Tuncay Özkan, Ergenekon heyetini HSYK'ye şikayet etti
İki gün önce tahliye olan Gazeteci-Yazar Tuncay Özkan avukatı aracılığıyla, Ergenekon Davası'na bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetini, yetkisiz olarak tutukluluk halinin devamına karar verdiği gerekçesiyle HSYK'ya şikayet etti.
cumhuriyet.com.tr
ANAYASA MAHKEMESİ'NİN İLKER BAŞBUĞ KARARINA ATIF YAPILDI
Şikayet edilen heyetin Terörle Mücadele Kanunun 10. Maddesiyle görevli olduğu belirtilen dilekçede, "Ergenekon Davası'na bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 'Kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkını ihlal edecek şekilde 7,5 ay süresince gerekçeli kararı yazmayarak dosyayı temyiz incelemesi için Yargıtay'a göndermedikleri belirtildi. Anayasa Mahkemesi'nin Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkında verdiği karara atıf yapılan dilekçede, 06 Mart 2014 tarihinde Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. Maddesi kaldırılmış, böylece İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin görev ve yetkisinin dayanağını oluşturan yasa maddesi de yürürlükten kalkmıştır" ifadelerine yer verildi.
"İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NİN GÖREVİ 6 MARTTA SONA ERMİŞTİR"
Yeni yasayla birlikte Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. Maddesi uyarınca görevlendirilen Ağır Ceza Mahkemeleri kaldırıldığının altı çizilen dilekçede, "Bu yasa hükmü uyarınca İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin görev ve yetkisi 06 Mart 2014 tarihi itibariyle sona ermiş bulunmaktadır. 'Bu kanunla kaldırılan ağır ceza mahkemelerince verilip henüz gerekçesi yazılmamış olan hükümlerin gerekçeleri, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç on beş gün içinde yazılır' denilerek İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerçekleştirebileceği tek usulü işlemin 05 Ağustos 2013 tarihli hükmün gerekçesinin 15 gün içinde yazılması olduğu ifade edilmiştir" denildi.
"TAHLİYE TALEPLERİYLE İLGİLİ KARAR VERMEYE YETKİLİ MERCİ NÖBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMELERİDİR"
Yeni yasayla birlikte Ergenekon Davası'ndan tutuklu olan sanıkların tahliye talepleriyle ilgili karar vermeye yetkili mercinin İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemeleri olduğu belirtilen dilekçede, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Tuncay Özkan'ın da dahil dosya kapsamında yargılanan sanıkların tutukluluk durumları ile ilgili olarak bir karar vermesi mümkün olmadığı vurgulandı. Dilekçede, "İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Tuncay Özkan ve diğer sanıkların tutuklu olarak kaldığı Silivri Cezaevi'ne müzekkere yazarak tahliye dilekçesi yazmaları istenmiştir. Bunun yasaya aykırılık oluşturmaktadır. Sanıklardan böyle bir talepte bulunulması açıkça 'Görevi kötüye kullanmak' anlamına gelmektedir. Bu çağrı üzerine özgürlükleri 6 senedir kısıtlanmış olan bazı sanıklar cezaevi kanalıyla İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tahliye talebi içeren dilekçeler gönderilmiştir" denildi.
"13. AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN KARARI YOK HÜKMÜNDEDİR"
Dilekçede Anayasa Mahkemesi'nin İlker Başbuğ ile ilgili kararını gerekçe gösteren sanıkların da avukatları aracılığıyla Nöbetçi İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tahliye talebi içeren dilekçeler sundukları anlatıldı. İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Tuncay Özkan'ın tahliyesine karar verdiği hatırlatılan dilekçede, "Ancak İstanbul Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından verilebilecek bir tahliye kararının önüne geçmek isteyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi müvekkilimle birlikte dosya kapsamında tutuklu bulunan tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmiştir. Bu kararın yok hükmünde olduğu açıktır" ifadelerine yer verildi.
"HAKİMLERİN SANIKLARA VE MÜDAFİLERİNE KARŞI HUSUMET BESLEDİKLERİNİ AÇIKÇA GÖSTERMEKTEDİR"
Tahliye taleplerinin Nöbetçi İstanbul Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından görüşülmeye devam edildiği sırada Ergenekon Davası'na bakan hakimlerin, gazetecileri Silivri'de duruşma salonuna davet ettiği ve tahliye taleplerinin reddine ilişkin kararı dağıttığı anlatıldı.
Dilekçede, "Şikayet edilen hakimlerin, yapmış olduğu açıklama, diğer mahkemeleri etkilemek amacıyla yapılmış olan bir girişimdir ve 'Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs Suçu'nu' meydana getirmektedir. Hakimlerin tarafsızlıklarını ve bağımsızlıklarını tamamıyla kaybettiklerini, sanıklara ve müdafilerine karşı husumet beslediklerini açıkça göstermektedir. Şikayet edilen hakimler, kovuşturma aşamasında, tavandan sarkıtılan cihazlarla avukatların kendi aralarında ve müvekkilleri ile yapmış olduğu görüşmeleri Ceza Muhakemesi Kanunun(CMK) aykırı olarak kayıt altına aldırmışlardır. Savunma evrakları, mübaşirin ve jandarma görevlilerinin incelemesine tabii tutulmuştur. CMK'a uyarınca duruşmada hazır edilen ve dinlenmesi zorunlu olan önceki Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner hukuka aykırı bir şekilde tanık olarak dinlenmemiştir. Duruşmada usulü itirazda bulunmak üzere söz talep eden avukatlara söz verilmemiş, jandarma görevlileri eliyle avukatlar darp edilmiştir. Adil yargılanma hakkına aykırı bir yargılama faaliyeti gerçekleştirilmiştir. Açıklanan sebeplerle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti hakkında soruşturma başlatılmasını arz ve talep ederiz"
13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ 35 SANIĞIN TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMIN KARAR VERMİŞTİ
Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılması ve tutukluluk süresini 5 yılla sınırlayan yeni kanunun yürürlüğe girmesinin ardından Gazeteci Tuncay Özkan'ın avukatı Hüseyin Ersöz Nöbetçi İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ne dilekçe sunarak tahliye talebinde bulunmuş, 21. Ağır Ceza Mahkemesi de Özkan'ın tahliyesine karar vermişti. Tuncay Özkan'ın tahliye olduğu gün, Ergenekon Davası'na bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu 35 sanığın tutukluluk halinin devamına kararlaştırmıştı.