'Toplum bir amaç uğruna tarumar ediliyor'

DSP Genel Başkan Yardımcısı Önder Aksakal, partisinin Kütahya İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, siyaset kurumu ve devlet yapılanmasının yeniden kurgulandığını, hükümet tarafından gerçek gündemin perdelendiğini ve evrensel hukuk ilkelerinin yıkılmaya çalışıldığını iddia etti.

Ekonominin önemli ölçüde sıkıntılı olduğunu, üretimsizliğin had safhaya ulaştığını ve vatandaşların büyük bölümünün banka kredileriyle kredi kartları batağı içine boğazına kadar gömüldüğünü öne süren Aksakal, şöyle devam etti:
''Durum böyleyken birtakım çevrelerin koordine ettiği yeni Türkiye kurgulamasına siyasi iktidarın her türlü ortamı sağlaması manidardır. Hepimiz görüyoruz ki, toplum kendi içinde kategorize ediliyor. Kürt-Türk, Alevi-Sünni, Fethullahçı-Süleymancı... Ticarette de Anadolu sermayesi-İstanbul sermayesi, yeşil para-kara para gibi çeşit çeşit kavramlar halka benimsetilmeye çalışılıyor. Oysa bayrağıyla, toprağıyla, zengin-fakir tüm fertleriyle ülkesini bir yumak gibi sarması gereken toplum bölünüyor, parçalanıyor, bir amaç uğruna tarumar ediliyor. Bin yıllık geçmişin tüm değer yargıları bir bir ortadan kaldırılıyor. Siyasi kurumlar anti-demokratik Siyasi Partiler Yasası marifetiyle paramparça ediliyor, ticari kurumlar hükümetin ekonomik ve idari baskısıyla el değiştiriyor, sermaye ise yine mevcut iktidarın göz yummasıyla egemen güçlerin elinde toplanıyor. Devletin ve milletin öz sermayesi, nitelikli ve stratejik kuruluşları dış güçler tarafından haraç mezat alınıyor. Devlet mekanizması grupların, cemaatlerin ve dış bağlantılı yerli işbirlikçilerin saldırısı altında talan ediliyor.''

Aksakal, köy köy, kapı kapı gezerek bu gidişatı anlatacaklarını söyleyerek, partisinin 2011 seçimlerinde yeniden halkın güvenine mazhar olup halkın umudu haline geleceğine inandığını kaydetti.

Bir gazetecinin, iktidara yöneltilen İmralı'da hapiste bulunan terör örgütü elebaşı ile görüşme iddialarına ilişkin sorusunu yanıtlayan Aksakal, ''Türkiye Cumhuriyeti yasaları çerçevesinde suç işlemiş, cezası kesinleşmiş ve hükümlü hale gelmiş insanlarla devletin artık görüşebileceği hiçbir şey kalmamıştır. Dolayısıyla Abdullah Öcalan ile devletin, görevlileri vasıtasıyla da olsa görüşme yapması gerçekleşmemelidir. Devlet, devlet gibi olmalıdır. Terörü bitirmenin yolu, hapisteki ceza almış insanlardan medet ummak değildir'' dedi.