Tedavi merkezinde uyuşturucu partisi
Eski bağımlı Devirhan ile annesi Dürüye Özlü, hayatlarını değiştiren Ayık Yaşamda Buluşalım Derneği’nde (AYBUDER) gönüllü rehber olarak çalışıyor.
İklim Öngel/CumhuriyetDerneğe gelişlerine kadarki yaşadıklarını paylaşan anne ve oğul’un anlattıkları, hem Türkiye’deki bağımlılıktan kurtulma yollarının yanlışlıklarını gözler önüne seriyor, hem de sevgi ve yardımlaşma ile “kurtulunamaz” sanılan bir bağımlılığın nasıl ortadan kalktığını kanıtlıyor. Artık bağımlı olmayan Devirhan, esrarla Çocuk Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi’nde (ÇAMATEM) tanıştığını anlatıyor ve ekliyor: “Orada iyileşme şansı yok gibi bir şey. Üçüncü yattığımda içerde eroin partisi bile verdik. ” Dürüye Özlü, oğluyla birlikte dernekte kalan bir anne. 12 yaşında uyuşturucuyla tanışan oğlunu, tesadüfen öğrendiği derneğe göndermek için uzun uğraşlar vermiş. Ağzındaki bali kokusu nedeniyle durumu anlayan Özlü, dernekle tanışana kadarki süreci “2.5 yıla yakın ÇAMATEM’e gittik. 3 kez yatıp çıktı, en sonunda madde kullandığı için kovuldu. Orada diğer maddeleri de tanıdı. Psikologlara, psikyatrlara götürdüm. Hiçbir fayda sağlamadı” diyor.
Biz değişmeden çocuklar değişmiyor
Bir akşam eve geldiğinde ayakta duramayan oğluna, “Bu saatten sonra benim paramla madde alamayacaksın ve ben ölmeni seyretmeyeceğim” diyerek eve almadığını anlatan Özlü, “Aylardan şubattı, hava çok soğuktu, Gidebileceği her yeri aradım, kimse kapıyı açmadı. 3 günün sonunda geldiğinde kendi isteğiyle derneğe gittik. Oğlumun durumu iyiye gitmeye başlayınca, ben de tüm eşyamı eskiciye verip derneğe yerleştim. Şimdi beraber kalıyoruz. Ben de değişmeye çalışıyorum. Eski hatalarımı tekrarlamamaya, daha kararlı olmaya çalışıyorum. Çünkü biz değişmeden çocuklar değişmiyor” dedi.
‘Sakinleştirici yüzünden’
5 yaşında hiperaktivite tanısı konulan ve küçük yaşlarda ilaç kullanmaya başlayan Devirhan ise o “sakinleştiricilerin” bir süre sonra bağımlılık yapmaya başladığını söylüyor. Kışın okulda “uslu durmak” için kullandığı ilaçları yazın almayınca, eksikliğin yerini “bali” doldurmaya başlamış. “Tatilde arkadaşlarım bali içiyordu. İlk o zaman, 12 yaşımdayken denedim. Gördüm ki eksikliğim buymuş. Bali çekince eksikliğim doldu; o ilaçlar, antidepresanlar bende bu tarz maddelere alışkanlık edindirmiş” diyor.
Zehre ulaşmak bu kadar kolay 'Bir ay bonzai içmek zorunda kaldık Çünkü torbacıda başka bir şey yoktu' Sekiz ay boyunca bali ile birlikte çakmak gazı ve tiner çektiğini söyleyen Devirhan, annesinin ağız kokusundan baliyi anladığını ve ÇAMATEM sürecinin başladığını belirtiyor. merkezi olan ÇAMATEM’e gitmiş. Ancak yeterli denetim olmadığı için orada iyileşmek bir yana “eroin”le tanışmış: “Orada iyileşme şansı yok gibi bir şey. Üçüncü yattığımda içerde eroin partisi bile verdik. ” Hastane sürecinin ardından maddeye devam ettiğini söyleyen Devirhan, son olarak Uyuşturucu Şurası’nın da “çıkış noktası” olan “bonzai”ye ulaşmanın son derece kolay olduğuna dikkat çekiyor: “Bir gün arkadaşlarla torbacıya gittik, esrar yoktu. Bir ay kadar sürekli bonzai içmek zorunda kaldık. Hatta torbacının bize verdiği o kadar küçüktü ki, kazıklanıyoruz diye düşürdük. Ama o kadar küçük maddeyle beş kişi bayılıp kaldık. Bir ayın sonunda aniden aşırı zayıflamaya, sırtımda, yüzümde yaralar çıkmaya başladı. Hayattan umudum, beklentim kalmadı.” “Sokakta yattım, sokak çok zor, en sertimiz bile sokakta kaybeder” diyerek teslim olma aşamasına bu şekilde geldiğini söyledi. Annesinin “Nereye gideceğini biliyorsun” demesiyle kendisini derneğe yönlendirdiğini söyleyen Devirhan, “Kapıyı açtılar, tanımadığım insanlar bana kucak açtı, yatak açtı, yemek verdi. Nasıl bırakacağımla ilgili hiçbir fikrim yoktu. Beni anlayan eskiden bağımlı olan insanlar konuştum. Burada bir kural var. Maddeyle ilgili konuşulmuyor, yalnızca kötü anlatılıyor ve yeni gelen bağımlıların yanında sürekli rehberler bulunuyor, 24 saat birlikteyiz. Dernekte yaşamaya başladıktan sonra hayatımda ilk kez kitap okudum, ilk kez tiyatroya gittim.” |