Tokyo’da 2 Türk filmi

Tokyo Film Festivali’nin uluslararası bölümünde ‘Buğday’, Asya filmleri bölümünde ‘Taksim Hold’em’ yarışıyor.

Esin Küçüktepepınar

Son dönem Uzak doğu cenahının en önemli sinema etkinliği olarak öne çıkan ve bu yıl 30. yılını çeşitli ekinliklerle kutlayan Tokyo Film Festivali’nin Uluslararası bölümünde “Buğday”, Asya Filmleri bölümünde “Taksim Hold’em” ile yarışıyoruz.

Tayfunla gelen yağmur altında açılan 30. Tokyo Film Festivali, uluslararası jüri başkanı Tommy Lee Jones’un esprileri, son yıllarda yeniden onarılmaya çalışılan Çin-Japonya dostluğu mevzusu ve Japonya’nın aynı adlı ünlü mangasından uyarlanan dev bütçeli “Fullmetal Alchemist” filminin gösterimiyle açıldı. Çin ile Japonya’nın arasındaki diplomatik ilişkilerin iyileştirilmesi kuşkusuz son yıllarda festival açılışının başlıca konusu ve bu iyileşmenin 45. yılı şerefine de sanatsal bir işbirliği olarak ünlü Çinli yönetmen Chen Kaige’nin merakla beklenen “Legend of the Demon Cat” filminden 10 dakikalık bir bölüm gösterildi. 25 Ekim-3 Aralık arasında gerçekleşen festivalde iki ayrı yarışmada yer almamız ise kuşkusuz önemli. Altın Ayı ödüllü Semih Kaplanoğlu’nun yeni filmi “Buğday” uluslararası yarışmada yer alırken genç yönetmen Michael Önder de yazıp yönettiği “Taksim Hold’em” adlı ilk uzun metrajlı filmiyle Asya filmleri yarışmasına katılmayı başardı. Dışarıda protesto olayları sürerken bir evdeki poker partisine katılanlar üzerinden kutuplaşma ve mevcut insanlık hallerine ayna tutan “Taksim Hold’em”ın yönetmeni Michael Önder’in yanı sıra başrol oyuncusu Kenan Ece, yapımcılar Jozef Erçelik, Tuvan Yalım ve Timur Çambol, görüntü yönetmeni Ersin Gök de festivalin açılşına katıldı. Siyah beyaz ve İlk kez İngilizce çektiği filmi “Buğday”ın distopik bir gelecek kurgusunda mülteci ve açlık gibi insanlık meselelerini anlatan Semih Kaplanoğlu da Tokyo’ya geldi ve açılış davetinde uluslararası davetlilerle buluştu.

Godard sinemanın kendisidir

Filmleri değerlendirirken sinemasal değerlerin yanı sıra içeriğin de önemli olacağını vurgulayan uluslararası yarışmanın jüri başkanı olan Amerikalı oyuncu ve yönetmen Tommy Lee Jones elbette en iyi fim konusunda görüşlerini derinleştirmedi ama sinema denilince aklına ilk olarak Fransız üstad Jean-Luc Godard’ın geldiğini söyledi. Basın toplantısındaki neşeli halleriyle dikkat çeken Jones, sinema için en gerekli şeyin belki de “para” olduğunu söyledi: “Romantizm bir yana film yapmak o kadar zor ki, para bulmak daha zor, film için para bulmak en zoru.” Belirli bir politik görüşle hareket etmeyeceğini vurgulayan Jones’a göre, bu kadar farklı kültürlerden gelen filmleri izlemek bir ayrıcalık.