Tövbekâr mı, yalancı mı?
Moll Flanders’ta Daniel Defoe, yaşadığı topluma ve ahlâka dair fikirlerini, İngiliz edebiyat tarihinin en çarpıcı kadın anlatıcılarından birinin ağzından okura sunar. Moll hayat hikâyesini öyle bir iştahla ve keyifle anlatır ki, tövbekâr mı, yoksa usta bir yalancı mı olduğu yüzyıllar sonra halen tartışılmaktadır.
Cumhuriyet Kitap Eki“Defoe’yu
muazzam bir yazar yapan bana sahip olduğum sınıfı, kişiliği ve şartları
unutturup, onu okuduğum sırada beni yücelterek ‘evrensel insan’ haline
getirmesidir.”
Samuel
Taylor Coleridge
Londra’daki Newgate
Hapishanesi’nde dünyaya gelen ve annesi tarafından terk edilen Moll, erken
yaşta tanıştığı suç dünyasında ensest, yankesicilik, fuhuş ve koca avlamayla
dolu bir hayata başlar.
Hâlâ koloniler halindeki yeni
kıtayı ziyaret eder; evlilikler yapar, fakirlik ve zenginlik arasında gidip
gelir, nihayet kendini İngiltere’de doğduğu hayata geri dönmüş bulur.
Moll hayat hikâyesini öyle bir
iştahla ve keyifle anlatır ki, tövbekâr mı, yoksa usta bir yalancı mı olduğu
yüzyıllar sonra halen tartışılmaktadır.
Nazan Arıbaş Erbil çevirdiği
Moll Flanders; Daniel Defoe ve Dorothy Van Ghent’in önsözleri, Virginia Woolf
ve Jale Parla’nın sonsözleri, yazar ve dönem kronolojisi ve kitaba dair
görsellerle sunuluyor.
Kitaptan bir bölüm okumak
için: https://www.iletisim.com.tr/Images/UserFiles/Documents/Gallery/moll-flanders.pdf
DANIEL DEFOE: 1660
yılında Londra’nın St. Giles mahallesinde Daniel Foe ismiyle dünyaya geldi.
Babası James Foe, Felemenk bir aileden geliyordu ve mum yağı tüccarıydı.
Ailesinin durumu nedeniyle Oxford veya Cambridge’de okuyamayan Daniel, Peder
Charles Morton’un Newington Green’deki akademisinde rahiplik eğitimi gördü.
Daha sonra Harvard’ın ilk
başkan yardımcısı olan Morton’un vaazlarındaki anlaşılır, süssüz dili Defoe’nun
üslubunu etkilemiştir.
Eğitimini tamamladığında
rahiplikten vazgeçerek ticarete atıldı ve tuhafiye dükkânı işletmeye başladı.
1684 yılında varlıklı bir tüccarın kızı olan Mary Tuffley ile evlendi. 1685’te
Monmouth Ayaklanması sırasında kralın yanında asker olarak yer aldı ve Sedgemoor
Muharebesi’nde canını zor kurtardı.
Ticarete döndükten sonra
Avrupa’da seyahat eden ve devlet için casusluk yaptığı bilinen Defoe’nun ticaret
dışında edebiyatını besleyen en büyük ilgi alanı olan siyaset de bu şekilde
hayatında yer almaya başlamıştır.
1695 yılında soyadını Defoe
olarak değiştirdi. İngiltere’deki Muzaffer Devrim sonrasında III. William’a
yöneltilen eleştirilere cevap olarak 1701’de The True-Born Englishman (Asıl
İngiliz) şiirini kaleme aldı.
İki yıl sonra kiliseyi sert
bir dille eleştirdiği The Shortest Way with the Dissenters (Ayrılıkçılarda
İzlenecek En Kısa Yol) kitabı yüzünden Newgate Hapishanesi’ne gönderilen ve
boyundurukta sergilenen Defoe, cüretkâr “Hymn to the Pillory” (Boyunduruğa Bir
İlahi) şiirini yazarak ve denemelerini derleyerek bu olaydan kâr sağlamaya
çalıştı.
Siyasi gazetecilikle geçen
yıllardan sonra, Alexander Selkirk gibi kazazedelerin anılarından esinlenerek
yazdığı ilk romanı Robinson Crusoe (1719) yayımlandı. Ertesi yıl Captain
Singleton (Yüzbaşı Singleton) ve Robinson Crusoe’nun ikinci kitabını yayımladı.
Meslek hayatının en önemli
yılı sayılabilecek 1722’de hem Moll Flanders’ı, hem de A Journal of the Plague
Year’ı (Veba Yılının Bir Güncesi) yayımladı.
1724 yılında son meşhur eseri
Roxana yayımlandı. Sağlığının kötüleştiği yıllarda bile yazarlığı sürdürdü ve
edebiyat dışında eserler vermeye devam etti:
A Tour Thro’ the Whole Island
of Great Britain (Büyük Britanya Adasının Tümünde Bir Gezi, 1724-27) adlı
seyahat kitabı ve Political History of the Devil (Şeytanın Siyasi Tarihi, 1726)
bunlardan bazılarıdır.
Defoe alacaklılarından
saklanırken 24 Nisan 1731 günü hayata gözlerini yumdu. John Bunyan’ın da gömülü
olduğu Bunhill Fields mezarlığına gömüldü. 1870’te bir merasimle mezarına bir
anıt dikildi.
Moll Flanders / Daniel Defoe / Çeviren: Nazan Arıbaş Erbil / İletişim Yayınları / 395 s.