TİB’i MİT’e bağlama planı

AKP hükümetinin, 17 Aralık sonrası yönetimine hâkim olduğu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) kapısına kilit vurmasının perde arkasında TİB’i, MİT’e bağlama amacının yattığı konuşuluyor.

Alican Uludağ / Cumhuriyet

Kurumun binasının “gömülerek” yetkilerinin MİT’e devredilmesi ile özellikle iktidarın TİB’de 17 Aralık sonrası yaptığı yasadışı işlemlerin de üzerinin örtülmesine neden olacağı belirtiliyor. TİB’in bağlanması halinde telefon dinlemeleri konusunda tek patron MİT olacak. Kurumun MİT’e bağlanması da denetimi imkânsız hale getirecek.

17 Aralık operasyonu sonrası iktidarın ilk hedeflerinden biri TİB Başkanlığı oldu. TİB Başkanvekili ve 5 daire başkanı görevden alındı. TİB Başkanlığı’na MİT’ten Cemalettin Çelik getirildi. TİB’in diğer personeli de gönderildi, yerlerine hükümetin bizzat belirlediği kişiler getirildi. Yönetim değişikliğine paralel olarak Gölbaşı Başsavcılığı, yasadışı dinleme ve casusluk iddiasıyla TİB’e yönelik soruşturma başlattı. Ayrıca dinleme kararı veren hâkimler ile istihbari dinlemeyi yapan emniyetteki kadrolara da hâkim olundu. Ancak hükümet, tüm bunlara karşın ısrarla TİB’i hedef yapıyor. Cumhuriyet’in görüştüğü kaynakların anlattıklarından TİB’in neden gömülmek istendiğine ilişkin şöyle bir tablo çıkıyor:

Kirli geçmişi yok etmek: Hükümetin atadığı kişilerin yönettiği emniyet, MİT ve Jandarma’nın 2005’ten bu yana yaptığı dinlemeleri TİB koordine etti. Yani TİB’in 9 yıllık geçmişinde ne varsa, bunda iktidarın rolü var. 17 Aralık sonrası TİB’de yapılan incelemede iktidarın aleyhine olabilecek bazı dinlemelerin kayıtları çıktı. O nedenle TİB’i tümden gömmek, yasal veya yasadışı tüm dinlemelerin üzerinin örtülmesi anlamına gelecek

17 Aralık’tan sonraki hukuksuzluklar: 17 Aralık sonrası personeli tasfiye edilen TİB’de işbaşına gelen yeni yönetimin sisteme yasadışı şekilde müdahalede bulunduğu iddiaları sıkça dile getiriliyor. TİB Başkanı Çelik hakkında, “bilişim sistemine girme, sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme” suçlarını işlediği iddiasıyla Ankara Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuştu. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında 17 ve 18 Aralık tarihlerinde geçen “sıfırlama” görüşmelerine ilişkin telefon kayıtlarının sistemlerden silindiği iddia edilmişti. Yine TİB yönetiminin bazı verileri sisteme girerek, eski personelin yasadışı dinleme yaptığı izlenimini uyardırmayı amaçladığı da öne sürülüyordu. TİB’in kapısına kilit vurulması, sisteme bu tür usulsüz müdahalelerin açığa çıkmasını engelleyecek. Geçmişte TİB’de görev almış bir uzman, bu konuda “Ne dediklerini ne yaptıklarını bilmiyorlar. Sürekli karar ve fikir değiştiriyorlar. Önceden ‘her şeye el koyduk artık yasadışı bir şey yapılamaz’ diyorlardı. Şimdi ‘ne olduğunu bilmiyoruz’ diyorlar. Önceden kapatacağız diyorlardı, sonra MİT’e devredeceğiz dendi, şimdi de taşıyacağız derken en son binayı gömelim diyorlar. Bina gömülür mü? Aslında binanın gömülmesi ile kendi yasadışı işlemlerinin imha  düşünüyorlar gibi geliyor bana” görüşünü paylaştı.