Türk Kızılay'ından 'tanıma formu' açıklaması

Türk Kızılayı, bulaşıcı hastalık riskine karşı ''Kan Bağışı Sorgulama Formu''nun, Sağlık Bakanlığı tarafından kan bağışçılarının doldurması zorunlu olan standart bir form olarak Türkiye'deki tüm kan bağışlarında doldurtulduğunu ve buradaki soruların hekime, kan bağışçısının seçimi noktasında yol gösterdiğini bildirdi.

cumhuriyet.com.tr

Türk Kızılayından yapılan yazılı açıklamada, ''Güvenli ve Gönüllü Kan Bağışı Programı'' kapsamında kan bağışı öncesi, bağışçılara doldurtulan tanıma formuna ilişkin, bazı basın organlarında olumsuz haberler yayınlandığı belirtilirken, ''Kan Bağışından Vazgeçirten Sorular'', ''Kızılay;dan Tuhaf Sorular'' gibi başlıklarla yayınlanan bu haberlerin, kişi ve toplum sağlığı açısından son derece önemli olan, güvenli kan temini konusunda olumsuz algı yarattığı ifade edildi.

Türk Kızılayının, bağışçılardan aldığı kanı, dünya standartlarındaki laboratuvarlarında ciddi bir test sürecinden geçirdiği belirtilen açıklamada, bir ön tanı yöntemi olarak bağışçılara doldurtulan formların güvenli kan temininin ilk aşaması olarak, hayati önem taşıdığı kaydedildi.

Kan bağışçılarına yönelik uyguladıkları bu yöntemin, Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığının, güvenli kan temini konusunda uluslararası standartlara uygunluk açısından zorunlu tuttuğu bu uygulama olduğuna işaret edilen açıklamada, Sağlık Bakanlığının Kan Bankacılığına ait düzenlemelerinin yer aldığı Kan ve Kan Ürünleri Rehberinde kan bağışçısı seçimine yönelik esasların yer aldığı hatırlatıldı.

Bu esaslarla hem kan bağışçılarının sağlığı hem de kanı alan tüm insanların transfüzyon yoluyla geçebilecek bulaşıcı hastalıklardan korunmasının amaçlandığı belirtilen açıklamada, bu sorgulama formundaki soruların doktor tarafından irdelenmesi yasal bir zorunluluk olduğu ve bu formda yöneltilen sorular genel amaçla yapılan bir ''anket'' çalışması olmadığı vurgulandı.

Kan Bağışçısı Tarama Formunda yer alan soruların bir kısmının, kanda bulunabilecek hastalık yapabilecek virus gibi bulaşıcı etkenlere yönelik olduğuna dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Bu sorulardan bir tanesinde kan bağışçısının hayatının herhangi bir döneminde erkek erkeğe cinsel ilişkiye girip girmediği sorulmaktadır. Bu soru kişilerin cinsel kimliklerini sorgulamak amacı taşımaz ve bu kural tamamen risk değerlendirmesi üstüne uygulanmaktadır. Kan bağışı sürecinde başka risk grupları da değerlendirmeye tutulurlar. Örneğin yasadışı uyuşturucu kullananlar ya da para karşılığında cinsel ilişkiye girenler, erkek ya da kadın olsun, HIV, Hepatit B ve C, HTLV gibi virüsleri taşıma riskleri toplumdaki diğer bireylere göre yüksek olduğu için kan bağışında bulunamazlar. Belli ilaçları kullanan kişilerin de kullanılan ilaçların niteliğine ve süresine bağlı olarak kan bağışından belirli sürelerle alıkonulması gerekmektedir. Bu yüzden sorgulama formunda 'Prostat büyümesi, sivilce tedavisi, sedef hastalığı, kellik için ilaç alıyor musunuz' sorusu bulunmaktadır.''

Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığının, güvenli kan temini konusunda uluslararası standartlara uygunluk açısından zorunlu tuttuğu bu uygulamaların Türk Kızılayı tarafından titizlikle uygulanması sonucu, ''ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemi, Joint Commission International (JCI) Tıbbi Laboratuvar Akreditasyon ve ISO 15189:2007 Tıbbi Laboratuvarlarda Kalite ve Yeterlilik İçin Özel Gereklilikler'' standartlarına uyum sağlandığı hatırlatılan açıklamada, bu uygulamalar sayesinde, bağışçılardan elde edilen kan ürünlerinin hastalık taşıma riski milyonda 3'e indirildiği belirtildi. Açıklamada, bu oranın dünya standartlarının çok altında bir riski ifade ettiği kaydedildi.
 

Formlar, kan bağışçısının seçimi noktasında yol gösteriyor

Türk Kızılayı uygulamalarının gönüllü bağış ve bu gönüllülerde bilinçli, sürekli ve düzenli kan bağışçısı oranını yükseltmek üzerine olduğuna dikkat çekilen açıklamada, kan bağışı öncesinde, bilgilendirme ve sorgulama işleminin mutlaka yapıldığı ve fizik muayene sonrasında uygun görülenlerin kabul edildiği bildirildi.

Bu konuda tek yetkili hekimlerin olduğu ve kan bağışı görüşmesi sırasında bütün yazılı beyanlara rağmen kan bağışçısının ifadelerini şüpheli bulmaları durumunda kan bağışını reddetme özgürlüğüne sahip oldukları belirtilen açıklamada, ''Kan Bağışı Sorgulama Formu, Sağlık Bakanlığı tarafından kan bağışçılarının doldurması zorunlu olan standart bir form olarak ülkemizdeki tüm kan bağışlarında doldurtulmakta ve buradaki sorular hekime, kan bağışçısının seçimi noktasında yol göstermektedir. Burada sorulan sorular hekimler tarafından kanunen sorulması mecburi olan sorulardır ve hekimler bu konuda soruları sormama tercihi kullanamazlar'' denildi.

Türk Kızılayı Kan Merkezlerinde kan ve kan ürünlerinin test edilmesinde uluslararası kabul görmüş kitler ve cihazlar kullanıldığına dikkat çekilen açıklamada, tarama ve doğrulama testlerinde kullanılan kitlerin uzun yıllar Avrupa Kan Banklarında kullanılmış ve kullanılmakta olan Avrupa menşeili kitler olduğu kaydedildi.

Kullanılan tüm kitlerin, Ulusal Kan ve Kan Ürünleri Rehberinde belirtilen nitelikte olduğuna işaret edilen açıklamada, enfeksiyöz testlerin uygulanması ile pozitif bulunan kan bağışçısı ve bu bağışçının kan ve kan ürünlerinin yönetimini tanımlayan algoritmaların Sağlık Bakanlığı Kan ve Kan Ürünleri Rehberinde yer alan öneriler doğrultusunda hazırlandığı ve uygulandığı kaydedildi.

Kan bağışı ile ilgili olarak, ciddi bilgi ve algı eksikliğinden kaynaklanan ifadelerin basın organlarında olduğu gibi yayınlanmasının, Kızılay'ın son yıllarda büyük bir titizlik ve dikkatle, güvenli kan temininin gönüllü ve düzenli bağışçılardan temin edilmesi yönünde yürüttüğü projenin güvenilirliğine zarar verdiği belirtilen açıklamada, ''Türk Kızılayının ya da konunun uzmanlarının görüşüne başvurulmadan, üretilen bu tip haberlerin kitle iletişim araçlarında yayınlanması, mevcut ve potansiyel kan bağışçılarını olumsuz etkilemekte, toplumda kan bağışı konusunda onarılması güç, olumsuz algılar yaratmaktadır'' şeklinde değerlendirmede bulunuldu.