Tövbekâr eylül
Eylül ayına girince birden bir hüzün kaplar insanı. Yıl bitti hissi gelir, her düşen yaprakla bir gün daha hayattan eksiliyor gibi olur.
cumhuriyet.com.trYazın geçip gidiverdiğini idrak etmek de, kabul etmek de zor gelir insana. Eylül biraz da yılın sonu gibidir. Rüzgârda yapraklar nazlı nazlı salınmaya değil hırçın hırçın hışırdamaya başlar. Geceler daha bir erken gelir. Biraz geç kalmış bir akşam alışverişinde manav ampulleri yanınca kış gelmiş demektir. Kış mevsimine ruhen hazırlanmak ağustostan başlar. İncir çıkınca sonbaharın habercisi denir, ağustosun yarısı yaz, yarısı kış denir, ağustosun ikinci yarısında esen rüzgârlar insana yaz ortasında yazı özletir.
Yılın sonuna gelmek insanda bir hesaplaşma duygusu yaratır. Mevsimlerin döndüğü zamanlar biraz da hesaplaşma dönemidir. Eylül bazılarınca gerçekten de yılın sonudur. İbrani takvimine göre yılın son ayı eylüldür. Yazın bereketi sonlanıp hasat kalktıktan sonra tarım yılı biter. Hasattan sonra yılın getirisi götürüsü, hesabı kitabı hem manen hem de maddeten yapılır. Para pul hesabı kadar vicdan muhasebesi de önemlidir. Vicdanlarda geçmiş yılın günahı sevabı tartılır. İbranice eylül anlamına gelen “Elul” sözcüğü arayış anlamına gelir. Eylül ayı doğruyu arama ve tövbe zamanıdır. Yılın sona ermesiyle birlikte yeni başlangıçlar için de umut zamanıdır.
Önümüzdeki hafta 18 Eylül’de kutlanacak Roş Aşana Museviler için yılbaşı oluyor. Roş Aşana sofrasında yeni yıl için iyi dilekleri simgeleyen yiyeceklerin bulunması çok önemli. İyi dilekleri temsil eden yiyeceklerden biri balık. Balık bereketi ve çoğalmayı simgeler.
Birbirinden çok farklı, bir o kadar da köklü üç kültürde balığın temsil ettiği değerler çok önemlidir. Çin, İran ve Yahudi kültürlerinde balık yeni yılın vazgeçilmez yiyeceğidir. Balığın olmadığı durumlarda ve coğrafyalarda bile balık simgesel olarak sofrada temsil edilir. İran yeni yılı olan Nevruz’da sofrada billur bir kap içinde kırmızı bir gelin balığı salınır. Çin’de de aynı şekilde sofraya cam bir fanusta süs balığı konur ya da balık şeklinde oyulmuş ahşap bir heykelcik veya porselen bir biblo yerleştirilir. Böylece yeni yılın bolluk ve bereket içinde geçmesi umulur. Balığı bütün olarak sunmak da önemlidir. Bütün olarak sofraya gelen balık aynı zamanda insanın kendi iç bütünlüğünü temsil eder. Gerek kişisel, gerek toplumsal bütünlük, birlik ve beraberlik balık ile sofrada yerini bulur. Roş Aşana’da balık kafasının ailenin başı olan evin reisine sunulması da âdettendir. Roş, baş demek olduğu için balık kafası sofrada mutlaka bulunması gereken bir öğedir.
Roş Aşana’da iyi dilekler tatlı yiyelim tatlı konuşalım misali tatlı ikramıyla son bulur. Yeni yılın ilk meyvesi kabul edilen elma bala batırılarak yenir ya da elma reçeli olarak sunulur. Böylece tövbekâr eylül ayı geride bırakılıp tatlı geçecek temiz bir yılın sayfası açılır.