"Tuncelili başkandan daha anlamlı bir yüzleşme olabilir mi?"
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, CHP'nin, geçmişiyle yüzleştiğini ifade ederek, ''Tuncelili bir genel başkanı olmasından daha anlamlı bir yüzleşme olabilir mi? Söyleyin Başbakan, bir Tuncelili AKP'ye genel başkan olabilir mi?'' dedi.
cumhuriyet.com.trTarhan, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İzmir Büyükşehir Belediyesine yönelik operasyona işaret eden Tarhan, bugün AKP'nin, ''yargıyı kullanarak, tehlikeli bir oyun daha oynadığını, başka soruşturma ve davalarda uyguladığı yöntemi, yeniden sahneye koyduğunu'' söyledi. Tarhan, AKP zihniyetinin, ''gavur' diye nitelendirdiği İzmir'e alabildiğince yüklendiğini, ele geçirme taktiklerine odaklandığının anlaşıldığını belirtti.
Tarhan, yine önceden yazılmış bir senaryonun bulunduğunu ifade ederek, ''Özel görevlendirilmiş emniyet müdürleri, Habur'daki hizmetinden memnun kalınmış ancak hizmetle yetinmeyip, yeni hedef olarak İzmir'e konuşlandırılan, PKK-MİT görüşmesinin deyimini kullanıyorum, o deyimle, ayarlanmış yargı görevlileriyle İzmir'e hiç durmadan saldırıyorlar'' diye konuştu.
İzmir'de, ''sipariş yargıya uygun, sipariş hukuk uygulandığını'' diyen Tarhan, bu komplolar için özel görevlendirilmiş kolluk ve mahkemelerin yetmediğini, vergi denetmenleri, müfettişler ve iktidar gücüyle kente vurduklarını dile getirdi.
Tarhan, sözlerini ''Sahte davalarla muhaliflerin başına çuval geçirmede ustalaşanlar, İzmir Büyükşehir Belediyesinin başına çuval geçirmeye çalışıyorlar. Ama asıl direnç kırmak istedikleri, Büyükşehir Belediyesi ve Aziz Başkan değil. Hedefe koydukları, CHP ve 'gavurluğundan' hiç ama hiç ödün vermeyen aziz İzmir aslında. İzmir Büyükşehir Belediyesine yapılan bu sözde operasyon bir AKP operasyonudur. Aslında AKP'nin yerel seçim startıdır. Buna en güçlü cevabı, onların deyimiyle gavur ama bizim aziz İzmirimiz verecektir'' diye sürdürdü.
''Toplumsal kamplaşmaya son vermeli''
Tarhan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendi geçmişine baktığında neleri göreceğini sordu. ''Geçmişte halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekten sabıka kaydı bulunan Başbakan'ın, bu konuda suç işleme kararlılığını sürdürdüğünü'' öne süren Tarhan, bugün de aynı kimlik siyasetiyle kutuplaşmayı derinleştirdikçe derinleştirdiğini savundu.
''Bu herşeye öfkeli adam, bundan adeta zevk alıyor'' diyen Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Oysa bugün ortalarda görünmeyen bazı radikal şahsiyetlerin önünde diz çökerek, neredeyse başına okşatmıştı bir zamanlar. İşlediği bazı suçlardan henüz adalete hesap vermediğini biliyoruz. 12 Eylül darbecileri tarafından 'iyi çocuk' denilerek, himayelerine alındığını biliyoruz. Onlar sayesinde ve darbe hukukunu kullanarak bugünlere geldiğini Başbakan unutmuş görünüyor. Alelacele gömlek değiştirdi, gömleğini bir ton açık renkle değiştirip işe koyulmasına rağmen bugün çok iyi geçindiği Anayasa Mahkemesinde bir içtihat olmuş. Ne mi içtihat olmuş. Bazı malum eylemlerin odağı olma tespitinden kurtulamadığını da unutmuş görünüyor Sayın Başbakan. Başbakan, yüzleşme ve hesaplaşma konusunu önüne geldiğinde dün 'kardeşim' dediğine, bugün 'zalim' diyen bir adamın hesaplaşma tablosuyla karşılaşacak. Üstelik bu kadar kısa sürede. Toplumsal kamplaşmayı körüklemek üzere kurgulanan bu fasıla artık Başbakan'ın bir son vermesini öneriyoruz. Çünkü CHP geçmişiyle pekala yüzleşmiştir. CHP'nin Tuncelili bir genel başkanı olması, bizatihi yüzleşme değil de nedir sizce? Bundan daha anlamlı bir yüzleşme olabilir mi? Söyleyin Başbakan, bir Tuncelili AKP'ye genel başkan olabilir mi? Siz AKP'liler bunu içinize sindirebilir misiniz? Bırakın bir başkan, aranızda Tuncelili kaç kişi var, söyler misiniz?''
''Aynaya bakınız''
Tarhan, konuşmasında şu soruları yöneltti:
''Hz. Ali ile Atatürk'ün resimlerini yan yana koyan Tunceliler mi CHP'nin, geçmişinden utanç duymasını sağlayacak? Her şeyi dinsel ve mezhepsel temelli kimlikle refere etmeye alışmış ve komşularını bile bu gözlükle görüp kategorize edenler mi bizden yüzleşme isteyecekler? İstanbul'da bir havaalanının adını değiştirmeye cesaret edemeyenler, diğer havaalanının adının değişmesini istemekle yoksa bize yoklama mı çekiyorlar? Anayasadan Türk adının da silinmesini de isteyenler, bu adı sterilize edip tek tek çıkarttıktan sonra yoksa yerine Arap adını koymayı tercih ederler? Türkiye Cumhuriyeti'nin Başkanı olmayı hafifseyip Arap coğrafyalarının sultanına soyunan bir zihniyete de ancak bu yakışır. O kurnazlıkla kışkırtmaya çalıştığınız, gericiliğe hiç geçit vermemiş Tunceli'den kaç oy çıkardınız? Kubilay'a kıyanların günahlarıyla kim yüzleşecek Sayın Başbakan, torunların mı yoksa? Faili meçhuller, JİTEM cinayetleri, işkenceler, Maraş, Çorum, Sivas ile kim yüzleşecek? Ebu Suud efendiyle gurur duyanlar mı yüzleşecek? Fırsatı ganimet bilip, Cumhuriyet'i sanık sandalyesine oturtmaya mı kalktınız Sayın Başbakan. Kendinize geliniz, dönüp bir aynaya bakıp, hiç okumadığınız o demokrasi tarihi kitabını bir kez de olsa gözden geçiriniz.''
CHP'de ''Dersim'' konusunda görüş ayrılığı olup olmadığının sorulması üzerine Tarhan, CHP'nin demokrasiyi içselleştirdiğini, her konuda olduğu gibi bu konuda da farklı değerlendirmelerin olabileceğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, iç çatışma uyarısında bulunduğunun ifade edilmesi üzerine Tarhan, kamplaşmanın derinleşmesinin, toplumdaki barış duygusunu zedeleyeceğini belirtti. Tarhan, tahrikler, unutulmaya yüz tutmuş pek çok anının yeniden canlandırılması süreçlerinin, toplumdaki barış duygusuna zarar vereceğini kaydetti.
Tarhan, terör örgütü PKK'nın silah bırakmak için iki şart öne sürdüğünü ifade eden gazeteciye, ''Dünyada hiçbir terör örgütünün silahları bırakmadan, hatta kendisini lağvetmeden barış masasına oturduğu görüşmüş şey değildir. Silahlar bırakılmadan, uzlaşmayı bırakın, bir tartışma zemini sağlanması mümkün değildir'' karşılığını verdi.