Türk sinemasına dört ödül daha...

71. Locarno Festivali’nde ‘Ölü At Nebula’ ve ‘Sibel’ ödüllendirildi.

Mehmet Basutçu

Cumartesi gecesi Piazza Grande’de yapılan kapanış töreninde verilen ödüllerden Türk sineması da ciddi bir pay aldı. Bu yıl 293 filmin gösterildiği etkinliğin üç yarışmalı bölümünün her birinde bir ‘Türk filmi’ vardı. 50. yılını kutlayan büyük ödül Altın Leopar’ın 15 adayı arasında yer alan “Sibel” , Jia Zhang- ke’nin başkanlığındaki ana jürinin listesinde yer alamasa da, festivale koşut olarak verilen ödüllerden üçünün sahibi oldu: FIPRESCI (Uluslarası Sinema Yazarları Federasyonu) jürisi yanında, “Aidiyetçi ataerkil toplum yapısına karşı çıkarak onurlu bir tavırla diğer kadınlara örnek olan genç kız karakterine güçlü bir kimlik kazandırdığı için” İsviçre Kiliseler Birliği jürisi de “Sibel”i ilk sıraya koyuyordu. Çağla Zencirci /Guillaume Giovanetti imzalı film, ayrıca, “Gençler Jürisi”nin ödül listesinde de ikinci sırayı aldı. Altın Leopar, Singapurlu genç yönetmen Yeo Siew Hua’ya ilk kurgusal filmi “A Land İmagined” ile verilirken, Damla Sönmez’in en güçlü rakibi, Romanyalı genç oyuncu Andra Guti, Radu Muntean’nın yönettiği “Alice T.”deki yorumuyla en iyi kadın oyuncu leoparını kazandı.

En iyi yeni yönetmen

İlk ya da ikinci filmlerini gerçekleştiren genç yönetmenlerin filmlerinden oluşan; katalogda, “gerçek bir araştırma ve keşif bölgesi” olarak tanımlanan ikinci yarışmalı bölüm “Cineasti del presente”de (Bugünün Sinemacıları) yarışan 16 isim arasında bulunan Tarık Aktaş, ilk filmi “Ölü At Nebula” ile en iyi yeni yönetmen (Prix pour le meilleur réalisateur émergent) ödülüyle listenin ikinci sırasında yer alma başarısını gösterdi. Cineasti del presente Altın Leopar ödülünü, Suriyeli kadın yönetmen Sara Fattahi (1983), korku ve travmanın birbirlerinden uzaklaştırdığı üç kadın karakterin hikayesi olan

“Kaos” adlı filmiyle kazandı.

Üç yıldan bu yana verdiği özel ödüllerle Locarno’nun üçüncü yarışmalı seçkisi olan, “sinemanın sınırlarındaki alanlarda yenilikçi diller araştıran, deneysel anlatım biçimleri geliştirmeye çabalayan filmlere” ayrılan “Signs of Life” seçkisindeki 14 yapıt arasında, Gürcan Keltek’in (1973) son filmi, 35 dakikalık “Gülyabani” de bulunuyordu. Geçen yıl Locarno’da “Meteorlar” ile “Cineasti del presente” bölümünde yarışarak ödül kazanan Gürcan Keltek, bu kez jürinin listesine giremedi. “Signs of Life” ödülü, “The Fragile House” adlı ilk filmiyle, Çinli yönetmen Lin Zi’ya verildi.