TCMB’nin kripto para yönetmeliği NFT olarak satışa çıkarıldı: ‘Düzenleme değil, yasaklama’

Ekonomist ve kripto para araştırmacısı Enes Özkan, TCMB’nin kripto para yönetmeliğini NFT olarak satışa çıkardı.

Ayça Han

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yayımladığı yeni yönetmelikle, 30 Nisan'dan itibaren kripto varlıkların ödemelerde kullanılmasına yönelik hizmet sunulamayacağını açıkladı.

Tartışmalara neden olan yönetmeliğe yönelik tepkilerden biri de, Daktilo1984’ün kurucusu, ekonomist ve kripto para araştırmacısı Enes Özkan’dan geldi.

Özkan, TCMB’nin yeni kripto para yönetmeliğini NFT olarak, yani blockchain üzerinde kendisi tarafından imzalanmış bir sanat eseri olarak satışa çıkardı.

Başlığını ise ilk NFT’ler olarak nitelendirilebilecek CryptoKitties’e atfen TCMBKitty a.k.a. Oxymoron olarak belirledi.

Yönetmeliğin bir düzenlemeden ziyade yasaklama olduğunu ifade eden Özkan “Amaçladığım şey bu yasakçı ve dayatmacı yönetmeliği bir oksimorona dönüştürmek ve bunu yaparken gerçeğin kendi dayatıcı etkisini yönetmeliği hayata geçirenlerin yüzüne çarpmak. En temelde ise yaptığım şey yönetmeliği protesto etmek. Bunu yaparken de sanatın dönüştürücü etkisini bir katalizör olarak kullanmak istedim” diyor.

‘ÖNGÖRÜSÜZLÜK’

Dünyada her gün milyonlarca insanın kripto paraları kullanarak alım-satım yaptığını ve ödemeler gerçekleştirdiğini aktaran Özkan, bu durumun 6 maddelik bir yönetmelikle yasaklanabileceğini düşünmenin garip olduğunu söylüyor:

“Yaratıcılığın ve bunun getireceği değişimin öncüsü olmak yerine ezberlerini koruyup kendilerince güvenli alanda kalmaya çalışmak muhafazakarlık olarak bile değerlendirelemeyecek şekilde bir öngörüsüzlük olarak geliyor bana.”

YÖNETMELİK PİYASADA NELERİ DEĞİŞTİRECEK?

Özkan, bu yönetmelik haricinde başka bir regülasyon gerçekleşmezse, kripto para borsalarında işlem yapan kişiler için çok büyük bir etki yapmayacağını ifade ediyor:

“Çünkü yönetmelikle kripto paralarla mal ve hizmet alım-satımına yasak getirildi, kripto paraların kendisinin alım-satımına yönelik bir engel yok. Yönetmelikte geçen ifade ‘Kripto varlıklar, ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamaz’ şeklinde. Sadece kriptopara borsalarına Türk Lirası aktarmak veya borsalardan Türk Lirası çekmek için kullanılan ödeme ve elektronik para kuruluşları yerine bankalar kullanılacak. Yönetmelik bankalar üzerinden yapılan işlemlere ilişkin bir kısıtlama getirmiyor.

Toplumda kripto paranın yasaklandığına dair bir algı oluştuğunu da belirten Özkan, “Böyle bir durum henüz söz konusu değil. Öte yandan yönetmelik kriptopara konusundaki regülasyonların sıkı tutulacağının bir işareti bana göre. Bu söylediklerim hem Bitcoin hem diğer kripto paralar için geçerli” diyor.

YÖNETMELİĞİN SORUNLU YANLARI NELER?

Yönetmelikte kripto paralar için bir “kripto varlık” tanımı yapılıyor ve kripto varlıkların gayri maddi varlıklar olduğu söyleniyor. Muhasebe dilinde buna “maddi olmayan duran varlıklar” da denebiliyor.

Özkan, bunların kapsamına bakıldığında marka, patent, sanatsal eserlerin mülkiyeti vb. çok fazla alt başlık görüldüğünü belirterek “Kriptoparaların böyle bir alt sınıfa sokulması kripto paraların işlevlerini ve felsefesini karşılamıyor. Bu ileride hem kurumsal hem bireysel yatırımcılar için sorunlar yaratacak bir tanım. Nitekim bazı mahkemeler verdikleri kararlarla TCMB yönetmeliğindeki tanımı fiilen kabul etmeyerek kripto paralara haciz işlemi başlattılar ve onları bir sermaye piyasası aracı gibi kabul ettiler” diyor.

‘PİYASAYA ÇOK KÖTÜ BİR SİNYAL VERİLDİ’

Esas sorunun ise Türkiye’deki ekonomi yönetiminin her zaman yaptığı gibi piyasaya çok kötü bir sinyal vermesi olduğunu aktaran Özkan, şu ifadeleri kullanıyor:

“Birincisi gece yarısı çıkan bu yönetmelik öncesinde paydaşların görüşleri alınmadı, bu kararların alınacağına ilişkin herhangi bir tartışma yürütülmedi. Bu durum piyasadaki oyuncuların kendilerini tabiri caizse kurbanlık koyun gibi hissetmelerine sebep oluyor. Yatırım konularında en önemli şey yatırımcının psikolojisidir. Yatırımcı psikolojik olarak rahat hissetmediği zaman riskini yönetme konusunda sorunlar yaşar. Yakın dönemde yaşadığımız Merkez Bankası başkanının değişimi gibi, bu yönetmelik gibi konular yatırımcının risk algısını ve dolayısıyla piyasayı bozan işlemler olarak karşımıza çıkıyor.

‘TEKNOLOJİK GELİŞMELERİN ÖNÜNE SET ÇEKİLDİ’

Özkan’a göre ikinci ve en önemli sorun ise teknolojik gelişmelerin önüne set çekilmesi:

“Yönetmeliği o gece okuduğumda hemen bir yayın açtım Daktilo1984 YouTube kanalında ve söylediğim ilk şey buydu. Türkiye kriptopara ekosisteminde önemli bir oyuncu. Çok büyük hacimli borsalar var. Bu enerjinin teknolojik devinime dönüşmesi, bu alanda uygulamalar ve sistemler geliştirilmesi piyasanın olağan akışında olacak şeyler. Yönetmelikte karşımıza çıkan yasakçı tavır finansal teknoloji başta olmak üzere tüm blockchain teknolojilerine yönelik geliştirme yapan yazılımcıların ülke dışına çıkmasına sebebiyet verir nitelikte. Zaten uzun bir süredir ülkenin insan kaynağı bu gibi politikalar nedeniyle kaybediliyor. Şimdi biz bu kayıplara yenisini ekleyeceğiz bu yönetmelikle.”

DÜZENLEME Mİ, YASAKLAMA MI?

Özkan, yönetmeliğin bir düzenleme değil, yasaklama olduğunu belirterek “Türkiye’de regülasyon denince zaten genellikle yasaklama akıllara geliyor. Siyaset bir kolektif karar alma mekanizması olarak işlemiyor çoğu zaman. Daha önce hiç düzenlenmemiş alanı nasıl bir kurumun gece yarısı çıkardığı yasakçı bir yönetmelikle tanımlayabilirler gerçekten şaşırıyorum. Siyaset mekanizması sadece güç kullanma üzerine işlememeli, kanun gücüyle insanlara gerçeklik dışı, yapılamaz, kontrol edilemez şeyler dayatılmamalı” ifadelerini kullanıyor.

Yönetmelikteki, kripto paraların ödemelerde kullanımının yasaklanmasına ilişkin maddeyi, evde bira yapımına litre sınırı getiren düzenlemeye benzeten Özkan şunları söylüyor:

“O düzenlemeyle insanların evlerinde kaç litre alkollü içki üretebileceği sınırlanmıştı. Buna ilişkin bir denetleme yok, zaten bunu denetlemeye imkânı da yok hiçbir kurumun. Devletin kontrol etmesinin mümkün olmadığı bir alanı düzenlemeye çalışması vatandaşlar üzerinde güç kullanma istencinin ve her konuda tek karar verici merci olma arzusunun bir sonucu.

DAHA İYİ BİR DÜZENLEME NASIL YAPILABİLİRDİ?

Özkan, her piyasada olduğu kripto para piyasasında da sorunlu alanların olduğunu ifade ediyor. 

“Nasıl Borsa İstanbul’da bazen manipülatif hareketler oluyorsa kripto para borsalarında da bunlar yaşanabiliyor” diyor ve kamu kurumlarının öncelikle bu konuya eğilmesi gerektiğini belirtiyor:

Ayrıca bazı yerel ve global borsaların piyasadaki insanların alım-satım emirlerini önceden görme imkanlarına sahip olmaları dolayısıyla kendilerinin de bir yatırımcı gibi borsalarında işlem açtıklarına yönelik söylentiler var. Bu gibi aksaklıkların üzerine gidilmeliydi. Ama sadece yasaklar koyarsanız piyasa mekanizması o yasakları aşacak yolu bulur ve çok farklı sorunlarla karşılarsınız.

YENİ DÜZENLEMELER, YASAKLAMALAR GELİR Mİ?

Özkan, bu yönetmeliğin öncü bir yönetmelik olduğunu düşünüyor ve “Yönetmeliğin mesajı çok sert, sonraki yönetmeliklerin de piyasayı daraltıcı etkisinin olacağını düşünüyorum, umarım yanılırım” diyor.

Kripto paraların kullanım alanlarının çok geniş olduğunu ve farklı kurumların çalışma alanlarına da girdiğini hatırlatan Özkan, yeni düzenleme ve yasaklamalara yönelik öngörülerini şöyle sıralıyor:

  • Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Hazine ve Maliye Bakanlığı da sırasıyla bu konuya ilişkin mevzuat üretebilir.
  • BDDK bankacılık alanında borsalara para aktarım mekanizmasıyla ilgili düzenlemeleri hayata geçirebilir.
  • SPK Türkiye’de yerleşik kriptopara borsalarına ve bu borsalarda işlem gören “kripto varlıklara” ilişkin çeşitli aksiyonlar alabilir.
  • Ve tabii ki Hazine ve Maliye Bakanlığı bu piyasadan elde edilen gelirlerin vergilendirilmesine yönelik düzenlemeler yapacaktır.

NFT’NİN GELİRİ BLOCKCHAIN YAZILIMCILARINA

Özkan, TCMB’nin yönetmeliğini NFT olarak satışa çıkarırken öncelikli amacının eseri satmak olmadığını vurguluyor:

“Bu eser satıldığında değil, benim ve benim gibi kripto paranın ortaya koyduğu fikirlere inanan ve ona katkı sağlayan bireylerin sesi daha fazla duyulduğunda, kanun koyucular kocaman bir ekosistemi bir kalemle silemeyeceklerini anladıklarında amacına ulaşacak. Olur da yarattığım bu NFT satılırsa elde edeceğim tüm geliri yine bu dönüştürücü fikirlere inanan ve ona katkı sağlamak isteyen blockchain yazılımcılarının ve iş geliştirmecilerinin yetiştirilmesi için yapılacak projeler için kullanacağım.”