'Turizmde umut' Göbeklitepe
Öğretim Görevlisi Hasan Kırmızı, Göbeklitepe'nin dünyaya yeterince tanıtılması halinde Türkiye'ye gelen turist sayısının yılda 100 milyona çıkarılabileceğini belirtti.
cumhuriyet.com.trHarran Üniversitesi (HRÜ) Şanlıurfa Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Turizm ve Otel İşletmeciliği Programı Öğretim Görevlisi Hasan Kırmızı, yaptığı yazılı açılamada, işsizliğin diğer bölgelere oranla daha yoğun yaşandığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ''40 sektörün ortak lokomotifi görevini üstlenmiş olan'' turizmin istihdam arttırıcı bir sektör olarak, Türkiye'nin ekonomisinin daha iyi durumlara gelmesinde önemli rol oynayabileceğini ifade etti.
Yüksek turizm potansiyeli taşıyan bölgenin tarihi ve turistik değerlerine yönelik, verimli ve yenilikçi projelere ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Kırmızı, turizm konusunda yeni arayışlar, girişimler ve üretkenliğin arttırılmasıyla, bölge turizminin gelişebileceğini, bu çalışmaların genelde Türkiye'nin, özelde bölgenin kalkınmasını hızlandırabileceğine değindi.
Bu nedenle kamuoyunun dikkatini, bölgenin önemli bir turistik değeri olan Göbeklitepe'ye çekmeye çalıştıklarını anlatan Hasan Kırmızı, açıklamasında şunları kaydetti: ''Göbeklitepe'yi dünyaya tanıtma sorumluluğumuzu yerine getirirsek, her yıl Türkiye'ye gelen turist sayısını yılda 100 milyona, Şanlıurfa'ya gelen turist sayısını da 10 milyona çıkarabiliriz. Türkiye, 1980'li yıllardan başlayarak, dünya turizminde önemli yer edinmeye başlamıştır. 20 - 30 yıllık süre zarfında dünya turizm liginde, turizm geliri ve turist sayısı açısından 20. sıralardan ilk 10'a tırmanabilmiştir. 2011 yılında 30 milyondan fazla turistle dünya turizm sıralamasında 7, turizm geliriyle de 9. sırada yer almıştır.''
Neolitik dönem eseri
Türkiye'nin doğal, tarihi ve kültürel değerler açısından dünyanın hiçbir ülkesiyle kıyaslanamayacak potansiyele sahip olduğunu belirten Hasan Kırmızı, bu potansiyelle dünya turizm liginde ilk sırada yer alabildiğine işaret etti. Türkiye'nin, sahip olduğu turizm değerlerinden insanların ilgisini çekebilecek olanlarını sunma sorumluluğunu taşımak gerektiğini ifade eden Kırmızı, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ''Dünyanın ilgisini çekebilecek eserlerin en başında şüphesiz Göbeklitepe gelmektedir. Eski dünyada, bilim adamları tarafından medeniyetlerin beşiği olarak kabul edilen Fırat ve Dicle nehirleri arasında yer alan Göbeklitepe, verimli toprakların olduğu yukarı Mezopotamya'da, Şanlıurfa sınırları içinde yer alan, erken Neolotik döneme ait yaklaşık 11 bin 500 yıl öncesi insanların atalarının anıtsal eseridir. Burası insanların ritüel (ayin) amacıyla toplandıkları, insanlık tarihi açısından çok önemli bir inanç merkezidir. Türkiye, sadece Göbeklitepe'yle dünya genelinden turistlerin ilgisini çekebilir. Tanıtım için çok fazla zaman kaybetmeden uluslar arası düzeyde projeler hazırlanmalıdır. Aksi taktirde bu dünya hazinesi paha biçilmez değerdeki eser, ülke ve bölge için katma değer üretmeden, kıymetsiz bir şekilde varlığını sürdürecektir.''
Göbeklitepe
Neolitik döneme ait yerleşim yeri Göbeklitepe, Şanlıurfa'nın 18 kilometre kuzeydoğusundaki Örencik köyü yakınlarında bulunuyor. İlk kez 1963 yılında İstanbul ve Chicago üniversitelerinden görevlilerinin yüzey araştırmaları sırasında fark edilen Göbeklitepe'deki kazı çalışmalarını, 1995 yılından bu yana Şanlıurfa Müzesi ve Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü ortaklaşa yürütüyor. Kazı çalışmalarında şimdiye kadar Neolitik döneme ait yabani hayvan figürlü ''T'' biçimli dikili taşlar, 8-30 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli dünyanın en eski tapınak kalıntıları, çok sayıda yabani hayvan figürü, insan heykeli, dikili taşlar ve yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğu belirtilen 65 santimetre uzunluğunda insan heykeli gibi tarihi eserler bulunmuştu. Dünyanın en eski ''tapınak merkezi'' olduğu belirtilen Göbeklitepe, bir süre önce UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınmıştı.