Tıp etiği uzmanı anlattı: Covid-19 aşısının dağıtımında en adil yol nedir?

Covid-19 aşısının onaylanması halinde nasıl dağıtılacağı büyük bir etik sorunu beraberinde getiriyor. Tıp etiği uzmanı Ezekiel J. Emanuel, Covid-19 sebepli erken ölümleri önlemeye ve uzun vadeli sosyoekonomik etkileri hafifletmeye dayalı Adil Öncelik Modeli’ni değerlendirdi.

cumhuriyet.com.tr

Geçtiğimiz hafta Science dergisinde yayımlanan bir raporda, 19 halk sağlığı uzmanı bu soruya cevap olarak "Adil Öncelik Modeli" adlı etik bir çerçeve ortaya koydu. Modelde şu temel ilkeler öne çıkıyor:

"İnsanlara fayda sağlamak-zararı sınırlamak, yoksulluk/düşük yaşam beklentisi nedeniyle zaten dezavantajlı olan ülkelere öncelik vermek ve her türlü ayrımcılıktan kaçınmak."

Pennsylvania Üniversitesi’ne bağlı Perelman Tıp Fakültesi’nde Tıbbi Etik ve Sağlık Politikaları Başkanı Ezekiel J. Emanuel, Adil Öncelik Modeli’nin geliştirilmesine öncülük etti. Scientific American, kendisiyle söz konusu modeli ve nasıl uygulanabileceği hakkında konuştu. Kısaca özetliyoruz

ADİL ÖNCELİK MODELİ’NİN KAPSAMI NEDİR?

Adil Öncelik Modeli, üç aşamadan oluşuyor. İlki, erken ölümleri azaltmak için tasarlandı. Yazarlar, bu aşamada dağıtım kararlarına rehberlik etmek için her ülkede, pandemi nedeniyle kaybedilen yaşam yıllarını, küresel yaşam beklenti süresiyle karşılaştırılarak hesaplandığı, standart beklenen yaşam süresi (SEYLL) adı verilen bir sağlık ölçütü kullanmayı öneriyor. İkinci aşama ise Covid- 19’un ekonomik ve sosyal sonuçlarını ölçmek ve en aza indirmek için başka ölçümler getiriyor. Üçüncüsü, daha yüksek virüs bulaşma oranlarına sahip ülkelere öncelik verirken aynı zamanda tüm ülkelerin bulaşı durdurmak için yeterli aşı dozu almalarını amaçlıyor.

Emanuel “Mutlak aşı milliyetçiliğine sahip olmamak için iyi bir etik neden var. Ve pek çok hükümet, aşıların adil ve eşit dağıtılmasını savunuyor. Aşı üreticilerinin kendileri de küresel dağıtımı savunuyorlar ve ayrıca COVAX [Gavi, Aşı İttifakı, Salgın Hazırlık İnovasyon Koalisyonu ve WHO’nun ortaklaşa yürüttüğü bir iş birliği] gibi, adil ve eşit dağılım girişimleri var” diyor. Ancak bu noktada Scientific American editörünün notu çok önemli; Trump yönetimi, WHO ile çalışmak istemediği için COVAX çabasına katılmayacağını söylemişti. Bu karar, eğer aşı başka bir ülke tarafından geliştirilmişse ABD’nin Covid-19 aşısına erişimini sınırlayabilir.

Bir başka önemli soru ise aşı üreticilerinin adil dağıtımı dikkate alıp almayacağıydı. Emanuel’e göre üreticiler, aşının nasıl dağıtılacağı konusunda bir zorlukla elbet ki karşılaşacak. Mesela en yüksek teklifi verene satma eğilimi olan bazı üreticiler var. Ancak COVAX’a dahil olanlar başta olmak üzere en azından bazı üreticilerin, aşıyı dünya çapında dağıtmanın ve aşıya erişilebilir olmanın önemini anladığını düşündüklerini söylüyor Emanuel.

Emanuel, Dünya Sağlık Örgütü’nün dağıtım önerilerini kusurlu bulduğunu da açıkça söyleyerek, şunları kaydett:

"Bir öneri, aşının tüm ülkelere nüfuslarının belirli bir yüzdesine göre verilmesi; önce her ülke nüfusunun yüzde 3’üne, sonra yüzde 20’ye. Bu, ‘eşit ahlaki ilgi’ etik ilkesini yerine getiriyor gibi görünüyor, yani insanlara benzer şekilde davranmak ve ırk, cinsiyet veya dine dayalı ayrımcılık yapmamak. Ancak burada ortaya çıkan asıl sorun, dünyanın farklı bölge nüfuslarının farklı oranlarda acı çekmesi. Uluslararası yardım yaparken bunu en çok acı çeken insanlara vermeniz gerekiyor.

Daha sonra, bunu en çok risk altında olan kişilere göre dağıtmamız gerektiği görüşü var ve bu tipik olarak ‘ön saflarda çalışan sağlık çalışanları ve 65 yaş üstü kişiler’ olarak tanımlanıyor. Her şeyden önce, sağlık çalışanlarının eşit derecede yüksek riskli olmadığı açık. Özellikle de uygun kişisel koruyucu ekipmanın riskleri önemli ölçüde azalttığı gelişmiş ülkelerde. Ancak daha da önemlisi, yaklaşım zengin, iyi gelişmiş ülkelere yönelik, çünkü bu ülkeler, kişi başına daha fazla sağlık çalışanı ve daha fazla yaşlı insana sahip."

Scientific American editörünün sorduğu bir diğer önemli soru ise Adil Öncelik Modeli’ni geliştirmek için kullandıkları üç etik dayanağın nasıl seçildiği oldu. "Biz onları seçmedik," diyen Emanuel, "Bunlar Sokrates’e kadar uzanan temel etik değerler. Onları dünyanın hemen hemen her ülkesinde görebilirsiniz. Bunlar genellikle örtüşür veya ortak ilkeler olarak adlandırılır. Herkes, zararı sınırlamanız ve insanlara fayda sağlamanız gerektiğini düşünüyor ve bu ahlaki bir zorunluluk" dedi.

Kaynak: Herkese Bilim Teknoloji, Batuhan Sarıcan