Totaliter sisteme taşlama

Peter Hall uyarlamasını temel alan Eren, “Hayvan Çiftliği özünde yoğun bir totalitarizm eleştirisi barındırıyor” diyor. Müzikal olarak sahnelenen oyunda anlatıcı, Orwell’a dönüştürülmüş.

Öznur Oğraş Çolak/Cumhuriyet

George Orwell’ın “Hayvan Çiftliği” 1945’te II. Dünya Savaşı’nın sona erdiği, Soğuk Savaş’ın kendini gösterdiği günlerde yayımlanmış bir totalitarizm eleştirisi. Kitap, Türkçeye ilk kez 1954 yılında Halide Edip Adıvar tarafından çevrilmiş. Günümüzde ise Celâl Üster çevirisiyle çok satan kitaplar arasında yer alıyor ve tanınıyor. “Hayvan Çiftliği”ni 1984 yılında Royal Shakespeare Company için sahneye ilk kez Kraliyet Ulusal Tiyatrosu’nun başkanlığını da yapmış olan Peter Hall uyarlamış.

“Hayvan Çiftliği” şimdilerde Özge Kayakutlu çevirisiyle Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda sahneleniyor. Oyunun yönetmenliğini Emrah Eren üstleniyor. Eren, Peter Hall uyarlamasını temel almış. Hall’un kullandığı göstermeci anlatım ve metnin ritmi seyirciyi zinde tutuyor. Bir müzikal olarak metin ve şarkı kurgusu dikkat çekici. Hiç bitmeyen, tekrara düşmeyen bir hareket mevcut.

Oyunun içerdiği göstermeci anlatım, bir anlatıcı yaratma fikrini doğurmuş. George Orwell’in anı ve denemelerini içeren eserlerinden anlatıcı metinleri seçmiş Eren... Anlatıcı da zamanla Orwell’a dönüşmüş.

 

En alt katmandakiler

“Anlatıcı metinlerini seçkilemek benim açımdan işin en zor kısmıydı. Hem metin taraması, hem uygun metnin doğru noktaya yerleştirilmesi, hem de asıl metinle organik bağın kurulabilmesi için oldukça titiz bir çalışma yürüttük. ‘Hayvan Çiftliği’ özünde yoğun bir totalitarizm eleştirisi barındırıyor” diyor Eren.

Yapıtı bir sahne yapıtına dönüştürürken “hayvan”lık halini geride bırakmış insanı ön plana çıkarmış Eren, “Artık toplumun en alt katmanında yaşamını sürdürenler, - kâğıt toplayıcıları, madenciler, lağımcılar, sokak kadınları, bulaşıkçılar... - evcil hayvanlar kadar bile görünür değil hayatımızda. O görünmez ‘insan’lardan kurulu bir gettonun, ‘Hayvan Çiftliği’ masalını oynama halini izlemenin oyunu daha da katmanlandıracağını düşündük. Böylelikle boynuz/toynak gerçekliğinden sıyrılabilmiş olduk. Bu da işimizi çok kolaylaştırdı açıkçası” diyor.

 

Korkunç bir peri masalı

Orwell’ın totaliter rejimleri eleştiren eseri, hayvanların yönetimi insanlardan ele geçirdikleri bir çiftlikte geçiyor. Hayvanlar, inançla kurmaya çabaladıkları bu yeni sistemin gün geçtikçe kurbanı haline geliyorlar. Celal Üster’in “Hayvan Çiftliği”nin önsüzünde söylediği gibi, “Hayvan Çiftliği, korkunç sonla biten bir ‘peri masalı’dır.”

Oyunun dekorunu Barış Dinçel üstleniyor. Dekorda ilk akla gelen çiflik yok.. Oyunda ranza diyebileceğimiz bir araç var. Ayaktakımının oluşturduğu “getto”ya, bu fikri çok yakıştırmış Eren... Ranza hacimli ve üç boyutlu. Yerleştirildiği açıya ve konumlamasına göre sayısız kombinasyon oluşuyor.

Oyunda beş adet ranza ve iki adet tekli yatak sahnede oyuncuların değiştirilmesiyle on iki farklı mekâna dönüşüyor. Yani anlayacağınız dinamik ve hareketli bir dekor oluşturulmuş oyunda.

Kostümlerin görseli ikili okumalara uygun olarak hazırlanmış. Hem “insan” hem de “hayvan” olarak okunabilecek tek kostümle bu işi başarmış tasarımcı Sadık Kızılağaç...

Oyunun anlatım sahneleri ve masal sahneleri ışıktaki renk kullanımıyla birbirinden ayrılmış. Besteleri Richard Peaslee’ye ait 23 şarkı seslendiriliyor. Kıymet Berrak’ın çalışmasıyla 23 şarkı gün yüzüne çıkmış. Faruk Üstün, hece hece çalışarak özgün müziği Türkçe sözlerine çevirmiş. Peaslee’nin partisyonu Çağlayan Çetin ve Kıymet Berrak tarafından 11 kişilik orkestra için yeniden düzenlenmiş. Dansların ağırlıkta olduğu oyunda koreografiyi Cihan Yöntem üstleniyor.

Oyunda, Levent Tülek, Alican Yücesoy, Esra Ruşan, Cihan İnan Bekar, Ali Aziz Çölok, Esra Pamukçu, Sercan Yener ve Gözde Ayar rol alıyor.

(Oyun, 23, 24 ve 30 Ocak saat 20.30’da Müşfik Kenter Sahnesi’nde.)