TİHEK cezaevlerini akladı

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK), cezaevinde kalan tutuklu ve hükümlülerin yaşadığı sorunlarla ilgili yaptığı şikayetleri reddetti. Başta kötü muamele ve kalabalık koğuşlar olmak üzere bir çok soruna ilişkin şikayeti inceleyen TİHEK, bu olaylarda insan hakkı ihlali yapılmadığına karar verdi.

Alican Uludağ

Türkiye’de son yıllarda cezaevlerinin nüfusu rekor düzeyde artarken, burada kalan tutuklu ve hükümlüler yaşadıkları sorunlarla ilgili Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun kapısını çaldı. TİHEK, 2019 yılı içinde 10’a yakın başvuruyu görüşerek karara bağladı. Ancak hiçbirinde ihlal kararı çıkmadı. Cumhuriyetin yaptığı derlemeye göre, incelenen şikayetler şöyle karara bağlandı:
Sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklanan bir kişinin annesi, oğlunun Sincan 2 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda gardiyanlar tarafından darp edildiğini iddia etti. TİHEK ise başvuruyu kabul edilemez bulurken, “iddiaları soyut nitelikte” buldu. Kararda, “Tutuklunun muhatap Kuruma ilk girişinde ve Kurumdan naklinden önce sağlıklı olduğuna dair alınmış doktor raporu olduğu ve kendisinde herhangi bir darp ve cebir izine rastlanmadığı anlaşılmaktadır” denildi.

Kalabalık koğuş şikâyeti
Pozantı L Tipi Cezaevi’nde kalan 23 mahkum ise koğuşlarda kalabalıklaşma problemi yaşadıkları, haftalık sohbet ve atölye haklarının keyfi olarak engellendiği, revire çıkamadıkları, kelepçeli tedaviye zorlandıkları, yasal olan ve bayilerde satılan gazetelerin gerekçesiz olarak verilmediği, yemeklerin sağlıksız ve kalitesiz olduğu, sulardan kanalizasyon kokusu geldiği, odalarda köpeklerle arama yapılıp aramada hijyen kurallarına dikkat edilmediği şeklinde şikayetlerini dile getirdi. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, konuya ilişkin yaptığı inceleme sonucunda hak ihlali yaşanmadığına karar verdi. Kurum, kelepçeli tedavinin “hastanın kaçmasını engellemek amacıyla” yapıldığını belirtirken, her tedavinin kendine özgü şartlar ve durumlar içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Mahkumların sosyal etkinliklerden yeteri düzeyde yararlandırılmamasına ilişkin şikayetle ilgili ise “başvuranların işledikleri suçlar neticesinde mahkum oldukları cezaya ilişkin ceza infaz rejiminin oluşturduğu elem seviyesinden daha fazla bir eziyet seviyesine ulaşmadığı ve başvuranların iddialarının kötü muameleden bahsedebilmek için gerekli ağırlık eşiğini aşmadığı anlaşılmaktadır” denildi. TİHEK, kalabalık koğuşlarla ilgili ise 15 Temmuz’a işaret ederek “ülke genelinde tutuklu sayısının artmasından dolayı oluşan kapasite doluluğu nedeniyle, mevcut ceza infaz kurumundaki uygulamanın meşru bir nedeni olduğu kabul edilebilir” ifadesini kullandı.

TİHEK, 8 aydır ailesinin yaşadığı Kahramanmaraş’ta bir ceza infaz kurumuna nakledilmek isteği reddedilen, 8 kişinin yerde yattığı 22 kişilik koğuşta yatmalarından şikayet eden mahkumun da başvurusunu reddetti. Kararda, şöyle denildi:
“Bununla birlikte tutulmaya ilişkin koşulların söz konusu uygulamanın niteliğinden kaynaklanan ve özgürlükten mahrum kalmanın doğal sonucu olan
kaçınılmaz elem seviyesinin ötesinde asgari bir ağırlık derecesine ulaşmış olması gerekmektedir. Somut olaydaki tutulma koşulları ayrı ayrı ve başvuran üzerindeki toplu etkileri hesaba katılarak değerlendirildiğinde söz konusu asgari eşik derecesi aşılmadığından insan hakları ihlali olmadığı sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte karara konu başvuruda, başvurucunun başvuru tarihi itibariyle 8 aydan fazla bir süre kalabalık bir koğuşta kalması tek başına kötü muamele teşkil etmeyeceği gibi mezkur AİHM kararında da belirtildiği gibi diğer tutulma koşullarının da kötü muamele açısından değerlendirilmesi gerekmektedir.” 

Özel günde hücre cezası

Adı açıklanmayan bir kadın mahkûma, kaldığı cezaevinde gardiyanları darp ettiği iddiasıyla 12 gün hücre cezası verildi. TİHEK’e başvuran kadın, cezayı sağlık koşullarına uygun olmayan bir hücrede geçirdiği, hücre hapsi esnasında, kadın olmasından kaynaklı özel günlerinde sancılarını gidermesi ve o dönemleri rahat atlatması için idare tarafından kendisine sıcak su, ketıl, bitki çayı v.b. şeylerin temin edilemediğinden şikayetçi oldu. Başvuruyu kabul edilemez bulan TİHEK, “hücreye koyma disiplin cezasının infazı sırasında tek kişilik odalara ketıl ve semaver verilmemesi yönündeki ceza infaz kurumu uygulamasının mevzuata uygun olduğu ve kötü muamele yasağını ihlal niteliği taşımadığı” savunuldu.