Tüketicilerin yüzde 73’ü alışverişte önceliği çevreye duyarlı şirketlere verecek

30 yıldır iş dünyasının gündeminde olan “sürdürülebilirlik” kavramı artık ete kemiğe bürünüyor. Salgının da etkisiyle çevreye, topluma, çalışanına katkısı olmayan şirketlerin işi zor.

Jale Özgentürk

Dünya açlık, yoksulluk, iklim değişikliği gibi büyük sorunlarla karşı karşıya. Yerkürede 690 milyon kişi aç. Pandemiyle birlikte bu sayıya 130 milyon kişinin daha ekleneceği söyleniyor. 2 milyar kişi ise 3 dolardan az gelire mahkûm biçimde yaşıyor...

Gelir adaletsizliği o kadar büyük bir tehlike ki dünyada artık sistemsel bir dönüşüm tartışması sürüyor. Kapitalizmi ıslah etmeye dayalı bu tartışmalarda öne çıkan bir kavram var: Paydaş kapitalizmi.

Yeni dönemde şirketler artık sadece “kâr odaklı” olarak değil, çevreye, topluma, çalışanına, dünyaya yaptığı katkılarla var olabilecek. 20 yıldır gündemde olan “sürdürülebilirlik” artık soyut bir kavram olmaktan çıktı. Hayatın tam ortasına oturdu. Dünyayı gelecek nesillere bırakabilmek tüketicinin de önceliği haline geliyor. Ve pandemi de bu süreci tetikledi.

Koç Grubu, sürdürülebilirlik konusunda uzun süredir önemli adımlar atıyor. Dün Arçelik’in Eskişehir’deki “geri dönüşüm fabrikasına” yeni normale uygun biçimde bir sanal yolculuk yaptık...

Arçelik Türkiye Genel Müdürü Can Dinçer, iş dünyasında var olabilmenin yeni kurallarına ilişkin ilginç bilgiler verdi:

- Dünyada yapılan araştırmalara göre tüketicilerin yüzde 73’ü önümüzdeki dönem alışveriş önceliğini değiştireceklerini ve sürdürülebilir ürün üreten markaları talep edeceklerini söylüyor.

- Çevreye, çalışanına, toplumun iyiliğine önem veren markaların yaratacağı pazar büyüklüğü 6 kat daha artacak.

- Sadece tüketici değil, yatırımcıların yüzde 78’i de “sürdürülebilir teknolojiler” üreten şirketlere yatırım yapacağını söylüyor.

- Çalışanların yüzde 75’i iklim değişikliğine karşı bir şey yapmak gayreti içinde. Bu çalışmaları yapan şirketlerde performans yüzde 16 daha fazla.

Arçelik’in yeni dünyaya yeni bir sloganla adım attığını söyleyen Dinçer, yeni sloganlarının “İyiliği Aşkla Tasarlar” olduğunu aktarıyor.

“Arçelik yeşil dönüşümü başarıyla gerçekleştirmiş şirketlerden biri. Bu dönüşümde odağımıza sorumlu üretim ve tüketimi aldık. Sorumlu üretim ve tüketimi destekleyecek ürün, teknoloji, servis ve projeler geliştirmeyi, bu konudaki farkındalığı artırmayı hedefliyoruz” diyor.

Kapitalizmde şirketlerin tabii ki ana odağı kâr, hissedarlarına para kazandırmak. Ancak çevreye, toplumsal sorunlara duyarlı yeni bir kuşağın geldiği de gerçek. Tüketicinin bu doğrultudaki talepleri arttıkça, dünya da daha yaşanılır olacak!

‘GERİ DÖNÜŞÜM TESİSİ KURAN İLK ŞİRKETİZ’

Dinçer’in verdiği bilgilere göre dünyada her yıl 50 milyon ton atık elektrikli ve elektronik eşya oluşuyor. The Global E-Waste Monitor 2020 Raporu’na göre ise 2019’da Türkiye’de oluşan atık miktarı 847 bin ton. Dinçer, Türkiye’de hem üretici olup hem de sektörünün geri dönüşüm tesisini kuran ilk şirket olduklarını anlatıyor ve şu bilgileri veriyor:

“Eskişehir’deki tesisimizde buzdolapları ve soğutucular, Bolu’daki tesisimizde ise büyük beyaz eşyalar ve küçük ev aletleri geri dönüştürülüyor. Markası ne olursa olsun, eski beyaz eşya ve televizyonları geri dönüştürüyoruz. 7 yılda 1.3 milyon ürün geri dönüştürüldü.”