'Tiyatro bildirisi bir skandal'

Bu yıl imzasız olarak yayımlanan Ulusal Bildiri, Sanatçılar Girişimi tarafından bir skandal olarak nitelendi. Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Başkanı Üstün Akmen de bildiriyi reddettiklerini açıkladı.

Ceren Çıplak/Cumhuriyet

Uluslararası Tiyatro Enstitüsü ITI-UNESCO Türkiye Merkezi tarafından hazırlanan 27 Mart Dünya Tiyatro Günü Ulusal Bildirisi tiyatro dünyasında tartışmalara neden oldu. Sanatçılar Girişimi, bildiriyi skandal olarak niteledi. Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Başkanı Üstün Akmen de bildiriyi reddettiklerini açıkladı.

Yıl boyunca çeşitli platformlarda “Sanat özgürdür, kurumları özerktir!” diyen sanatçılar, tiyatro yönetimini, tiyatrocuların elinden alıp bürokratlara teslim eden zihniyetle mücadele etti. Pek çok sanatçı ve sanat örgütü, Türkiye’nin sanat kurumlarını lağveden TÜSAK Yasa Tasarısı’na karşı mücadele etti. Tiyatrolarını, Devlet Opera ve Balesi ile orkestralarını ülkenin sanat hayatından silme girişimlerine karşı “Susmadık, susmayacağız” dedi.

Bu yılki tiyatro bildirisi ilk kez imza yerine, kurum adıyla hazırlandı. Peki, bildirinin altında kimin imzaları var? ITI-UNESCO Türkiye Merkezi İcra Komitesi üyesi Refik Erduran, bildirinin, pek çok tiyatro icracısına da danışarak hazırlandığını belirtti. Refik Erduran, bildiride, ödenekli tiyatroların yok edilmesinin söz konusu olmamasına ve tiyatroyla ilgili hazırlanacak tasarıların bürokratlara değil, tiyatro icracılarına bırakılmasına değindiklerini söyledi.

Çalıştaylarda, TÜSAK’ı destekleyen açıklamalarda bulunan Erduran, bildirinin kurum adıyla hazırlanmasının nedeni olarak da “İnsanlar çekiniyor. Kimsenin başını derde sokmayalım diye kurumsal bir yaklaşımla bildiriyi yayımladık” diye yanıt verdi.

TÜSAK Yasa Tasarısını “Bir süredir tiyatro alanında tasarlanan yeni girişimler” şeklinde niteleyen bildiride, empatiye en çok yer veren sanat dalının tiyatro olduğu vurgulanarak “Tartışma aşamasında onlara da, yetkililere de empati ve başarı dilekleriyle, hepimizin 27 Mart günümüzü kutlarız” deniliyor.

Bildiride, “Ödenekli tiyatrolarımız bir kere yitirilirse bir daha elde edilmesi yıllar sürecek yetenek, eğitim ve deneyim birikimleri içeriyor. Aksayan yanları düzeltilerek verimleri artırılmalı, ancak söz konusu kültürel hazinemizin yok edilmesi gündeme bile gelmemelidir. Özel tiyatro kesimimiz çok cılızdır. Tasarlanan yeni kurumun başlıca işlevi o alanda geniş ve hızlı gelişme sağlamak olmalıdır” ifadesi yer alıyor.

Yücel Erten, bildirinin içeriğiyle ilgili olarak şunları söyledi: “Sanat alanlarımıza hunharca bir yıkımcılık ve açgözlü bir rantçılık ile dalan bir iktidarın karşısında biz sanatçılara ‘empati’ öneriyor. Daha kestirmeden söyleyecek olursak, iktidarın elemanları baltayı alıp bağa girmiş; ama bildiride bize hâlâ ‘mesele bağcıyı dövmek değil, üzüm yemektir’ masalı yutturulmaya çalışılıyor.”

Üstün Akmen de bildirinin empati çağrısını eleştirdi: “Karşımızdaki güç, empati kurulamayacak kadar duygudan uzak, sanata düşman, adeta başka bir dünyanın insanlarıdır. Siyasal iktidar, gün itibarıyla tam anlamıyla tiyatro düşmanıdır ve sahne sanatlarını yok etmeyi amaçlamıştır. Aklı başında insanların bugün iktidar olanlarla duygudaşlık (yani empati) yapmaları mümkün değildir. Bunların hoşgörüsü, anlayışı, huzur anlayışları, sevgi ve saygı duyguları yoktur.”

Sanatçılar Girişimi adına açıklama yapan Orhan Aydın ise “Bu bildiri bir skandaldır” dedi. “Demek ki ülke güllük gülistanlık! Sanat alanları kapanma tehdit ve zorbalığı ile karşı karşıya değil, TÜSAK adlı sanata ve sanatçıya düşmanlık içeren tasarı gündemde değil, Tiyatro-Opera-Bale-Senfoni-Korolar-Danslar kapatılmıyor, çalışan tüm yaratıcıları sokağa konmuyor. Demek ki sistemin kapısından meseleye bakınca ‘böyle’ görülüyor!”