Terör örgütünde liderlik kavgası (19.08.2010)

Terör örgütü PKK'nin, son 2,5 ayda kırsal alanda büyük kayıplar vermesinin örgütü karıştırdığı bildirildi.

cumhuriyet.com.tr

Terör örgütünün silahlı eylemlere başlamasının yıl dönümü dolayısıyla örgüt kadrolarına gönderilen bildiride, sözde ateşkesin sona erdirilmesi sonrasında kırsal alanda yaşanan ağır kayıplara dikkat çekilerek, Suriyelilerin ağırlıkta olduğu silahlı kanat (HPG) yönetim kadrolarına ağır eleştirilerde bulunulduğu saptandı.

Terör örgütünün elebaşılarından Murat Karayılan ile Suriye uyruklu ''Bahoz Erdal'' kod adlı Fehman Hüseyin arasında yaşanan liderlik kavgası, terörist başı Abdullah Öcalan'ın da desteğiyle geçen yıl (15 Nisan 2009) terör örgütünün silahlı kadrolarının başında yer alan Fehman Hüseyin'in görevden alınmasına neden olmuştu.

Liderlik savaşı, ''Kandil'in talimatlarını dinlemeyerek, özellikle Türkiye içinde sivilleri hedef alan eylemleri nedeniyle örgüt politikasına zarar verdiği'' gerekçesiyle görevden alınan Fehman Hüseyin'in yerine Murat Karayılan'a bağlılığıyla bilinen Suriye uyruklu ''Sofi Nurettin'' kod adlı Nurettin Halef Al Muhammed'in getirilmesiyle sonuçlanmıştı.

Terör örgütünün silahlı kanadının üst kademesinde yaşanan bu değişikliğin özellikle kırsal alandaki kadroların tepkisine neden olduğu ve Sofi Nurettin'in geçen 1 yıl içinde kadrolar üzerinde etkinlik kurmayı başaramadığı, silahlı kadrolarda ''yozlaşmanın hat safhaya ulaştığı'' şeklinde ağır eleştirilere maruz kaldığı ortaya çıktı.

Sofi Nurettin'in zaman zaman verdiği eylem talimatlarıyla kırsal alandaki kadrolar üzerinde etkinlik kurmaya çalıştığı, ancak Suriye uyruklu ''Şahin Kobani'' kod adlı Ferhat Abdi Şahin'in, Nurettin'in kadrolar üzerinde otorite kurmasını engellediği kaydedildi.

Özellikle Fehman Hüseyin ve Cemil Bayık tarafından desteklenen Ferhat Abdi Şahin'in, örgüt kadrolarına yönelik yaptığı konuşmalarda, örgütün verdiği ağır kayıplardan Sofi Nurettin'i sorumlu tuttuğu belirlendi.

Öte yandan, Cemil Bayık'ın da Nurettin'e karşı ittifak yapan Fehman Hüseyin ve Ferhat Abdi Şahin'e destek verdiği öne sürüldü.

Terör örgütünde şiddet yanlısı olarak bilinen Cemil Bayık tarafından kaleme alındığı bildirilen yayınlanan bildiride, Sofi Nurettin'in başında yer aldığı HPG kadrolarında yaşanan ideolojik tükenmişlik, moral çöküntü ve başarısızlığa dikkat çekilerek, özellikle sözde ateşkes sonrasındaki 2,5 aylık süreçte kırsal alanda yaşanan ağır kayıpların sorumlusu olarak HPG yönetiminin öz eleştirisinin alınacağı ve bu doğrultuda tasfiyelerin olabileceğine dikkat çekildi.

Terör örgütünün içinde bulunduğu durumu anlatan bildiride, şunlar kaydedildi:
''2,5 ay içinde HPG'nin faaliyetlerini değerlendirdik. Gerçekten de birçok temel noktada hata ve eksikliklerin var olduğunu gördük. Bir kere yeterince hazırlığın olmadığını gördük. Gerilla cephesi her ne kadar hazırlandık dese de 2,5 aylık pratik ortaya çıkardı ki aslında pratikte yeterince hazırlanmamıştır, zamanı boşa geçirmiş, kendini kandırmıştır.

Diğer yandan ideolojik-siyasi çizginin özümsendiğini söylemek de mümkün değil. Hala paradigma değişikliği anlaşılamamış, düz, dar bir milliyetçi, devletçi yaklaşım içinde kalındığı ve bu konuda tutarlı, yoğun ve ciddi olunmadığı görülüyor. Yani olsa da olur, olmasa da olabilir gibi muğlak durum var. Hangi çizgide olunduğu halen netleşememiştir. Yine meşru savunma, eğitim ve taktikler konusunda ciddi eksiklikler var. Bugün doğru, dürüst, yeterli, görevini başarma temelinde işleyen gerilla düzenimizde gerçekten ciddi zayıflıklar var. Bütün bunların sonucunda kırda istediğimiz başarıyı elde edemedik. Dolayısıyla hak etmediğimiz çok fazla kayıplar verdik. Bu hatalarımızın ve eksikliklerimizin sonucu oldu. Kırda böyle oldu, şehirde böyle oldu, Türkiye'de, Irak'ta, İran'da, Suriye'de böyle oldu. Taktik ve tarz bakımından gerillanın önemli zayıflıklarının olduğunu gördük. Hedefleri tespit etmede, doğru hedef belirlemede, eylemleri örgütlemede hazırlık yapmada yüzeysel ve dar yaklaşıldığını ve çok önemli hataların yapıldığını gördük. Çoğu eylemlerde doğru dürüst geri çekilinemedi. Dolayısıyla büyük darbeler yenildi. Daha birçok açıdan geçen 2,5 aylık pratiğin eksik kalan yönlerinin dökümü yapılabilir.''

Terör örgütünün bildirisinde ''ideolojik çöküşün'' başarısızlıkta önemli bir faktör olduğu belirtilerek, ''ideolojiyi özümsemeden komutan olabileceğini sananlar var. Aslında bu kişilerin askeri başarı kazanma istekleri de yok. Ölmüş, bitmiş, tükenmişler ve askeri başarıdan ümitlerini kesmişler. Böyle bitmiş tutumlar da içimizi kemiriyor. Ağacın kurdu kendi içinde olurmuş misali gerillanın kurdunu da kendi içinde yaratan tutumlar var. Bu kurt olmaya karşı kesinlikle mücadele etmek lazım'' denildi.

Terör örgütünde yaşanan derin çatlağın açıkça ortaya konulduğu bildirinin son bölümünde şunlar kaydedildi:
''Herkes görmezden duymazdan geliyor. Sağırı, dilsizi, körü oynuyorlar. Bir de bu durumdan cesaret alan küçük burjuvazi tasfiyeci tipler saldırı yürütüyor. Elbette silahlı saldıramıyorlar ama ideolojik olarak örgütü bitirmeye çalışıyorlar. Parti ve gerilla yaşamını bozmak için çaba gösteriyorlar. İçimizde çok sayıda ajan olduğunu biliyoruz. Yine gerilla içinde kötü idarecilik, uzlaşmacılık, bireycilik, bencillik, ahbap çavuşluk ilişkilerinin yoğun şekilde yaşandığını biliyoruz. İdeolojiden, örgütsel mücadeleden kaçış var. Bu halde 4. stratejik mücadelenin başarıya ulaşması mümkün değil. Modern gerilla demekle modern gerilla olunmuyor. Zafer demekle zafer kazanılmıyor.''