Tehdit altındaki İstanbul

İstanbul Büyükşehir Belediyes'nin (İBB) üniversiteler ile yaptığı çalışmaya göre Avcılar, Küçükçekmece, Fatih, Eminönü, Bakırköy, Bayrampaşa, Adalar, Beyoğlu, Zeytinburnu ve Bahçelievler deprem açısından kentin en riskli ilçeleri... Cumhuriyet gazetesine değerlendirmede bulunan kent uzmanları Okmeydanı, Kasımpaşa, Fulya, Bomonti, Beylikdüzü, Kadıköy-Fikirtepe, Ümraniye, Maltepe, Kartal, Sultanbeyli'de de yapıların kaçak olması nedeniyle deprem güvenliğinin bulunmadığına dikkat çekti.

cumhuriyet.com.tr

 

Riskli semtler

İBBnin Zeytinburnu, Fatih ve Küçükçekmecede risk diğer ilçelere göre daha fazla ön plana çıktığı için bina ölçeğinde yaptığı detaylı çalışmanın sonuçları korkunç gerçeği gözler önüne seriyor. Bu çalışmanın sonuçlarına göre, Zeytinburnunda 16 bin 30 binanın 2 bin 300ü, Fatihte 27 bin 884 binanın 2 bin 750si, Küçükçekmecede 53 bin 138 binanın 9 bini riskli. Bahçelievlerde 20 bin 424 binanın 15 bininin, Güngörende 9 bin 538 binanın 7 bin 300ü, Bayrampaşada 19 bin 973ünün 6 bin 150sinin riskli olduğu saptandı.

İstanbulun karşı karşıya olduğu deprem riskini gazetemiz için değerlendiren İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, 1999 depreminde Körfez bölgesinde binaların yüzde 6sının yerle bir olduğunu, yüzde 7sinin ağır hasar aldığını, yüzde 12sinin orta hasar gördüğünü yani yapıların yüzde 25inin oturulamaz hale geldiğini kaydetti.

Bu noktada kentte kaç adet yapı bulunduğu konusunda bir karmaşa bulunduğunu belirten Gökçe, Kadir Topbaşın dahi bu rakamı bilmediğini ya da açıklamadığını belirtti.

 

1 milyon aile evsiz kalacak

Gökçe kentte 1 milyon 400 bin bina yani ortalama 4 milyon konut olduğunu hesaplayarak şöyle bir tablo çizdi:İstanbulda 1999 depreminde olduğu gibi binaların yüzde 25i oturulamaz hale gelirse 1 milyon aile evsiz kalacak. Biz bunu küçültüp iyimser bir tahmin yapıyor, 400-600 bin aile evsiz kalacak diyoruz. Bu kadar aile 2 milyon insan demek. Bu kadar kişiyi nerede toplayacağız?

Eski Mimarlar Odası Genel Başkanı ve gazetemiz yazarı Oktay Ekinci Körfezdeki yapıların İstanbuldan daha sağlam olduğu görüşünü dile getirerek şu çarpıcı açıklamayı yaptı:

 

Kumburgaz denize gidecek

Kadıköy-Fikirtepe, Ümraniye, Maltepe, Zeytinburnu, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievlerdeki yapı kalitesi Körfez’in çok altında. Kocaeli, iyi kötü bir denetim ile yapılaştı. İstanbulda, Zeytinburnunun dörtte üçü, Küçükçekmecenin yüzde 90ı, Bahçelievlerin yüzde 60ı, Bayrampaşanın yüzde 80i, Ümraniye, Sultanbeylinin tamamı, Ömerli havzası, Beylikdüzü depremde büyük hasar görür. Kumburgaz sahilinin olduğu gibi denize gideceğini savunan Ekinci, Okmeydanı çok yoğun risk altında çünkü kaçma riski yok. Binalar hem eski hem denetimsiz hem kaçak. Kasımpaşanın üstü, Piyalepaşa kesimi de riskli açıklamasını yaptı. Ekinci, Adaların yapı kalitesinin yüksek olmasına karşın faya yakınlığı nedeniyle tehdit altında olduğunu söyledi.

 

Şişli’nin yarısı riskli

İstanbulun en gelişmiş yerlerinden olan Şişlinin durumunun iyi olmadığını ifade eden Gökçe, Fulya Tenekeciler Yokuşundaki bütün binaların yıkılabileceğini söyledi. Ekinci şu uyarılarda bulundu:Şişlinin o kesimi çökecek de Bomonti ayakta mı kalacak? Ne yazık ki kâğıt gibi gidecek. Binalara baktığınızda ürperiyorsunuz. Kuştepe, Gültepe, Nurtepe bölgesi depreme güvenli değil. Şişlinin de yarısı riskli.

 

99’dan daha kötü durumdayız

Gökçe, 1999daki depremde İstanbuldaki yapı stokunun durumunun bugün de aynı olduğunu hatta daha kötü hale geldiğini vurguladı. Binaların geçen 12 yılda daha da yıprandığını düşünen Gökçe, 17 Ağustos 1999da İstanbulda 3 bin yapı oturulamaz hale geldi. 30 bin yapı hasar aldı. Depremin merkezi İstanbula 110 km uzaklıkta olmasına karşın hasar buydu dedi.

 

Beton dayanımı çok düşük

Gökçe, İMO İstanbul Şubesi olarak 2000 sonrası 1500 binadan 8 bin 500 beton örneği alarak yaptıkları çalışmanın çarpıcı sonuçlarını da aktardı. Gökçe, mevcut deprem yönetmeliğinde beton dayanımının 20 Megapascaldan (MPa) az olmaması şartının getirildiğini ancak yaptıkları ölçümlerde beton dayanımının 8.13 MPa çıktığını vurguladı. Gökçe, dünyada 30 MPadan aşağısının kabul edilmediğini söyledi. Bunun yanı sıra İstanbul gibi kentlerde yeraltı su seviyesinin yüzeye yakın olması, rüzgâr, nem gibi etkenler nedeniyle beton içindeki demirin daha kısa sürede paslandığına dikkat çekti.

 

Heyelan bölgesinde siteler

Gökçe, valiliğin 3 yıl önce çoğu heyelan bölgesi üzerinde olan Beylikdüzünde bir çalışma yaptığını ve yapıların önemli kısmının kaydığının tespit edildiğini söyledi. 1999 depreminden önce Beylikdüzünde yolun üzerindeki yapılarla altındaki yapıların neredeyse kafa kafaya geldiğini gördüklerini anlatan Gökçe, Bölgede yapılaşmadık alan kalmadı, depremde ciddi sorunlar yaşanacak uyarısında bulundu.

 

Yeni ve yüksek binalar sınanacak

Gökçe, afete hazırlıkta üzerinde durulacak diğer bir konunun da yeni ve yüksek yapıların depreme dayanıklılığı olduğunu belirtti. Bu konuda da iyi bir sınav verilmediği görüşünde olan Gökçe, İstanbulda yeni ve yüksek yapılan yapıları deprem ile sınayacağız. Bu bizim açımızdan ayıp. Mühendislik bilgimiz, yönetmeliklerimiz gayet iyi. Buna rağmen yönetmeliğin kriterleri yer seçim evresinde, proje sürecinde dikkate alınmıyor. Bu yapıları kimin, nasıl denetlediği belli değil. Oysa bizde okulu yeni bitiren meslek insanları formalitenin yerine getirilmesi açısından projelerin altına imza atıyorlar dedi.

 

Sultanbeyli ve Şişli riskli çünkü..

Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu İstanbul’un kıyı, dolgu alanları ve dere yatakları ile heyelan bölgelerinin risk altında olduğuna dikkat çekerek yapıların durumuna vurgu yaptı. Sultanbeyli örneğini veren Muhcu, “Bu ilçenin fayla ilişkisi yok ama yapı stoku çok kötü olduğu için risk altında” dedi. Şişli’nin yapı standartlarının yüksek olmasına karşın yoğunluk yapılaşma, yüksek binalar, toplanma yerlerinin olmaması gibi nedenlerle riskli hale geldiğini söyledi. Muhcu, “Yani en güvenli bölge yanlış uygulamalar nedeniyle en riskli bölge haline geldi” yorumunu yaptı.

 

Erdoğan neyi yıkacak

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “yıkıp yeniden yapacağız” açıklamasını da eleştiren Muhcu şu çarpıcı soruları sordu: “Neyi yıkacaksınız? Van örneğine bakalım. 1998 Deprem Yönetmeliği’nden sonra yapılan yeni yapılar yıkıldı. Üstelik bu sürecin 8 yılında AKP iktidarı var. 20 yıldır da yerel yönetimlerdeler. Peki, bu süreçte yapılan yapıların hangileri depremde yıkıldı? Son 10 yılda yapılan yapılar ve vatandaşın kendi imkânları ile ne bulduysa üst üste koyarak yaptığı ilkel sığınaklar yıkıldı. Ayakta kalan kim? 1960-1980 arası yapılan 4 katlı yığma binalar. Son 10 yılda kullanılan malzemeden daha kötü onların malzemesi. O binaların sıvası bile çatlamadı, ileri teknolojinin beton santrallarının yapıları yıkıldı. O zaman yeni yapıları yıkacağız.”

İlgili haber için tıklayınız;