış yaptı. Asıl büyük çıkışı “Umut”la (1970) oldu, film sinemamızın toplumcu gerçekçi ilk örneklerinden sayıldı. Yönetmen, Zeki Ökten, Şerif Gören, Ali Özgentürk, Erden Kıral gibi çok sayıda sinemacıyı etkiledi.

1960’ların üç büyükleri (Cilalı İbo, Turist Ömer) arasında yer alan Adanalı Tayfur tiplemesi halk komedisinin seri filmlerini oluşturdu. Osman Seden’in salon komedilerinde oynayan Öztürk Serengil, Adanalı Tayfur karakteriyle yıldızlaştı. Senaryosunu Osman Seden’in yazdığı Adanalı Tayfur (1963, Zafer Davutoğlu) filmi halk tarafından çok sevilince Adanalı Tayfur Kardeşler (1963), Helal Adanalı Celal (1965), Adana–Urfa Bankası gibi devam filmleri çekildi.

Metin Erksan’ın Kuyu (1968) filmiyle dikkat çeken Demir Karahan’ın dedesiyle, dayısı Adana’nın en büyük yazlık sinemalarından biri olan Halk Sineması’nı işletiyorlardı. Halk Sineması’nın özelliği yalnızca Türk filmlerini göstermesinden gelirdi. Bu sinemada yapılan galalara ünlü oyuncular katılırdı. Adanalı yapımcı Abdurrahman Keskiner, Yılmaz Güney’in menajeri olarak sinemaya girdi. “Yılanı Öldürseler”, “Hazal”, “Muhsin Bey” gibi önemli filmlerin yapımcılığını üstlendi. Cannes ve saygın festivallerde kendi olanaklarıyla stand açan ender yapımcılarımızdandır.

Fotoğrafçı–sanat yönetmeni–yönetmen Şahin Kaygun, Atıf Yılmaz (Adı Vasfiye) ve Ömer Kavur’a (Anayurt Oteli) sanat yönetmenliği yaptıktan sonra Afife Jale ve Dolunay adlı uzun metrajlarını çekti.