'Tüm kaynaklarımızı talana açtılar'

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, ''Tüm yer üstü ve yer altı varlıklarımızı talana açan neoliberal politikalar, AKP döneminde pekiştirilerek ülkenin her noktasına yansıtılmıştır'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Dünya Çevre Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, 5 Haziran'ın ''Dünya Çevre Günü'' olarak kabul edilişinin 40'ıncı yılına girerken, sermayenin dolaşımını/serbest ticaretin küreselleşmesini engelleyecek çevresel önlemlerin dikkate alınmayacağının ilan edildiğini belirtti.

Dünyanın, emperyalizm tarafından sınırsız ve engelsiz bir tek küresel pazar ve sömürü alanı olarak kurgulandığını, bu politika için de Türkiye'nin de yer aldığı ''kaynakları emperyalizmin sınırsız sömürüsüne açılan ülkelerin'' zenginliklerine el konulduğunu ifade eden Soğancı, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

''Küreselleşme sürecinde, emperyalist çıkarlara göre yeniden biçimlendirilen sosyoekonomik politikaların doğal sonuçları, işsizlik, açlık ve yoksulluğun artışı, savaşlar, işgaller, katliamlar, kitlesel göçler ile karakterize olan çevre felaketleri yaşanmaktadır. Bu süreç Türkiye'ye, sosyoekonomik yapı ve devlet yapısı itibarıyla 1980 ekonomi kararları ve 12 Eylül darbesine paralel olarak yansımış, kamu işletmeleri, eğitim, sağlık ile devam eden kamu hizmetlerini piyasalaştırma/piyasa malına dönüştürme süreci, doğal, tarihi ve kültürel varlıklara doğru genişletilmiştir. Tüm yer üstü ve yer altı varlıklarımızı talana açan neoliberal politikalar, AKP döneminde pekiştirilerek ülkenin her noktasına yansıtılmıştır. Doğa tahribatını 'çevre sorunu' olarak ele alan sığ politikaların yanı sıra 'çevre sorunu' da 'kirliliği önleme', 'arıtma tesisi'ne indirgenmiştir.''

Soğancı, ''Türkiye'nin tüm doğal kaynaklarının, biyolojik çeşitlilik açısından önemli olan, biyogenetik rezerv alanlarının 'sürdürülebilirlik' aldatmacasıyla piyasa malına dönüştürülerek uluslararası pazara sunulduğunu, orman talanını her durumda teşvik eden ve kamu malı gasbının 'affı' anlamına gelen 2B'nin halen bir seçenek olarak görüldüğünü'' belirtti.

Yaşam alanlarının yok olmaması, gelecek nesillere yaşayabilecekleri bir dünya bırakabilmek için bugün ekolojik bir krize dönüşen çevre sorunlarının çözümünde, bütüncül politikaların, hukuksal ve kurumsal düzenlemelerin geliştirilmesi ve uygulanması gerektiğine işaret eden Soğancı, ''TMMOB, çevre politikalarının; sanayi, tarım, enerji, ulaşım ve kentleşme politikalarıyla bütüncül olarak ele alınmasını zorunlu görmektedir'' dedi.
 

'İnsanca çevre için ileri teknolojiye geçilmeli'

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar da  5 Haziran Dünya Çevre Gününde dikkatlerin, yeryüzünün evrimine özgü gelişmelerin yanında esasen sermaye egemenliği ve dizginsiz azami kâr güdüsünün yol açtığı yanlış politikalara odaklanması gerektiğini savundu. Çakar, "Zira yanlış teknoloji, sanayileşme, tarım, kentleşme, ulaşım, enerji ve maden politikaları ile birlikte doğal kaynaklar, ormanlar, hazine arazileri, kıyılar ve derelerin de talana açılması, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının kirletilmesi ile çevre sorunları artmaktadır. Bu noktada sanayileşme ve planlı sosyal kalkınma yaklaşımı temelinde tarım, çevre, enerji, ulaşım, teknoloji, sağlık, eğitim ve diğer alanlara yönelik politikalar bir bütünlük içinde ele alınmalıdır. Başka türlü insanca bir yaşam ve toplum ekolojisi oluşturmak olanaklı değildir" dedi.

 

Yaplması gereken çalışmalar çok yönlüdür

Yapılması gereken çalışmaların çok yönlü olduğunu iddia eden Çakar, sanayinin enerji yoğunluğunu sektörel yapılanma değişikliği ile azaltmak üzere çalışmalar yapılmasının emek ve kaynak yoğun üretimden ileri teknoloji yoğunluklu, enerji yoğunluğu düşük bir üretim yapısına geçilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Sanayi dallarının katma değer ve istihdam katkısı, çevre kirliliği, enerji tüketim yapısı gibi kriterler eşliğinde öncelik göstergeleri ve tercih edilmesi gereken teknolojiler belirlenmesi gerektiğini söyleyen Çakar, tesislerin bu kriterlere göre kurulması ve kapasite artırımını da kapsayan ivedi bir sanayi planlamasının önemine dikkat çekti.

Teknoloji, sanayileşme ve çevre politikaları arasında uyum esas alınarak tarım alanlarına sanayi tesisleri kurulmamasını sözlerine ekleyen Çakar, çarpık kentleşme ve kıyı yağmasının önüne geçilmesini, sanayi atıklarının kontrol altında tutulmasını, arıtma tesislerinin şart olmasını ve denetlenmesini, geri dönüşüm proje ve teknolojilerinin kullanılmasını istedi. Çakar şöyle dedi:

"Doğru sanayi, enerji, ulaşım ve kentleşme politikalarıyla birlikte su israfı ve kirliliğinin, katı ve tehlikeli atıkların, toprak kirliliğinin, erozyonun, sera gazı salımının, deniz kirliliğinin kontrolü; biyolojik çeşitliliğin ve doğal kaynakların korunması ve geliştirilmesi, temiz üretim teknolojilerinin kullanılması, çevre dostu yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, sermaye talanının kâr güdüsünün önüne geçirilmelidir."