Tüm cepheleriyle Oniki Ada! Barış Doster'in yazısı

Hazal Papuççular’ın, Türkiye’de iç ve dış siyasetin değişmez konuları arasında yer alan Oniki Ada ile ilgili çalışması altı bölümden oluşuyor. Kaynakçası çok zengin. Haritalar, fotoğraflar ve haberlerin yer aldığı Cumhuriyet gazetesinin birinci sayfaları da var kitapta.

Barış Doster / Cumhuriyet Kitap Eki

Türkiye’de iç ve dış siyasetin değişmez konuları arasındadır Ege Adaları. Atatürk’e, İsmet İnönü’ye, Lozan Antlaşması’na çullananlar hep bu konuyu işlerler. Türkiye ve Yunanistan arasındaki gerilim, iki ülkenin savaş uçaklarının it dalaşı, Yunanistan’ın işgal ettiği 19 adamız, deniz yetki alanlarına ilişkin görüşler ne zaman konuşulsa, hep Ege Adaları da konuşulur. 

Bu bağlamda özellikle Oniki Ada, mutlaka gündeme gelir. Meselenin hukuki, siyasi, tarihi, askeri, diplomatik, ekonomik boyutları tartışılır. 

Oniki Ada ile ilgili çalışmalara, kısa süre önce çok kapsamlı, önemli, iddialı bir kitap daha eklendi. Adı, Türkiye ve Oniki Ada (1912- 1947). Yazarı, Dr. Hazal Papuççular genç, başarılı, üretken bir bilim insanı. Lisansını Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yapmış. Yüksek lisans ve doktorasını, aynı üniversitenin Atatürk Enstitüsü’nde tamamlamış. Kitabı, doktora tezine dayanıyor.

HER CEPHEDEN ZENGİN KAYNAKÇA

Çalışmasını yaparken, ülkemizdeki arşivlerle yetinmemiş. İngiliz Ulusal Arşivleri’nde, İtalyan Dışişleri Bakanlığı Arşivi’nde de çalışmış. Kitap, altı bölümden oluşuyor. Kaynakçası çok zengin. Haritalar, fotoğraflar, konuyla ilgili haberlerin yer aldığı Cumhuriyet gazetesinin birinci sayfaları da var kitapta. 

İlk bölümde, Oniki Ada sorununun tarihsel arka planı ele alınıyor. İkinci bölümde, Oniki Ada üzerinden ülkemize yönelen tehdit ve Türkiye’nin cevabı işleniyor. Üçüncü bölümde, Ege Denizi’ndeki sınır ve adacık sorunlarıyla ilgili müzakere dönemi anlatılıyor. 

Dördüncü bölümde, 2. Dünya Savaşı öncesinde Oniki Ada ve Türkiye’nin güvenlik arayışları inceleniyor. Beşinci bölümde, savaş sırasında Oniki Ada ve Türkiye’nin izlediği siyaset konu ediliyor. Altıncı bölümde ise kırılgan dengeler, Oniki Ada’nın Yunanistan’a verilmesi ve Türkiye’nin dış politikası üzerinde duruluyor.

TÜRKİYE’YE KARŞI HEM YEM HEM KOZ!

Papuççular, 2. Dünya Savaşı boyunca, Oniki Ada’nın, Türkiye ile yapılan müzakerelerde sürekli gündeme geldiğini; çatışan tarafların, Ankara’yı kendi yanlarına çekmek için Oniki Ada’yı hem yem hem de koz olarak kullandıklarını söylüyor. Savaş dışı kalmaya çalışan Türkiye’nin, kendisine yapılan teklifleri reddetse de, Oniki Ada’nın müzakerelerin konusu olduğunu belirtiyor.

“Adalara ilişkin egemenlik sorunu, dönemini aşan, bugün de canlı biçimde tartışılan önemli bir sorun” derken de, Ege’nin iki yakasındaki iki devletin, yani Türkiye ve Yunanistan’ın yaşadığı sorunların çok ve çeşitli olduğuna dikkat çekiyor. Egemenliği devredilmemiş adacık ve kayalıklara, karasuları, kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölge (MEB), hava sahası gibi sorunları hatırlatıyor. 

Kitabı hakkında şöyle diyor Papuççular: “Tarihsel bir anlatı olmanın ötesinde, Türkiye’nin Ege’deki güncel sorunlarıyla ilgili elde bulunan materyal ölçüsünde bilgi vermeye çalıştım. Bunu yaparken de aslında Ege’deki tarihselin güncel, güncelin de tarihsel olduğunu ortaya koydum.”

Özetle Papuççular’ın kitabı, Ege’deki gerilimin kökenlerini ve Adalar Sorununu anlamak isteyenler için, bilgilendirici ve ufuk açıcı yönleriyle öne çıkıyor. 

Türkiye ve Oniki Ada (1912 - 1947) / Hazal Papuççular / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 265 s.