Tedavi edecek doktor kalmadı

Ankara’da salgın kontrolden çıktı. Hastaneler doludu, doktorlar hastalanıyor, tablo gün geçtikçe ağırlaşıyor.

Sertaç Eş

Başkent Ankara’da salgın tablosu her geçen gün ağırlaşıyor. Sokakta yaşanan duyarsızlık, mesafe, maske ve temizlik konusuna uyulmaması virüs kapan insan sayısının artmasına neden oldu. Şehir hastanesinin yapılmasının ardından boşaltılan Numune, Yüksek İhtisas ve Zekai Tahir Burak hastanelerinin bazı bölümleri yeniden açılmış durumda. Ancak ulaştığımız veriler çok tatsız…

Önce doktorlar… Salgınla mücadele eden doktorlar hızla hastalanıyor. Hasta bakmayan yalnızca ders veren bir profesör dostumuz anlatıyor:

“Bir arkadaşım aradı, sesi o kadar kötü ki anlatamam. Hırıltılı, zor konuşuyor. ‘Yardım et, kötüyüm’ dedi. ‘Tamam’ dedim, kapattım ve bölüm başkanı olan sınıf arkadaşımı aradım. En azından bir görünsün, hiç olmazsa psikolojik destek olur diye. O da demez mi, ‘Enfekte oldum, evde izolasyondayım’. Sonra, ‘Klinikte başasistanı ara o ilgilensin’ dedi. Kapattım başasistanı aradım. ‘Hocam ben de enfekte oldum, Dışkapı Hastanesi’nde yatıyorum’. Aradıklarımın birbirlerinden de haberi yok. Durum böyle, tıkandım kaldım.”

Testi pozitif çıkanların virüsle mücadelesinin yanı sıra başka mücadeleleri de başlıyor. Hastaneye yatmadan atlatan olduğu gibi hastanede 45 gün yatan da var. 40’lı yaşlarda olan bir noter çalışanı Kurban Bayramı’nda enfekte olmuş, 45 gün yatmış. “Çok yıprandım” diyor. 35 yaşında olan bir polis, testi pozitif çıkınca evde izole etmiş kendisini. “Allahtan bekârım, ancak iki üç gündür ilaç istemek için arıyorum, telefonlar sürekli meşgul, ulaşamıyorum” diyor.

SALGIN ADLİ TIP’TA

Salgın yüzünden yaşamını yitirenlerin bedenlerinden virüs bulaşıp bulaşmayacağı da uzman doktorlar arasında tartışılan konulardan biriydi. Ancak aldığımız bilgi, yaşamını yitiren insan bedeninden de mikrobun bulaştığını gösteriyor. Edindiğimiz bilgiye göre Ankara Adli Tıp’ta Morg Daire Başkanı virüs kaptı. Ayrıca bölümde iki asistan da virüs kapmış durumda. Tedavi ve izolasyon sürecindeler.

‘KİMİ HASTA ETSEM?’

Yaptırdığı testi pozitif çıkınca ne yapacağını bilemeyen yurttaş, sosyal medyadan yaşadıklarını anlatıyor:

“Testim pozitif çıkınca, Zekai Tahir Burak Hastanesi’ne gittim. Ben kimseye bulaştırmak istemiyorum, beni uygun bir şekilde evime gönderebilir misiniz, diye yardım istedim. Kimse benimle ilgilenmedi. ‘Kendin git’ dediler. Sonra oturup düşünmeye başladım. Eve nasıl gideceğim… Otobüsle mi gitsem, dolmuşla mı gitsem? Kimleri hasta etsem piyangoyu kime çıkarsam?”

Bir yandan yurttaşlardan önlemlere sıkı sıkıya uymalarını istiyoruz, bir yandan da testi pozitif çıkan bir kişiyi evine izole halde gönderemiyoruz.

ÇEMBER DARALIYOR

Mart ayından sonra çevresinde pek fazla virüs kapan insan olmadığı için herkesten “Emin misiniz, salgın var mı? Ben kimseden duymadım” gibi tepkiler alıyorduk. Ancak son günlerde “Duydun mu şu da hastalanmış. Çember daralıyor” diye tedirgin ifadeler duymaya başladık. Bir konu daha var salgının nasıl yayıldığını gösteren. Anlık iletişim gruplarından, plazma istekleri geliyor. Bir yakını virüs kapan, yoğun bakıma yatanlar, tanıdıklarından, son üç ayda enfekte olmuş birini bulup plazma almak ve tedavide kullanmak için duyurular yapıyor. Ancak çoğunluk aradığını bulamıyor.

Salgın herkesi engelliyor, verimsizleştiriyor ve zihinsel yorgunluğa yol açıyor. Umutların bağlandığı nokta ise aşı… Ancak aşı konusunda Türkiye’nin planlamaları nelerdir, pek bilen yok. Aşı geliştirmek ve üretmek noktasında yoksunluklarımız üst düzeyde. Dışarıda üretilecek aşının Türkiye’ye ilk aşamada çok sınırlı gelmesi, aşılamanın önümüzdeki yıla sarkma olasılığı yüksek.