TGC Abdi İpekçi'yi panelle andı

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı Abdi İpekçi ölümünün 33.yılında bugün Zincirlikuyu'daki mezarı başında düzenlenen törenin ardından aynı gün Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Konferans Salonu'nda panelle anıldı.

cumhuriyet.com.tr

Milliyet Gazetesi yazarı Nail Güreli’nin moderatörlüğünde yapılan panele konuşmacı olarak TGC Başkanı Orhan Erinç, Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit ve Radikal Gazetesi Yazarı Altan Öymen katıldı. Panelde Abdi İpekçi'nin gazetecilerin örgütlenmesi, ilkeli ve çağdaş gazeteciliğin gerçekleşmesinde örnek ve öncü duruşunun altı çizildi.Turgut Kazan ve İzzet Sedes'te panele anı ve değerlendirmeleriyle katkıda bulundular.

TGC Başkanı Orhan Erinç kazanılan deneyimlerle varılan bir sonuç olarak; “Gazetecilik bugün eski tehlikeli halinden daha da tehlikeli bir döneme geldi. Çünkü terör örgütü üyesi var sayılmak en kolay suçlama durumuna dönüştü” diyerek başladığı konuşmasında bunun önünün 2005’ten bu yana Türk Ceza Yasası’nda, Terörle Mücadele Yasası’nda ve Ceza Muhakemeleri Yasası’nda yapılan kimi değişikliklerle önü açılan soruşturmanın sonucu olduğunu belirtti. Erinç; “En azından Türk Ceza Yasası’nda ve Terörle Mücadele Yasası’nda da ifade özgürlüğünün önünü kesen maddelerin kaldırılması yada değiştirilmesini önerdiklerini” hatırlattı.

Erinç, “Bizim anladığımız anlamıyla gazetecilik, gazetecilerin aklına geleni yazacakları bir meslek değildir, uluslararası ilkeleri söz konusudur. Bunu ilk kez kağıda döken, uygulama başarısı gösteren yönetici gazeteci meslektaşımız Abdi Bey’dir” diyerek bir kez daha Abdi İpekçi'yi saygı ve özlemle andı.

Erinç’in ardından  konuşan Orhan Birgit, Ecevit ile Abdi İpekçi'nin dostluğuna, Uğur Mumcu'nun davayı en ciddi araştıran gazeteci olduğuna değinerek başladı. "Müthiş ilkeli bir adam olan, Abdi İpekçi, uluslararası tetikçiler tarafından 1980'de darbe yapmak isteyen güçler tarafından öldürtüldü" diyen Birgit; "Bugün yerini hiç birimiz doldurmuş değiliz" dedi.

Milliyet Gazetesi'nde uzun yıllar birlikte çalışan Altan Öymen ise, Abdi İpekçi'nin ilkeli gazeteciliğin yanı sıra, spor, ekonomi sayfaları gibi uzmanlık alanlarını başlattığını, hür ama gerçeğe dayanan yorum ilkesiyle gazetenin kimliğini ortaya koyduğunu, basının örgütlerinde görev aldığını, uluslararası ilişkilerde öncülük ettiğini örneklerle açıkladı. Bugün de Milliyet'in bu geçmişinden yararlanması gerektiğini belirtti. Öymen, basının bugünkü durumu içinde şunları söyledi; "Türkiye bence demokrasiye geçildiğinden bugüne basın özgürlüğü açısından en kötü dönemindedir. Benim uzun gazetecilik hayatımda da eleştiriye tahammül edemeyen iktidar basına baskı yapmayan demokratik yargıyı da yola getirmeye çalıştı, yasaları ağırlaştırdı, ağır tekzip düzenlemesiyle sayfalarımızı işgal etti. Ancak Yargıtay da dahil bütün yargı süreci tamamlanana kadar, gazeteci kesin hüküm alana kadar tutuksuz yargılandı. Terörist gibi laflar da yoktu" diyerek para cezalarının da bir kişiye Türkiye bütçe açığı kadar verilmediğinin altını çizdi. Öymen Abdi İpekçi'yi saygıyla anarken; "Başbakana bir saat muhalefete 5 dakika ayıran TV ve gazetelerin habercilikteki bu geriye gidişi durdurması gerekir" dedi.

Panelin moderatörlüğünü üstlenen Nail Güreli de bugünkü gazete üst yönetimleriyle dünü karşılaştımak için verdiği örnekte; "212 yasa çıktığında ona karşı tavır alarak gazeteleri üç gün çıkartmayan gazete sahiplerine karşı Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi tepki gösterenlerin başında yer aldı. Üç gün boyunca Basın Gazetesi çıkaran gazetecilere bugün gibi seyirci kalmayan toplumda büyük destek verdi. Demokrasi şölenine dönüşen o günlerde İlhan Selçuk'un sokaklarda Basın Gazetesi'ni sattığını hatırlarım" dedi.