'Tecavüzcüyle evlendirme gündeme gelmedi'
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), "Yargıda Durum Analizi Toplantılarında" uygulamacı hâkim ve savcıların grup çalışmalarının hiçbirinde mağdurların tecavüzcüsüyle evlenilmesinin veya 15 yaşından küçük mağdurun tek başına rızasının cezasızlık sebebi sayılmasının gündeme gelmediğini açıkladı.
cumhuriyet.com.trDün Radikal Gazetesi'nde bugün de Habertürk Gazetesi'nde "Yargıda Durum Analizi Toplantılarında" hâkim ve savcıların mağdurların tecavüzcüyle evlendirilmesi önerisi getirildiğine yönelik değerlendirmelere HSYK'den yazılı bir açıklama geldi. HSYK, Yargıda Durum Analizi Toplantılarında ortaya konulan bazı önerilerle ilgili eksik bilgilendirmeye dayalı yanlış değerlendirmeler yapıldığının görüldüğünü, bu nedenle bir açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Söz konusu bilginin, uygulamacı hakim ve savcıların grup çalışmalarında haberde yazılandan çok farklı ifade edilen, üzerinde çalışılmamış ham bir bilgi olduğunun vurgulandığı açıklamada, bu görüşlerin değerlendirilmesi ve tartışılması için Ekim ayında Ankara'da yüksek yargı organlarının temsilcileri, hakimler ve savcılar, akademisyenler, Türkiye Adalet Akademisi ve Türkiye Barolar Birliği temsilcilerinin katılımıyla büyük bir toplantı düzenleneceği kaydedildi.
'Kendi rızasıyla evlenen 15 yaşındaki kızı kasdettik'
Toplantıda daha önceki görüşmelerde dile getirilen önerilerin masaya yatırılacağı ve yargının etkin, verimli, hızlı ve adil bir şekilde işlemesi için alınması gereken tedbirlerin tespit edilmeye çalışılacağının ifade edildiği açıklamada, haberlerde yer alan değerlendirmelerin HSYK üyelerinin görüşü olmadığı belirtilerek, şöyle devam edildi: "Söz konusu ham belgede ifade edilen görüşler, gazetelerde ifade edildiği gibi HSYK üyelerinin görüşü değildir. Ayrıca konu gazete, televizyon ve internet medyasında ele alındığı şekilde gündeme gelmemiş ve hakim ve savcılar tarafından da 'tecavüzcüsüyle evlensin bizim de işimiz azalsın' gibi bir öneri hiçbir şekilde dile getirilmemiştir. Toplantılarda konuyla ilgili iki başlık aşağıdaki şekilde dile getirilmiştir. Ülkemizin özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde 15 yaşından küçük kızların yine çoğunlukla kendi yaşlarına yakın erkeklerle davullu zurnalı evlendirildikleri, bu gayrıresmi evlilikten çocuk sahibi oldukları ve bunun savcılık tarafından öğrenilmesi üzerine de erkek ve ailesinin ağır ceza mahkemelerinde yargılanıp ceza aldığı, bu kez 15 yaşını doldurmadan evlenen kızın, çocuğuyla birlikte bakıma muhtaç kaldığı gerçeği karşısında, bu gibi durumlarda cezanın indirilmesi veya eski 434. madde benzeri bir düzenlemeyle cezanın kaldırılması suretiyle bu konuda ortaya çıkan mağduriyetin engellenmesi önerilmiş, böylece sosyal bir yaranın tedavi edilmesi istenmiştir. Grup çalışmalarının hiçbirinde tecavüzcüyle evlenilmesi veya 15 yaşından küçük mağdurun tek başına rızasının cezasızlık sebebi sayılması gündeme gelmemiştir."
'Rapor alınmasına gerek yok ruh sağlığı zaten bozuk'
Ruh sağlığı bozulmuştur raporundan vazgeçilmesi talebinin de mağdur aleyhine değil, lehine olacak şekilde gündeme getirildiği belirtilen açıklamada, "Grup önerilerinde '15 yaşından küçük mağdurun cinsel bir saldırıya maruz kalması halinde ruh sağlığının bozulacağı rapor gerektirmeyecek kadar açık olduğundan bu hususta ayrıca rapor almak için zaman kaybedilmesin ruh sağlığının bozulduğu kabul edilerek ceza verilsin' denilmiştir' değerlendirmesinde bulunuldu.
Hakim ve Savcılar Türkiye'nin gerçeklerini biliyor
Türkiye genelinde 17 bölge toplantısı yapıldığı ifade edilen açıklamada, hakim ve savcıların Türkiye'nin gerçeklerini en iye şekilde bilen, toplumun içinde yaşayan ve ağır iş yükü altında fedakarca görevlerini yerine getiren kimseler olduğu belirtildi. Yüzde otuzu bayanlardan oluşan yargı teşkilatının Türkiye gerçeklerinden habersiz olduklarını ve kadına karşı insafsızca kabul edilebilecek öneriler getirdiklerini düşünmenin bile insanların içini acıtacak bir durum olduğunun belirtildiği açıklamada şu değerlendirmeye yer verildi:
"Bu toplantılara katılmadan, orada tartışılan konuları ve tartışmaları dinlemeden, tartışılan konu başlıklarını yanlış yorumlayan haber ve yazılara bakarak bu ülkenin hakim ve savcıları hakkında hüküm vermek ne derece doğrudur bunun takdirini kamuoyuna bırakıyoruz. Kangren haline gelen pek çok soruna bu toplantılarda parmak basılmış ve çözüm önerileri ileri sürülmüştür. Değerli basın mensuplarının hiç söylenmemiş sözler ve hiç ifade edilmemiş öneriler için hakim ve savcılarımız hakkında bu şekilde haksız ithamlarda bulunmaları adaletten ayrılmayan yargı mensuplarını incitecek ve onlara olan güveni azaltacaktır. Bu tür yazılar kaleme alınmadan konunun ilgililerinden sorulması ve araştırılması meslek etiğinin de bir gereğidir."