TEKEL'de beklenen açıklama
TEK GIDA-İŞ Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, beklenen açıklamayı yaptı. "Hükümetin olduğu her yerde TEKEL işçisi de olacaktır. TEKEL işçileri AKP'yi rahat bırakmayacaktır" diyen Türkel, eyleme 15-20 gün ara verileceğini açıkladı.
cumhuriyet.com.trTek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, TEKEL işçilerinin eylemi sürdürdükleri çadırları kaldıracaklarını bildirdi.
Türk-İş Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, TEKEL işçilerinin eyleminin bundan sonraki seyrine ilişkin açıklamalarda bulundu.
''Bu mücadele burada bitmedi'' diyen Türkel, saat 13.00 itibariyle çadırları kaldıracaklarını, saat 15.00'te de başından beri kendilerine destek olan civardaki esnafı ziyaret edeceklerini söyledi.
Eyleme, 15-20 gün mola vereceklerini belirten Türkel, 1 Nisan'da bin işçinin Ankara'ya gelip bir gece kalacaklarını bildirdi.
Türkel, ertesi gün düzenleyecekleri basın toplantısıyla belirledikleri eylem takvimini kamuoyuyla paylaşacaklarını ifade etti.
"Türkiye emeğin gücünü gördü"
Eyleme başından bu yana destek verenlere teşekkür eden Türkel, Türkiye'de özelleştirmelerin ''yağmaya, talana, vurguna dönüştüğünü'' öne sürerek, hükümetlerin bunda sorumluluğu bulunduğunu belirtti.
Özelleştirmelerin hırsızlığın, insanları yoksullaştırmanın ve sömürünün başka bir boyutu olduğunu dile getiren Türkel, bazı kesimlerin bu gerçeği TEKEL işçilerinin eylemi dolayısıyla fark ettiğini söyledi.
''4/C dayatmasının'' TEKEL işçilerinden intikam aracına dönüştürüldüğünü ileri süren Türkel, ''Bizi sokaktaki işsizlerle terbiye etmeye çalıştılar. Bize 'Kırk katır mı kırk satır mı?' dediler. Biz ise kararlılıkla devam ettik. Ankara'ya gelirken dönüş biletlerimizi almadık'' dedi.
Demokratik sınırlar içerisinde hakları için mücadele ettiklerini, kendilerine müdahale edildiğinde ise TÜRK-İŞ Genel Merkezi önüne geldiklerini anlatan Türkel, ''TÜRK-İŞ Genel Merkezi kimsenin, hiçbir yöneticinin değildir. Burası işsizlerin evi, kıblesi, dergahıdır. Her başı sıkışan buraya gelir'' diye konuştu.
"Bazı sendika başkanlarını unutmayacağız"
Eylem devam ederken bazı sendika başkanlarının yaptıkları değerlendirmeleri eleştiren Türkel, ''Bazı sendika başkanları 'TEKEL işçisi niye buraya geldi?' dedi. Bunu unutmayacağız'' dedi.
Eylem şeklini ''Gandi modeli'' olarak nitelendirip, kendilerine şiddet uygulansa bile kırıp, dökmeme kararı aldıklarını vurgulayan Türkel, bu uğurda kendilerine bile zarar vermeyi göze aldıklarını kaydetti.
Türkel, eylemleri sürerken ''Türkiye bölünüyor'' tartışmaları yaşandığına işaret ederek, ''Biz bu süreçte kardeşçe, kol kola bir mücadele verdik. Türkiye emeğin gücünü, sihrini gördü. Ayrışmadan insanların kardeşçe nasıl yaşayabileceği ortaya konuldu. TEKEL işçilerine hiçbir şey veremezsek bunu vermiş olmanın gururunu yaşayacağız'' diye konuştu.
Eylem sürecinde hiçbir işçinin zarar görmemesini arzuladıklarını ancak Hamdullah Uysal'ın trafik kazasında hayatını kaybettiğini hatırlatan Türkel, Uysal'ın acısını içlerinde yaşatacaklarını, sendika olarak ailesine destek olacaklarını belirtti.
"Grev lafını kullanmaktan çekinmeyin"
Mustafa Türkel, Türkiye'de genel grev ve dayanışma grevinin uluslararası sözleşmeler çerçevesinde artık suç olmadığını ifade etti. Bu tür grevleri konuşmanın, kararlarını almanın yasal olduğunu kaydeden Türkel, sendikacılara da ''Artık grev lafını kullanmaktan çekinmeyin'' diye seslendi.
Eylem sürecinde bazı konfederasyonların, attıkları imzalar daha kurumadan mücadelelerine engel olacak tavırlar içine girdiklerini belirten Türkel, bir kaç sendika dışında hiçbir sendikanın eylemlerine sahip çıkmadığını söyledi. Türkel, şunları kaydetti:
''Türkiye işçi sınıfı içinde öyle sendikalar biliyoruz ki alınan kararın gerçekleşmemesi için adeta şubelerine talimat vererek, 'Bu bizim işimiz değildir' dercesine dört konfederasyonun aldığı kararların uygulanmasına engel oldu. TÜRK-İŞ'e bağlı bir kaç sendikamız hariç, sahip çıkmadıkları 4 Şubattaki eylem bütün olumsuzluklara rağmen başarılı olmuştur.
Konfederasyonumuza bağlı bir kaç sendika hariç bu mücadelede maalesef sendika önderleri sınıfta kalmıştır. Burada 80 gün boyunca bu mücadelenin daha nasıl olduğunu görmeden, bu kapıdan geçmeyen onlarca sendika yöneticisi var. Bu mücadelenin bir şekilde başarısızlığa uğramasını isteyen sendikacıların olduğunu biliyoruz. Şubelerine böyle talimat veren sendika başkanları olduğunu biliyoruz. Bu bizi incitmiştir, üzmüştür.
Bu ve benzeri olayları 80 gün boyunca yaşadık. Bu arkadaşlarımızı tarihe havale ediyoruz. Sanıyorum bundan sonraki süreçte işçi sınıfı mücadelesinde ne yaptıklarını kendi kendilerine sorgularlar ve bundan sonraki mücadelede daha dikkatli olmaya çalışırlar. Çünkü biz biliyoruz ki TEKEL işçisi bu mücadeleyi kaybettiğinde arkasında şeker işçisi, enerji işçisi, liman, demiryolları, havayolları, karayolları ve onlarca işletmede yaklaşık 125 bin insanı daha 4/c'ye mahkum etme hazırlıkları yapılmaktadır. İşte bunları gören sendika başkanı dostlarımıza, sendika bürokrasisi içerisinde kendisini kaybetmiş dostlarımıza bir kez daha çağrı yapıyoruz, kendilerine çeki düzen versinler. İşçi sınıfının ve bu mücadelelerin önünde engel olma alışkanlıklarından derhal vazgeçsinler. Aksi halde önümüzdeki günlerde bunları kamuoyu önünde açık açık konuşmaya başlarız.''
"Zaman zaman yalnız kaldık"
Mücadeleye devam ederken zaman zaman yalnız kaldıklarını, unutulduklarını, görmezden gelindiklerini kaydeden Türkel, ''Ankara'nın yoksul semtlerinden, Türkiye'nin dört bir yanından destek olmasaydı herhalde bu mücadeleyi buraya getiremezdik'' dedi.
Türkel, 1 Nisan'da bin işçinin Ankara'ya gelip bir gece kalacaklarını, ertesi gün belirledikleri eylem takvimini kamuoyuyla paylaşacaklarını belirterek, sendika olarak Türkiye'nin her yerinde her türlü eylemliliği serbest hale getireceklerini söyledi.
Mustafa Türkel, ''Buradan bir kez daha iktidar partisine söylüyoruz, bu süreci iyi kullansınlar. Çünkü Türkiye'nin neresinde olursa olsun iktidar partisi mensuplarının sokaklarda rahat gezmesine izin vermeyeceğiz. Bu sorun çözülmeden nerede olursa olsun Sayın bakanların, Sayın Başbakanın mitinglerinde, toplantılarında, her yerde TEKEL işçisi olacaktır. Bunu asla akıllarından çıkarmasınlar'' diye konuştu.
''Adam gibi, herkese örnek olacak bir demokrasi mücadelesi verdiklerini'' söyleyen Türkel, ''Bilsinler ki 4/C gibi bir ucube çalışma hayatından kalkmadığı sürece biz bu mücadeleyi bırakmayacağız'' dedi.
Türkel, konfederasyonların aldığı karar çerçevesinde 26 Mayıs'ta yapılacak genel grev de dahil bu süreç içinde yapılan programların en etkili şekilde uygulanması için her türlü mücadele platformunu sonuna kadar kullanacaklarını ifade etti.
Mustafa Türkel, şöyle devam etti:
''Hükümete bu anlamda diyoruz ki, 1 aylık süreyi iyi kullanın lütfen. Yargının vermiş olduğu bu kararı, bu fırsatı iyi değerlendirin lütfen. Fırsatı iyi değerlendirerek Türkiye'yi de bir hukuksuzluktan kurtarın lütfen.
Bütün bu hukuksuzlukların olduğu bir ülkede yargının olmasından ve 'iyi ki yargı var' dedirtecek kadar da adil, sağlıklı, anlayışlı kararların çıkmasından dolayı da Danıştaya, hakimlerimize ve yargıya bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Anlaşılan o ki hükümet yargıya onun için kızıyor, onun için operasyonlar yapmaya çalışıyor. Kendisi gibi düşünmeyenlere nasıl yaşama hakkı tanımıyorsa -ki sendikamız üzerinden bunu yapmaya çalıştı- biz şimdi daha iyi anlıyoruz ki yargı hepimize lazım. Yargının bağımsız ve güçlü olmasından hepimiz yararlanıyoruz, yargı ve yargıya yapılacak her türlü haksızlık da bizim için çok önemli bir mücadele nedeni olacaktır. Yargının bağımsızlığına, müdahalelere asla izin verememeliyiz.''