Tiyatro siyaset üstüdür
Tiyatro Seyirlik “Ya Başaramazsak” oyunuyla çağımızın hastalığı iletişimsizliği işliyor. Hem de evli bir çift üzerinden. Biz de tiyatronun kurucuları, Hüseyin Avni Danyal ve eşi Özgen Kılıçarslan Danyal'la konuştuk.
Aykut Küçükkaya/Cumhuriyet
Aylar önce Hüseyin Avni Danyal ve eşi Özgen Kılıçarslan Danyal'la kahvaltıda buluşup alternatif bir kültür merkezi kuracaklarını söylediklerinde ne yalan söyleyeyim pek de inanmamıştım. Hele hele sahnenin inşaatını gezerken yılbaşından önce şöyle bir koltuğumuza oturup ilk oyunun heyecanına tanık olacağımı aklıma bile getirmedim. Ama başardılar…
Tiyatroseverlerle Ebru Saçar’la Hüseyin Avni Danyal’ı “Ya Başaramasak” da izlerken sahne tozunu şöyle bir yuttuk!.. Hem sahne tozunu yuttuk; hem de iki sanat düşkünüyle söyleştik…
Sanırım okura Hüseyin Avni Danyal'ı tanıtmama gerek yok. Aslına bakarsanız Türkiye onu reyting canavarı dizilerdeki karakterlerle belleklerine çoktan kazıdı. Öyle Bir Geçer Zaman Ki'de "Kenan", Kurtlar Vadisi Pusu'da "Bulut", Hatırla Sevgili'de "Adnan Menderes"... Diğer dizileri ve oynadığı karakterleri yazmaya kalksam röportaja yer kalmayacak. Hem de o bitmez tükenmez tiyatro aşkına...
Sohbetimizde söz siyasi iktidarın sanata bakış açısına geliyor. Hüseyin Avni Danyal sanatçı duyarlılığıyla konuşuyor:
-Gönül ister ki Türkiye’de sanat adına bir şey yaparken sığınacağın kucak ya da sana destek olacak kurum olsun. Bakın yaklaşık burada ben 700 bin TL’lik yatırım yapıyorum ve devletin en ufak bir katkısı yok. Yurt dışında böyle bir şey yaparsa eminim ki devletlere kadar, hükümetlere kadar, kültür bakanlıklarına kadar en azından dörtte biri konusunda yardımcı olurlar. Ama maalesef. Son on yıla dönersek sanat neredeyse devletin sırtında yük gibi görülmeye başlandı. O yükten kurtulalım, tamamen özel olsun, ‘devlet tiyatrolarını kapatalım para kazanmıyor.’ Ya sen açtığın her eğitim kurumuna her sağlık kurumuna para kazansın diye mi bakıyorsun. Bu bir hizmettir. Devletin bir kültür hizmetidir. Bir insana ağrı kesici ya da öksürük şurubu ne kadar faydalıysa tiyatro sahnesine 2 saat boyunca bakıp hayata nasıl bakması gerektiğini, nerede durması gerektiğini gelen insanlara anlatmak da bir kültür hizmetidir. Biri bedeni iyileştiriyorsa öteki de ruhu iyileştiriyor, beyni iyileştiriyor.
Danyal’a son 10 yıllık süreçte giyimlerden söylemlere kadar yapılan müdahaleleri anımsatıyorum. O da bize nasıl bir yol izleyeceğini anlatıyor:
-İnsan onuruna ya da muhatap aldığı kişinin, hükümetin ya da devletin organındaki bir kişinin onuruna, kişiliğine saygısızlık etmemek koşuluyla eğer bu ülkenin sorunuysa bu insanların sorunu, haliyle benim de sorunum. Buna parmak basmak da bir sanatçı olarak benim sorumluluğum. Onun için de tabii ki böyle bir metin tabii ki böyle bir oyun.
-Baskıyı siz de hissediyor musunuz…
-Dizilerde bile insanların ne giydiğine karışılmaya başlandı, anlatılan hikayelere müdahale edilmeye başlandı. Bir kere sanat, siyaset üstü bir şeydir. Evet, siyasi olmak tabii ki sanatın, tiyatronun içindedir ama tiyatro siyaset yapmaz. Ama toplumsal bir duruşu vardır, bir bakışı vardır, bir dünya görüşü vardır. Bundan dolayı da zaten bir siyasi kimliği vardır ama siyaset yapmaz. Onu meslek haline getirmez, sadece bu işe sarılmaz. Bir siyasetçi kendi dalında örneğin bayındırlık bakanlığı ile ilgili bir siyasetçinin sorunu bayındırlık sorunudur. Benim sorunlarım, ülkenin bütün sorunları. Her şey beni ilgilendiriyor. Sanatçı siyaset yapmalı mı, benim fikrim hayır. Zaten sahnede söylediklerinle, kendi duruşunla bir siyasi duruşun var. Bir de bunu mesleğe dökmek bence yanlış.
Seyirlik bir tiyatro…
Tiyatro Seyirlik’i 2013 yılında Kadıköy’de yeniden canlandırmaya karar verir Hüseyin Avni Danyal. Dizilerden kazandığı parayı tiyatro için harcamaya karar verir. Şimdilerde sahne tozunun yutulduğu binanın öyküsü de epey ilginç:
-Burası çok da denk geldi. Ulvi Uraz’ın ilk tiyatrosunu yaptığı bina. Tevfik Gelenbe’nin oynadığı söyleniyor. Zannediyorum Türkiye’de nadirdir. Tapu kayıtlarında tiyatro diye geçiyor bu mekan. 2013 Mayıs ayının sonunda bulduk burayı. Sahipleri de sağolsunlar yardımcı oldular. Çünkü binayı yapan Mustafa Kemal Ekşi zaten orayı tiyatro salonu olarak yaptırmış. Şimdi aslına rücu ediyor tekrar. Çocuklarına da vasiyet etmiş tekrar tiyatro salonu olması için gayret gösterin diye. Onlar da yardımcı oldular.
“Ya Başaramazsak” çağımızın hastalığı olan iletişimsizliği işliyor. O hastalığı evli bir çiftle anlatan bir komedi. Danyal Tiyatro Seyirlik’in seyrini ise şöyle anlatıyor:
-Bu benim düşüncem, her tiyatrocu buna katılır katılmaz. Salon, sahibinin adıyla anılır. Benim şu ana kadar tiyatroda yaptıklarım ya da bundan sonra yapacaklarım ya da benim tiyatrodaki görüşüm. Haliyle Tiyatro Seyirlik’in görüşüdür ve bu sahnenin görüşüdür. Onun için de bu dünya görüşüne, bu dünya görüşüne sahip olan her türlü tiyatro denemesini bu sahnede yapabilir ben ya da benim dışımdaki gruplar tarafından. Ama ben orada çizgiyi bir yerde tutmak zorundayım. Benim tiyatro anlayışımda doğru bildiklerimin dışında da çok fazla ekibi de bu salona sokmaya niyetim yok.
'Hayal'ini yaptı!
Hüseyin Avni Danyal'ın eşi Özgen Kılıçarslan Danyal edebiyat dünyasının tanınmış yayıncılarından. 2003 yılında kurulan Hayal Yayınları, dergicilikte 10 yılı, kitap yayıncılığında ise 6 yılını geride bıraktı. En büyük hayalini de Kadıköy'de yaptı. Eşinin kurduğu Tiyatro Seyirlik'in bulunduğu binanın girişinde bambaşka bir kültür merkezi oluşturdu. Özgen Kılıçarslan Danyal'la da 'Hayal'ini konuştuk:
"Hayal Kültür Sanat Edebiyat Dergisi’ni üç ayda bir yayımlıyorum. Hayal, yayıncılık serüveninde çoğunluğu şiir kitabı olmakla beraber, farklı edebiyat disiplinlerine ait yüzlerce kitap yayınladı. Şimdi kendi kitapevini açıyor: Hayal Kitabevi… Hayal Kitabevi, Seyirlik sahnesi ve kafesiyle iç içe, bütünlüklü bir kültür sanat kompleksinin bileşenlerinden biri konumunda olacak. Kendi bastığı kitaplarının yanında seçkin yayınevlerinin kitaplarına da yer veriyoruz. Raflarında edebiyat eserlerden tiyatro kitaplarına uzanan bir kitap yelpazesine ulaşmak mümkün olacak. Hayal Kitabevi’yle bir arada Seyirlik, tiyatrodan müziğe kadar Kadıköy’de alternatif bir gösteri sahnesi olmanın yanı sıra, edebiyata ilişkin paneller, söyleşiler, imza günleri de gerçekleştirecek. Hayal Kitabevi'nde her hafta yaratıcı yazarlık ve öykü-roman-şiir atölyeleri başladı.