Trump bizi seviyor mu?

Thomas Karako’nun Türkiye ile ABD arasında yaşanan S-400 sorununa ilişkin yazdığı makalesi, “…Şimdilik, S-400 alma kararı, Rusya’nın kazandığı kazancı temsil ediyor” şeklinde bitiyor. Evet, ilk kez bir NATO ülkesi bu kadar etkili ve kapsamlı bir silah sistemini Rusya’dan alıyor. Bu ülke de Türkiye...

Sertaç Eş

Önce iki ülkenin bu aşamaya nasıl geldiğini birazcık anımsayalım, sonra başlıktaki soru için papatya falı açıp açmamaya karar veririz.
AKP’nin iktidara gelişinin henüz birinci yılı dolmamıştı ki Irak’ın kuzeyinde 4 Temmuz 2003’te Türk askerleri gözaltına alınarak kafalarına çuval geçirilmişti. Bu olay, o dönem gündemde olan “TSK içinde bazı komutanlara güvenmeme” yaklaşımıyla birleştirilince daha anlamlı olacaktır. NATO müttefiki iki ülkenin arasındaki “askerden askere” ilişkilerin en çok yara aldığı olaylardın biridir bu tarih…

O dönem Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) “Kasaptaki ete soğan doğramama” anlayışı hüküm sürüyordu. Siyasi iktidar ise Türk askerlerine yönelik bu durumu pek üzerine alınmamıştı. Ancak, daha sonra giderek zayıflayan ve etkisizleşen askerden askere ilişkiler için bir kırılma anıdır bu tarih.

Genelini etkilemez...
Sonra, haziran sonunda varlığının ispatlanamadığı yargı kararıyla açıklanan Ergenekon süreci başladı. TSK’nin omurgasını oluşturan general ve subaylar parti parti kumpaslarla hapse tıkıldı. FETÖ kadrolarına yer açıldı. Bu süreç yakıcı bir şekilde ilerlerken bazı ABD diplomatları, o dönem operasyonları yürüten ve şu an yargılanan polis şeflerinden brifing alıyordu. Ergenekon süreci, eski genelkurmay başkanlarından İlker Başbuğ’un bile “terörist” iddiasıyla tutuklanmasına neden olmuştu. O Başbuğ ki, daha önce muhabirlerle sohbetinde, ABD ile ilişkileri, “Çocuklar, bizim Amerika ile ilişkilerimiz tek bir konu üzerinden değerlendirilecek bir şey değil. Bir konuda anlaşmazlık olabilir. Ancak bu, ilişkilerin genelini etkilemez” değerlendirmesini yapmıştı.
Sonra FETÖ’cü darbe girişimi oldu. ABD’li bir üst düzey generalin, darbe girişiminden sonra, “Bizim birlikte çalıştığımız subayları gözaltına alıyorlar” açıklaması çok dikkat çekti. Bu süreçte iki ülke arasındaki askerden askere ilişkiler işlevsizleşti.

Yeni dönemde ilişkiler tek elden yürütüldü. Askeri konulardan, eski Genelkurmay Başkanı olan Savunma Bakanı Hulusi Akar sorumlu. Türkiye’de artık askeri konulara tamamen siyaset karar veriyor. Bu kararlar ABD’deki muhafazakârlar ve Pentagon’un hoşuna gitmiyor. İlginçtir, bu çevrelerin istemleri ABD liderliği tarafından da tercih edilmiyor.

Çıkar ve para...
Bu çevrelerin olumsuz bakışıyla, Suudi Arabistan’da Husilere karşı tüm dünyanın yeteneklerini gördüğü Patriot sistemleri Türkiye’ye verilmedi. Türkiye S-400 aldı. Şimdi F-35 askıya alındı, Türkiye’ye güçlü ambargo uygulanmasını istiyor bu çevreler.
Ancak sanırız Trump, bir şeyi gördü. Tüm uyarılara karşın S-400’leri alan Türkiye, F-35’in yerine başka savaş uçaklarına pekâlâ yönelebilir. Rusya hazır olduğunu hemen açıkladı. Ambargolar gündeme gelirse Türkiye kapsamlı yolcu uçağı alımından vazgeçerek karşılık verebilir. Bu da Amerika’nın Türkiye’de biraz daha zemin kaybetmesi demektir. Onun için Senatör Graham, “S-400’leri aktive etmeyin” diyerek pazarlığı yeniden canlandırmak istiyor.
Yani ortada sevgi değil, çıkar ve para var…